yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGezi Parkından Rojavaya çevremiz – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Gezi Parkından Rojavaya çevremiz – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Ekranı açtığımız anlarda bazen şu tekerlemeler ezberlenen kuran gibi söylenir: “Ortadoğu gelişmeleri; bölgesel artan enerji durumu; Kıbrısın gelişmelr ile stratejik önemli” analizlerine bolca raslarız. Hani kelimelre takılıp kalırsak; nedenli ilginç yorumların yapıldığını da inanmak zorunda kalırız. Hele yükselen sesler ve abartı ile Kıbrısı içine sokma lafları; kandırılmanın adeta üstüne ekilen kreması gibi bize gelir. Sunum oldukça güzel yapılır. İmajları ve güzel pazarlama ticari düşüncenin aldatıcı makyajını yaşarız. Arada ısrala övgü ile de: “Türkiyenin başarılı politikası; Türkiyenin de çıkarına göre oluşan koşullar” tamamlayıcı yorumlar, bizi oldukça “şımartıp” övgülere takılmamızı sağlar. Aradabir birileri Ortadoğu ile enerji lafları atarak çok bilmişlik cihaletine de şaşırmamak mümkün değildir. Tüm bunlar tekar tekrar konuşulur. Bunu duyup de düşünce tenbeli olanlar da hemen beyeni sarhoşluğuna düşerler. Kıbrısın önemi ile bize verilen değerlerin yarınlar için “mutluluk umutları” olarak kabulenilir. Bunlar hep güzel cihalet kandırma gıda düşüncesinden ürünlerdir! Biraz kafanızı kaldırıp beyninizi zorlarsanız da aslında saatler içinde anlatılan veya kitaplarla bilim olarak sunum olan “bilgilerin” hepsinin yanlış olduğunu anlarsınız. Biraz gözerlinizi etrafa çevirirseniz de olanların zeresini konuşmadığınızı da fark edersiniz. Şöyle bir beleğinizi kısa dönemsel zorlayın; öyle uzun zamana değil; birkaç güne sıkıştırın. Ayni tekrarları bizim ekranlar sıralayarak “bilimcisi, politikacısı sıraya girerken” birde dönüp etrafınıza bakın! Bolca Ortadoğu ile “Anvatan” lafları arasında örneğin gazete mahşetlerinde ayni oranda ürkiyede ki Gezi Parkı yıldönümü durumlarına pek raslamazsınız! Ortadoğu lafazanlıkları arasında son Rohova katliyamının adını bulmazsınız! Ama hep birileri hangi konuyu anlatırsa anlatsın “Bölgesel gelişmelerin uygun koşuları” tekrarına ulaşırsınız.Yeni bir modanın da gösterimine de artık tanık olursunuz: “Kıbrıs çözümü ile oluşacak mali kazanç”! Birilerin paraları ile içeriği belli olmayan “çözüm” lafazanlıklarını aktarma adına “malieyt artışı ve kazancın büyüme” analizlerine yeni moda olarak gösterime sunuldu. Sahi; onca anlatı içinde nasıl çözüm sorusuna yanıt yok! Binası bilinmeyen yapıtın penceresinden iyi ışık girecek reklamın aldatıcılığına benziyor. Daha travması; Kıbrıs için barışa inanmayan ve her açılımına kar olmadıkça karşı duran kesimelrin bu durumu reklamlaştırma durumu; yeni moda kazanma giysisinin çok aldatıcı olduğunu anlıyorum.

Böylesi bir Kıbrıs için yaşarken; etrafla ilgisiz ve bilgisiz iken, bolca laflar sıralanırken; birileri uyma adına ve para kapma sevdası ile projeleri dolrdururken; doğrusu tek bilinmeyen ama net yaşanan gerçek, yine çevremizde olanlardır. Nitekim bol Türkiyecei çevrelerin örneğin haftasonunda Gezi Parkı yıldönümü olaylarını yorumladıkalrını duydunuz mu? Onca lafazanlıkalr arasında ve Türkiyeleşme gerçeğimize karşın da konu ile ilgili yorum yaptıklarını gördünüz mü? Çünkü böylesi konuda araştırmak, yorum yapmak için birkiminiz olması gerekir. Ayrıca işbirlikci olmama ile çıkarla lafazanlık yapmamanız şart. Dün bunların eleştirisi yapıp şimdi sistemin kuları olup yüksek maaşlı popilislerin ise bu durumdan kaçışları bir başka tarihi gerçeği anlatmaya yeter ve artar! Madem Türkiyeleşme ile Ortadoğuculuk rüzgarını bilmeyenler dahi konuşuyor ise bizde bu coğrafyadan 2 örnekle hayaleri ve para kapmayı değil; yaşananlar ile doğru öğrenme katgısını yapalım. Görüyorsunuz ya; sonuçta para alma veya çıkar adına başkalrı adına burada ezber tekrarlama davranışı olmadığı için; ben gayet rahat neyi anlatmak istediğimi cebime para koymadan veya gelecekte belki banada verirler çıarcılığı olmadan konumu anlatıyorum.

Cumartesi günü Türkiye Gezi Parkı direnişinin birinci yılını tamamladı. Tamda Türkiyenin gerçekleri ile günü yaşadılar. 25 Bin polisin, 50 Toma racının, akreplerin ve eksra sivil polisten paramiliter kesimlerin Gezi Parkı çevresini kuşatarak insanlara kapatılması ile anımsatıldı. İstanbulun Avrupa yakası adeta bir apluka, kuşatma içine alındı. Bu görüntü dahi Gezi Parkı olayının nedemek olduğunu anlatmaya yetip arttı!

Gezi Parkı direnişi aslında yerleştirilen ezberlerin ve sistemin algıalrını yerlebir eden olaydır. Yeni Türkiye, ileri demokrasi, Ortadoğunun modeli, reforumlarla demokratikleşme, Erdoğan ile AKP gelişmelerinin başarısı, ekonomik mücize gibi tüm kuramların Gezi Parkı yaşananlar ile resmen yerlebir oldualr. AKP övgüerlinin birden yandaşlarına “bunalr da ne” soru kuşkularını oluşturdu! Bibergazı, Tomaların, polis resmen katliyamlarını adeta göstere göstere yaşatılan meydan oldu. Katledenlerin “kahramanlaştıran” resmi idolojinin Erdoğan gerçeği bu olaylar la ortaya serildi. Bunu halkın direnişi ve bedel ödeyerek yaşanan sonuçlarla kanıtlandı. Öyle kanıtlandı ki herkesin gözü önünde insanlar öldürüldü veya kör edildi! Hiçbir sertlik göstermeyen insanların, “gizli örgüt” sanığı olarak tutuklanmasını ekranlar yansıtı. Gerçekler olurken de “demokratik medya” kanalarının “penguyenler” ile uğraşmasının imgesini kazıtı. Yalanlar ise birbirini kovaladı…”Camide içki iştiler; Türbanlı bacımıza saldırdılar; Arkadaşları onu döverek öldürdüler; damdan düşüp öldü”….. Tüm bu yalanlar bizat Erdoğan ile başlayan koronun tekrarında yapıldı. Yalanın özrü değil daha da sertleşerek tekrarına tanık olundu! Yalnız birtakım bizlik kişilerin günahını almayalım: Tüm dünya Erdoğanı eleştirirken ve onu alkışlayan kimisi de şaşkınca diyeceklerini bulamazken; Bizim burada ayni işbirlikci ruhiye işlemeye devam edildi. Herkes Erdoğana uzak durma veya adet yerini bulma adına olsa da eleştirirken; Kıbrısın kuzeyinden işbrilikcilik ruhiyesinin nereye geldiğini gösteren açıklamalar oluyordu. Birileri böylesi yapı ile birlikte olmaktan “heycanlanıp” makamının yağını acemice yakıyordu! Hele gözü sarayda, beyni koltuğu kapmada, kulağı AKP ekseninden gelecek desteği bekleyip ağzına mikrofonu alıp açıklama yaparken; çok şahane yalakacılık yapıyordu: “Ben AKP acentasıyım”! Burda Türkiye soluna bir mesaj düşüyor: Hala Mehmedali gibi kişileri reportaj ile solcu göstermeye devam ederseniz; kendi okuyucunuza yanlış algılarla resmen sosyalist düşünceleri kirletiklerinizi belirtirim!

Gezi Parkı üzerine söylenecek çok olgu vardır. Türkiye aslında Geçen yıl önce Gezi Parkı olayı ile resmen sosyal patlamanın bir kıvılcımını yaşadı. Dünyaya “Türkiye denildiği gibi yönetilmiyor” mesajını çok acı bedel ödeyrek sunuldu. Sonra Aralık 17 günü ile “mucize” denilen ekonominin nasıl yolsuzluk ve rüşvetle dolu olduğunu kanıtladı. Rakam ile gerçekelrin nasıl dünyalar kurgulatıldığını gösterdi. Buna benzer gelişmeler ardı ardına gelirken; yerel seçimler ile birçok kitlesel durumları ve siaysal aşmazları onca kirli karne ile oy sandık yelpaze çelişkisini karşımıza getirdi. 1  Mayıs kuşatma yasaklarını ve şidet uygulaması yetmezken; Soma faciyası ile “şahane, mucize örnek ekonomisinin” insan cinayetinin resmini çizdirti. Tamda kamuoyu oluşurken de Ok meydanı katliyam vuruşu ile Alevi pimi çekildi. Fakat bunlar hep bildik algıalrla sunuldu. Algılar gerçekler karşısında duvara vururken, daha öfke sunum ile kulanılan şidet ile otoritenin artışına tanık olduk. Gezi Direnişi senesini doldururken; böylesi ardı ardına gelişen olaylarla taşlanıyordu. Bundan doalyı Gezi direnişi ile kitlesel kırılan korku çenbeeri hep tehdit görüldü. Direnişin önemi kadar, çıkarılacak dersler de ödenli canalıcı oluyor.

Sosyal muhalefetin Gezi buluşması hala siaysal ortak paydaşlığa dönüşemedi. Sokakta yaşanan ortak olma komin durumu siaysal merkezelrin çok uzağında. Nitekim Gezi Parkı olayı istanbulda yaşanırken, yapılan yerel seçimlerde olayda önemli rol alan Sırrı Önderin kitlesel oy desteğini alamaması da bir paradoks oldu. Hatta AKP karşıtı oluşan muhalefet çizgisi meclis partielrini halka değil de merkeze çekme ivmesinin olma paradoksu da vardır! Türkiye muhalif ekseni sınıfsal özüne oturmadığı için de son Soma katliyamı dahi resmi siaysal eksene fazla etki yapmadı. Kürt sorunu, alevi konumu ve Soma ile oluşan sınıfsal emek gerçeğini hala Türkiye siaysal buluşma yelpazesini oluşturamadı! Bence ençok konuşulması gereken ve bunun yaşam ile taşlanması gereken önemli eksikliktir….

Türkiye Gezi Parkı direnişi ile yeniden kendi resmini yansıtırken; çok yakınında olan Rohova kantonunda gelen katliyam haberi ise fazla yankı bulmadı. Oysa cihatcı kesimin bir probaganda olayı olsa; dünya medyası defalarca yansıtacak ve birileri ısrarla dış müdahalenin mavzemesi yapacaktı! Ama Rohova yeni katliyamı fazla yankılatılmadı!Daha önceleri yazdığım yazılarda olduğu gibi; Rohovanın alternatif bir yapı olması ile Ortadoğu Kürt dinamiğindeki hegemonya uğraşları sonucu; Rohovada katledilen kadın çocukalrın haberi fazla yer bulmadı. ÜÜstelik katliyamı IŞSD gibi şeryatcı Elkayde çizgili örgüt olmasına rağmen! Hasan Cemalın belirdiği gibi de “Türklerin de olma” gerçeği vardır.

İkidebir Türkiyenin Suriye politikasına yağ çeken bizim medya elbet buna değinmekten kaçınacaktır. Oysa Rohova olayı hem Suriye hem Kürt hem de Ortadoğu bakımından önemli bir deneğim olması; hem de bölgesel gelişmeler bakımından önemli bir örneklemdir. Ama Rohova nedense haber dahi pek yapılmadı. Hani Ortadoğu ezbercileri de bu yeri belki bilmiyorlardır!

Haydin bakalım; Ortadoğu projesi, bölgesel gelişmlere ve enerji konumu diyenler bu gelişmeler ile yorum yapsalar neler diyecek? Bölgesel Güç Türkiye veya projenin rüzgarlarından medet umarken; Mehmedali bey veya Güneyden gelip bize orda derslerde söylemediği ahkamları kesen “akademisyenlere” işimiz kaldı ise; vay halimize!… en iyisimi; ilgisizliğe devam ve Serdarın saçmalamalarına, Eroğlunun cümlelerinin birbirini tutmamasına devam! CTP koltuk sevdası ile olmazsa da söylenenlerin tatlılığına hayaler ile kurguları eklemeye hızla inanç! Bakın 1 Haziran çocuk gününde dahi projelsel paralar olmadığı veya tatile düşmesi nedeni ile demeç vermeler dahi unutuldu! Sonra; birilerinin çözüm getirmelerine umutları teslim ederek, avantalardan kapmaya devam!

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin