seçimlerBaşka bir Lefkoşa mümkün 2014Lefkoşa’ya feminist sözümüz var!

Lefkoşa’ya feminist sözümüz var!

Yeniçağ podcastını dinleyin

ykpfemLefkoşa Türk Belediyesi Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) listesinden aday olan YKP-fem aktivistleri: Faika Deniz Paşa, Ezgi Bertiz, Hazal Yolga, Münevver Özakalın ve Tuğçe Koruoğlu ile röportaj:

 

Önce kendinizi biraz tanıtır mısınız?

Ezgi: 1989 Lefkoşa doğumluyum. Bakü devlet konservatuarı mezunuyum. Farklı gelişen bireylere müzik öğretmenliği yaparım. Adadaki azınlık gruplardan bireylerle müzik çalışmaları yapmaktayım. Örneğim ÇOGEM ile bir projemiz oldu, şu anda da mülteciler ile çalışmalarımız devam etmekte. Caravan Blue isimli müzik grubu le de aynı zamanda sahne almaktayım.

Hazal: 1987 Lefkoşa doğumluyum. Matematik ve İletişim, Kültür & Teknoloji alanlarında ABD’de eğitim aldım. Kıbrıs Toplum Medyası Merkezi’nde (CCMC) Proje ve İletişim Koordinatörü olarak çalışıyorum. Basın özgürlüğü, toplum medyasının gelişmesi ve barış inşası sürecinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması üzerine projeler yürütmekteyim.

Münevver: 1982 Lefkoşa doğumluyum. Brighton Fizyoterapi ve işletme mezunuyum. Fizyoterapist ve akademisyen olarak çalışmaktayım.  Fizyoterapistler Birliği Yönetim Kurulu üyesiyim, son 10 yıldıe engelli bireylerin sosyo-kültürel rehabilitasyonu, mimari düzenlemeler ve koruyucu sağlık hizmetleri alanında belli başlı çalışmalar üretip hayata geçirdim.

Tuğçe: 1984 Lefkoşa doğumluyum. İngiliz dili ve edebiyatı eğitimi aldım. İngilizce öğretmeni olarak çalışmaktayım. Aynı zamanda, Büyük Han’da el emeğim olan çeşitli ürünleri ürettiğim Masal Atölyesi adında bir dükkanım vardır. Diyabet derneğinde 4-5 yıl boyunca gönüllü olarak aktif oldum. Özgür okul isimli bir projemiz kapsamında surlar içindeki kadınlara gönüllü, tamamen ücretsiz, İngilizce dersleri verdim.

Faika: 1987 Lefkoşa doğumluyum. Essex’de hukuk ve ekonomi alanlarında lisansüstü eğitim aldım. Mülteci Hakları Derneği’nde hukukçu olarak çalışmaktayım. Kıbrıslı Türk İnan Hakları Vakfı bünyesinde Kıbrıs’ta kadının insan hakları üzerine haritalandırma raporu yazdım, bu 2012 yılında yayımlandı.

Biraz da YKP-fem’den bahseder misiniz?

Münever: Her şeyden önce ne olmadığımızla başlamakta yarar var: YKP-FEM, YKP’nin Kadın Kolu değildir! (Kol da ne ise zaten gülüşmeler… J ) YKP-FEM, YKP’nin altında faaliyet göstermez, partiyi zemin alarak feminist politika yapar.

Hazal: Yani YKP-fem, YKP ile bağlantılı hareket eder ancak kendi bünyesinde özerk ve bağımsız bir gruptur. Şöyle ki; YKP-fem, anti-militarist, ekolojist, barış yanlısı politikalar, vicdani red hakkı, mülteci hakları, LGBTQ (Lezbiyen Gey Transgender ve Queer) hakları gibi alanlarda politika yapar ve partinin bu alandaki çalışmalarıyla paralel eylemlilik içine girer. Öte yandan, YKP FEM, YKP’den bağımsız olarak, partinin şimdiye kadar hiç dahil olmadığı bir konuyu partinin desteğini alarak veya almayarak ileriye götürebilen özerk bir yapıdır.

Neden belediye meclis üyesi adayı oldunuz?

Faika: Seçimlere, kent hakkı yani kent sakinlerinin bir kenti dönüştürme hakkı talebini yükseltmek, tüm sakinlerin yani kadınların, LGBTTI bireylerin, kentin kurgulanış şeklinden ötürü engellenmiş bireylerin, göçmenlerin, mültecilerin bu hakkı olduğunu hatırlatmak, dayatılan toplumsal cinsiyet rollerine, bunların doğurduğu eşitsizliklere ve gündelik hayatta yarattığı zorluklara karşı “toplumsal cinsiyet özgürlükçü” bir yerelden yönetim mücadelesini örgütlemek ve askersiz bir Lefkoşa’nın gerçekleştirilmesinin mümkün olduğunu dillendirmek için aday oldum.

Ezgi: On yıllardır süregelen yorgunluğun ve kadere alıştırılmışlığın hüküm sürdüğü, artık nefes darlığı çeken adanın yeni ve taze nefeslere, seslere ihtiyacı olduğuna ve buna bir umut olabileceğime inandığım için adayım.

Hazal: Yerel yönetimlerde ataerkil zihniyetle şekillenmiş sistemin sunduğu dar alanda küçük değişikliklere değil, kadına ve toplumsal ihtiyaçlara duyarlı demokratik ve yeni bir anlayışa ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Lefkoşa’da yaşayan tüm bireylerin mahallelerine ve ortak yaşam alanlarına sahip çıkıp, şehirleri üzerinde eşit söz sahibi olabileceği, kaynakların toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda eşit ve adil kullanılabileceği bir Lefkoşa’nın, toplumsal cinsiyet özgürlükçü, katılımcı, demokratik ve çoğulcu bir yerinden yönetim modeli ile mümkün olacağını dillendirmek için adayım.

Münevver: Başkan adayımız Halil Karapaşaoğlu’nun da dillendirdiği gibi yüzümüzü döndüğümüz değişim rüzgarlarının, insandan, mahalleden ve şehirden başlayarak Ada’yı sarması gerektiğine, yeni kuşağın yeni dilini konuşmamız gerektiğine inanmaktayım. Gökkuşağından feyz alarak.

Tuğçe: Yeni kuşağın sözünün geçtiği, üretimin, özellikle de sistemin görünmez kılmaya çalıştığı kadın emeğinin görünür hale getirilmesi, yok sayılmaması için… Popülizm yapmadan da politikanın mümkün olduğu, böylelikle de değişimin sağlanabileceğine inanıyorum.

Belediyeler kadınların hayatlarını iyileştirmek için neler yapabilir?

Münevver: Toplumsal cinsiyet eşitliği bu adanın tamamı için henüz olgunluğuna ulaşmamış kocaman bir yaradır. Kadına yönelik şiddet toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucudur. Gönül isterdi ki kadın sığınma evleri talebinde bulunmadığımız bir toplumda yaşayabilelim. Ancak, kadınlar öldürülüyorken bu gerçeği yadsıyamayız. Her üç kadından birinin erkek şiddetine maruz kaldığı bu toplulukta, eşitlikten konuşurken ilk önce ‘maalesef’ kadını korumak adımı ile başlamalıyız.

Faika: Sığınma evlerinden, bunların kurulmasından bahsederken altını çizmemiz lazımdır ki yeni projeler sunmuyoruz. Aslında halihazırda bulunan ancak yerine getirilmeyen yükümlülükleri hatırlatıyoruz. Meclis tarafından onaylanan Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi (CEDAW) kadına yönelik şiddeti önlemek için tüm önlemler alınmalıdır demektedir. Yine yerel yasa ile onaylanan Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin 23. Maddesinde ‘mağdurlara güvenli barınma imkanı sunmak ve onlara ilişkin önceden önlem almak amacıyla yeterli sayıda, kolay erişilebilir ve uygun sığınma evleri kurmak üzere gerekli hukuki veya diğer tedbirleri’ almak ile ilgili yükümlülük bulunmaktadır. Bu yükümlülükleri yerine getirmenin yasal zemini de Belediyeler Yasası’nda mevcuttur. Belediyeler Yasası muhtaç duruma düşenlere gerekli her türlü yardımı yapmak, rehabilitasyon merkezleri kurmak ve yönetmek ile ilgili belediyeye görev vermektedir.

Ezgi: Kadına yönelik şiddetten bahsetmişken sokakların aydınlatılması alınması gereken önlemlerden bir başkasıdır. Kadınlar olarak taciz ve tecavüz korkusu olmadan Lefkoşa sokaklarında gezmek hakkımızdır. Kadına yönelik şiddet ev içlerinde de meydana geldiğinden ötürü 24 saat açık acil yardım hattı ve şiddete uğrayan kadınlara sosyal ve hukuki desteğin sağlanacağı bir merkezin kurulması da gerekmektedir.

Hazal: Bu noktada da katılımcı ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yapılmasını çok önemsiyoruz. Yerel yönetimler halkla en çok temasta olan kamu birimleridir ve böylelikle ihtiyaçları en iyi tespit edebilme olanağına sahip olan kuruluşlardır. Bu noktada sokaklardan, mahallelerden başlayarak, ezilen ya da marjinalize edilen toplumsal grupların da katkısı ile ve bu alanlarda çalışan örgütlerle istişare içerisinde hizmetin bu doğrultuda planlanması ve uygulanması sağlanabilir. Bu söylediklerim çok zor şeyler değil aslında, esas zor olan ortak yaşam alanımız olan şehrimizle ilgili kararları tek bir belediye başkanının ve merkezileşmiş bir yerel yönetim anlayışının vermesi ve bunun tüm sakinleri tatmin edebilmesi. Yerel yönetim ve yerinden yönetim arasındaki farkın altını çizmemiz de bu yüzden zaten.

Faika: Bunun yanı sıra belediyelerin görevi olan bakım hizmetlerinin sağlanması, bu konuda belediyelerin görevini yerine getirmesi de oldukça önemlidir. Bunun nedeni kadınlar olarak beledi hizmetler belediyeler tarafından sağlanmadığında erkeklere oranla daha fazla etkilendiğimizdendir.  Öncelikle coğrafyamızda kadınlar erkeklere oranla daha az kazanıyorlar. Bundan ötürü de bunu piyasadan satın alma olanaklarımız daha az. Ayrıca, bu hizmetler, örneğin yaşlı bakımı, çocuk bakımı, engelli bireylerin bakımı, yerel yönetimler tarafından sağlanmadığında bunları toplumsal cinsiyet rolleri gereği, aile içerisinde, ücretsiz olarak, kadınların yapması beklenmektedir.

Ezgi: Bakım hizmetini ücretsiz ve tam zamanlı sağlayabilecek bir kadın aile üyesi olmadığı durumlarda ise düşük ücretlere, uzun saatler boyunca, güvencesiz olarak göçmen kadınlar çalıştırılmaktadır. Bu pratikler bazen kölelik koşullarına dönüşmektedir.

Tuğçe: Birçok kadın da evde bakılması gereken bir birey bulunduğunda ona bakmak veya ücretli bir işte çalışmak arasında seçim yapmaya zorlanmaktadır. Ücretli bir işte çalışırsa da geri kalan vaktinde kendini geliştirme doğrultusunda aktivitelerde bulunmak, bir dernekte, sendikada veya siyasi partide aktif olmak için zamanı kalmamaktadır. Bugün bakıyoruz kamusal hayatta, örgütlerde hep erkekler yer alıyor. Toplumun sadece yarısı kadar olan erkek deneyimleri çerçevesinde hayat şekilleniyor.

Faika: Ayrıca Lefkoşa özelinde de tabii kadın ve kent yaşamını göz önüne aldığımızda adamızdaki işgalci ordularının varlığını ve kurulan militarist düzeni de göz ardı edemeyiz. Militarizmin etkisi askeri kampları kentin tam da ortasına koyarak veya şehrin gelişmesi veya yolları kapaması, düzenlenen törenlerle trafiği felç etmesi ile kısıtlı değil. Bunun yanı sıra Lefkoşa’nın çember, cadde ve meydanları bayraklar, erkek savaşçı heykelleri ve diğer militarist sembol ve öğelerle donatılarak da bu ayrılıkçı erkek egemen ideoloji dayatılmaktadır. Neden erkek egemen? Çünkü militarizm aktif, saldırgan ve kamusal bir erkek ister. Biz kadınları da pasif, evcimen olmaya zorlar. Diğer yandan da bu özellikleri aşağılar. “Karı gibi erkek” derken erkek aşağılanır, erkek gibi kadın demek ise bir övgüdür. Militarizmin temel yapı taşlarından biri toplumsal cinsiyet ayrımcılığıdır. Erkeklerin ve üstün erkekliğin örgütlendiği bir sistemdir. Bizler bu nedene Lefkoşa’nın askersizleştirilmesi gerektiğini de savunuyoruz.

Tuğçe: Kadın istihdamı erkeklere oranla fark edilebilir derecede azdır. Kadınların ekonomik olarak ailedeki erkeklere bağımlı olmaları, kadın özgürleşmesinin önünde engeldir. Belediyeler ücretsiz, nitelikli meslek kursları verebilir. Tabii bunlar geleneksel kadın işleri olarak tanımlanan alanlar ile kısıtlı kalmaması gerekir. Belediye’nin kendisi de bir istihdam alanıdır, bu kurumda da kadın çalışanların tüm mevkilerde yer alabilmesi için önlemler belediye bünyesinde alınabilir. Örneğin Türkiye’de Diyarbakır’ın Bağlar Belediyesi’nde kadınlar otobüs şoförlüğü yapmak için eğitim gördüler ve işe alındılar. Bu şekilde hem kadınların çalışma hayatına katılımı desteklendi, hem de toplumsal cinsiyet rollerini kırmak için bir adım atılmış oldu. Böyle adımlar neden Lefkoşa’da da atılmasın?

Münevver: Tabii tüm bunların hayat bulması için belediye bünyesinde çalışanların toplumsal cinsiyet farkındalığını yaratmak, çoğaltmak için eğitim çalışmaları da düzenlenmelidir. Mesela, yerel yönetim kadrolarından başlayarak nefret içeren söylemlerin yumuşatılması ve ortadan kaldırılması.

Ayrıca YKP-fem olarak LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transeksüel) Özgürlük mücadelesinde de taraf olduğunuzu söylüyorsunuz. Bununla ilgili belediyelere sizce düşen görev ne?

Hazal: Katılımcı bir modelle LGBT bireylerin deneyimlerinin karar verme süreçlerinde yer alabilmeleri, bir toplumsal grup olarak LGBT’lerin de ihtiyaçları ve sorunları doğrultusunda (güvenli ulaşım, sağlık, barınma vs.) cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında çalışan sivil toplum kuruluşları ile yerel yönetimlerin diyalog içerisinde olmaları, birlikte politika üretmeleri ve hayata geçirmeleri gerekmektedir. Yerel yönetimlerde LGBT eşitliği politikaları kapsamında hizmet birimlerinde çalışanların LGBT hakları ve eşitliği konularında meslek içi eğitimler alması da önemli tabii.

Faika: Her yerde olduğu gibi şüphesiz belediyelerin bünyesinde çalışan, çalışmak için başvuruda bulunan LGBT bireyler vardır. Belediyeler de insan haklarına saygı göstermeyi kendi kurumlarından başlayarak hayata geçirmeli gerek istihdam yaparken, gerekse çalışma hayatında ve terfi süreçlerinde bireylere cinsel yönelimleri ve/veya cinsiyet kimlikleri nedeni ile ayrımcılık yapmamalıdırlar. Bunun yanı sıra ayrımcılık içeren uygulamalara tabii olunduğunda, bunu kendi bünyelerinde soruşturmalıdır. Özellikle de trans bireylerin, gerek erkek trans gerekse kadın trans olan, çalışma alanında, iş bulma sorunu yaşadıkları, istihdam edilmedikleri bilinen bir gerçek. Belediyeler yasasında muhtaç duruma düşen kişilere iş bulmak belediyenin sosyal yardıma ilişkin görevleri arasında yer almaktadır. Bu doğrultuda belediyeler eşit fırsat tanınması için politika geliştirebilir, bunu beyan edebilirler.

Münevver: Her kamu kurumunun olduğu gibi belediyelerin de insan haklarına saygı gösterme yükümlülükleri olduğu gibi hakların yükseltilmesi, ihlallerin olmaması için üzerlerine düşen çabaları sarf etmeleri beklenmektedir. Bu bağlamda yıllarca yapıldığı gibi yandaş olunan örgütler yerine, belediyeler, LGBT kişilerin hakları ile ilgili çalışmalar yapan sivil toplum örgütlerine destek verebilir, belediyenin fiziksel olanaklarından faydalanmalarını sağlayabilirler. Ayrıca, belediyenin sosyal yardıma ilişkin yasalarda belirlenmiş görevleri doğrultusunda sağladığı sağlık, bakım ve sosyal hizmetleri LGBT’ler için elverişli hale getirebilir.

Toparlayacak olursak YKP-fem’den kadınların düşündeki Lefkoşa nasıl bir yer?

Münevver: Öteki değil “Başka” bir Lefkoşa hayal ediyoruz. Ötekileştirmeyen, liderlerin veya iktidarların emrivaki dayatmalarından arınmış, bireyin taleplerini gerçekleştirecek katılımcı bir Lefkoşa hayal ediyoruz. Gelenek, görenek diye arkasına sığınılan yanlışların içselleştirilmediği, kadının ve ötekileştirilen her bireyin önemsendiği bir Lefkoşa hayal ediyoruz.

 

Hazal: Toplumsal cinsiyet eşitlikçi, katılımcılık esaslı, ekolojik, insana değer veren bir yerinden yönetimi mümkün kılmak için tüm çabalarımız. Düşlediğim herkesin kendi rengiyle özgürce var olabildiği, bütün dayatmalara rağmen öğrenilmiş çaresizliği üzerinden atabilmiş, değişimi bir merkezden beklemek yerine kendisi başlatabilen bir Lefkoşa…

 

Ezgi: İktidardan, ki eril bir hiyerarşiden bahsediyoruz, değil de toplumun, yerelin, bireyin isteklerine duyarlı ve o ihtiyaç ve istekleri karşılayabilecek dinlemesini bilen bir Lefkoşa…

 

Tuğçe: Yaratıma, üretime, güzel ilerlemeye katkı koymak için toplumun bütün kesimlerinden bireylerin de katılımı ile sağlanabilecek, geçmişle hesaplaşmalarını demokrasi çerçevesinde verebilecek bir Lefkoşa…

 

Faika: Lefkoşa’da yaşayan herkes yani erkekler, kadınlar, heteroseksüeller, eşcinseller, translar, engelliler, üretenler, yerliler ve göçmenler olarak kendi arzu ve ihtiyaçlarımızın çerçevesinde yaşadığımız şehri ve böylelikle de hem kendi yaşamlarımızı hem de birbirimizle kurduğumuz ilişkilerimizi değiştirebileceğimiz bir mekan.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
352AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin