Çok önemli dönemden geçiyoruz. Yazılan tarihin direk tanıkları oluyoruz. İdolojik aygıtların etkisi, politik hamlelerin arasında, iyice sıkıştık. Çoğunluk algıalrla kalınma duruşu sonucu; olanları dahi anlamaktan uzak kalıyor. Oysa olanlar değil de; gelecek sisli, belirsiz ve öngürülerden oldukça karmaşalı uzaklık da duruyor. Hesapların Bağdatdan dönüşü, artan IŞİD ve PKK gerçeği ile AKP tipi siyasal hamlelerinin Emperyalist bölgesel hegemonyalarla örtüşüp, kağoslar üretiği bir coğrafyadan yakalama çabasında kalıyoruz. İmkar edilmez şu yeni gerçek vardır: PKK ve IŞİD artık başta ırak ve giderek Ortadoğunun özelikle arap Türk iran ekseninde oldukça önemli bölgesel siyasal oluncu oldular. Bu bölgeseleşen dinamikelr ve Emperyalist gelecek hegemonya hamleleri, artık istemesek de bildik ezberimizi bozmaya yeter ve artar.
Son günelrde hesapların Bağdat takıntısı ile dış dinamiklerin etkisini, yeniden yaşadık. Klasik Erdoğan veya acemicesi “Kuzey Kıbrıs da” tekrarlanan “sandık demokrasinin” nasıl eksik ve yanlış olduğu belgeleniyordu! Yapılan ırak seçimleri; Malikinin partisini sandıktan epey güçlü çıkardı. Ama başta Amerika ve bölgesel güçler iran, Türkiye ve Sudiler Malikiyi başbakan istemiyorlardı. Daha vahimi; Besledikleri IŞİD ile ve ışık yaktıkları Kürtlerin de desteğini alarak; Malikinin başbakan olmamasını resmen dayatılar! Özelikle iranı da terkilerine alınca; dış dinamikelr hazırlandı. Nitekim ırakın zaten pek uygulanmayan Anayasaya aykırı olmasına rağmen ve sandığın göstere göstere çıkan sonuçlarına rağmen; Maliki başbakan atanmadı! Daha ilginci vardır: ırakın Başbakanı ve cumhurbaşkanı ingilterede okuyan ve ordaki görüşlerini taşıyan kişilerdir! Dahası mı* Kürt ve Şİİ kelimesi etnik olarak konsa da; iki yönetici de dış kesimin istedikelri ile iranla Amerikanın uzlaştığı şahsiyetler oluyordu! Herkese elbet bu gelişme şu soruyu sorması gerekmez mi: Amerika Ortadoğu projesini hazırlarken ve ırak işkalinden Suriye bataklığına girerken, tüm dünyaya “iranı şer eksenli tavsiye edilecek ülke” oalrak koymadı mı? Son IŞİD macerası ve Maliki tavsiyesi adeta iranla olan ortaklaşma sonucu; herkese şu sorguyu yapmasına neden olmaz mı? İranın durumu Amerikaya göre değişti mi? Bunu kimse ne soruyor nede yanıtlıyor! Ama gerçek şu; hesap yine Bağdat kentinde geriye döndü! Dış güçlerin hepsi Malikiyi koltuktan etiler. Ama sandığa rağmen! Şimdi ne olcak?****
Irak yeniden dünya Ortadoğu merkezine oturdu. Aslında Emperyalist uzmanlara bakarsanız; senelerdir projeyi algılatıyor ve ırakı hep başka gösteriyordu. Ama bölgesel güçler başta Türkiye, Sudiler ve iran ırak üzerinden de bölgesel hegemonyaya oynuyorlardı! İran ve Sudielr net olsa da; Türkiyenin hep sadece fetihcilik üzerinden ırakdaki dinamikleri görmezden gelme gibi garip bir tutumu vardı. Nitekim son olaylar gösterdi ki; Türkiyenin dış bölgesel tutumu “tıpkı Suriyede olduğu gibi” duvara tosladı. Hele son IŞİD PKK ikilemi resmen olaydaki yanlış ve bögesel güç okumamanın acı gerçeği karşımıza geldi….
Son Ortadoğu resmi bize resmen iki bölgesel güç gösteriyor. PKK ve IŞİD! Birbirine ters ve hatta enbasiti ile Kadına dahi bakışları uçurumlu olan iki yapıdan söz ediyoruz. Kürt ve dini eksenlerin bölgesel yeni dinamikleri olarak IŞİD ve PKK ırak Suriye oynunda resmen önemli güç! IŞİD ile bölgesel suni itifakından Amerikaya uzanan yaratıcı destek kesimi ile PKK Kürt sorununun oluşan dinamikelri; ırak sahnesinde yer almaya başladılar. Hatta petrol krizinden Kürt sorununa Ortadoğulaşmanın önemli 2 aktörü oldular. Nitekim; IŞİD yayılması ve PKK sahneye çıkıp engelemesi; Rojovada özerk Kürt yönetimi ile IŞİD saldırısı adeta bölgesel merkezi ekseni de sarstı! IŞİD kontrol savaşında çizgi aşılıp Erbile yönelinmesi ve PKK kartının oyuna girmesi; ister istemez Amerikayı da Obama stratejisini yırtmasını getirdi. Beslenen IŞİD kontrolu savaşı aşarak öteki Kürt mütefik Barzaniye saldırınca da; havadan bonbardıman yaptı. Barzani ise; Güvendiği Türkiyenin AKP ekseni ile İsrail güvenceleri ile Amerikan ortaklığının IŞİD gerçeğinde eksik kalması sonucu; takındığı başta Rojova Kürt karşıtı ötekileştirme tutumunu; PKK askeri güç olarak Kürdistanda IŞİD karşı girmesi ile sarsıldı! Olayı tüm olguları ile doğru okumak gerekir.
Konu ile ilgili, bir de batılın trajiği vardır: çoğumuz olayları anlamda, batı Avrupa sol partielrine bakarız. Hatta birçok kesim oraya gidip bilgilendirme dahi isterler. Gerek Mısır başlangıcı, gerek se şimdi ıŞİD Kürt Ortadoğu gerçeklerinde şunu gördük: Batılı sol partilerin önemli kısmı, gelişmeleri sınıfsal ve sömürgesel hegemonya yaklaşımı ile yakalamıyorlar! Anımsayın Mısır olaylarında bir aktevistin batılı partilere “Siz sömürgeciliğinizi savunarak ve hatta orda olanlara destek vererek, bizi anlayamazsınız* Öncelikle sizin devletlerinizin sömürdüğü ve katletmelerini desteklediğiniz de ortada* Öğrenme yerine kendi smürge efendisi olarak davranmanız sonucu; bize pek bir şey öğretemezsiniz* Güney Afrika ve öteki sömürge ülkelerde sizin anladığınızın ötesinde gerçekelr vardır” dedi! Neyazık ki ayni tekrar son ırak olayında yaşanıyor. IŞİD desteklemesi durumu ortada! Amerika bonbalamadığı dönem de sesleri pek çıkmadı. Bakın çok çarpıcı bir günlük kıyas verecem:
Batılı Sol partiler tıpkı resmi sistem partielri gibi Ukrayna konusunda, Sırf destek verdiği için Rusyaya karşı baskıları destekliyorlar. Oysa Ukrayna olayları biryana; IŞİD göstere göstere katliyamlar yaparken; Musulu ele geçirip insanları resmen canavarca yok ederken; birçok kesimi “başta hristiyanları” sürerken; nedense batılı kesimler pek ses vermedi. Taki; yukarda saydığım IŞİD çizgileri aşma çabasından sonra! Yine çok tuhaftır ki; Ukrayna olaylarında haklı yanları olan Doğu Ukraynıların tutumuna bakmaksızın; onlara destek verdi diye Rusyaya yaptırımları alan batı; nedense katliyamlarının artık iğrenç denecek kelimeyi dahi hafif yapan IŞİD katliyamlarına yönelik; finansman eden, destek sağlayan, lojistik yardım eden ülkelere ayni tutumu onca faciyaya rağmen; hala karar almadılar. Acaba IŞİD destekleme ve besleme durumunda kimlerin istmi anbargolara girecek?
Şimdi gözler Ortadoğuda; ama batılılar Ukrayna da haklı yönleri de olan Doğu kesimindeki isyanda Rusyayı “cezalandırma” peşinde. İşin gerçeği; gerek Ukrayna olayı, gerek Ortadoğuda IŞİD ve Gazle gerçekelrinin arkasında hep bize “nasihat” çekip, paraları ile uzman yetiştiren batılılar! Tabi Türkiyeleşmnin aşkı ile IŞİD katliyamını görenler Türkiyeyi görmezler! Hele şu gerçek; PKK resmen Ortadoğu oyuncusu! Son IŞİD saldırılarında kimin etkisi artı? Bu sorunun yanıtı ve bölgesel gerçekelr, oldukça net! Ama eniyisimi; Kıbrısa çıkışıp, arada Uluslar arası toplantılara gider gibi yaparak, avantası ve tatili bize kalsın. Artık örgütlenme falan da yazmayacam galiba. Çünkü doğruyu dahi bilenin, gezi ve makama kapıldığı, yalan söyleyerek kendini Acite eden koşulalr oldukça; örgütlenme gelişmesinin koşuları da pek mümkün değildir. Bizde hala var olan sistemden nasıl almanın hesapları düşüncesi hakimdir. Daha alınacak yolun gerisinde dövünerek kalırken; daha iyisi için mücadelenin de anlamsal sözü pek yoktur. İçeleşmeye başlayan canavar IŞİD durumu dahi; kimseye vız etmezken; “Neolacak* bizde geçmez” bahanesi tatlı geliyorsa; bana da sadece gerçekleri yazma ama geleceğin de ayni belirsizliklerle dolu olduğunu yazmak kalır. Haydin başka yazılara.
