yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKaygan Ortadoğu’da İran – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Kaygan Ortadoğu’da İran – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Çok değil; 2 yıl önce, dahası; geçen yıl dahi size Ortadoğu ve iran ekseni sorulsa; genelikle “ilerde hedef olacak ülke” sözlerini kolayca söylerdiniz. 2 Yıl önce çoğu tahminler “eyer Suriye de Esat giderse* Sıra irana gelecek ve İsrail proje için daha net göreve sarılacaktır” analizi vurgulanacaktı. Gerçekten Suriye krizi ile birlikte zaten artık çekinmeden çoğu kesim, Ortadoğu projesini biraz okuyan dahi; iranın vurulacağı hedefini biliyordu. Tahminden öte, sırayla oalcağı gerçeği biliniyordu. Nasıl ki Lipyadan sonra Suriyeye sıçranacağı bilgisi ile Kadafi sonrası Esat kartının masaya sürüldüğü gibi! Elbet bizim gibi olayları elyordamı ile bilenler kadar; geniş isdihbaratları veya düşünce kuruluşları olan devletlerin de bunu bilmemesi mümkün değildi. Nitekim iş Suriyeye gelince de; sıranın geleceğini bilenler iran ve Lübnan Hizbulahı da direk Esatın yanında yer alıp, direnç eksenini güçlendirdi. Zaten yine de başta ABD siyasal kesimi, Ortadoğu için düşündükleri Şii Hilal ekseni konumu da mezhepsel anlamda oturduydu. Ama direnç ve özelikle Rusyanın da direk kartını masaya sürmesi ile bu hesap nasıl ki Buş döneminde Bağdatdan döndü* Suriye krizinde de Şama takıldı! Bunun net anlamı ise şu: Ortadoğu projesi bataklığa saplandı. Üstelik hesapta olmayan “dost” Suriye “muhalifleri” kontrolsuz “IŞİD” olarak yeni timsahlaşma boyutuna gelirken; bölgenin merkezi model ülkesi Türkiye de adeta kontrolsuz ve kendi hesabı ile “Yeni Osmanlı stratejisine” saplanıp hareket ediyordu.

Yukardaki özeti neden tekrarladım: son iran hamlesi ve yapılan ön anlaşma ile geçmişte hem de dün denecek gündeki siaysetin bataklıklaşması ile ABD bölgeye yeniden müdahale ile sömürgecilik yeniden üretimi adına, yapılan adımı iyi anlamak gerektiğindendir. Siyaset böylesi bir karışık iştir. Bataklık veya başarısızlık hemen sonrası yeniden ipleri ele geçirme adına müdahaleler yapılır. Bunlar mutlak değildir. Boşuna şu sözler ezberletilmiyor: “Siyaset de dosluk yoktur* Çıkarlar sözkonusu olmaktadır”! Nitekim Suriye cepesinin orta dönemindeki itifaklara bakın ve şimdi gelinen yeniden kırılma ile şekilenmekte olan yeni yine kırılgan yakınlaşmalara! Üstelik çelişkiler de kendi içinde vardır. Hat da karşıtlarla değil, kendi içte dahi çatlakalr oluştu. Örnek: ABD iranla yakınlaşma adımları atar, ırak ekseninden bazı ortaklaşmalar sırıtırken, başta bölge merkezi temel gücü İsrail yönetiminin bir kısmı ile çelişkiler de yaşıyor. Ayni zamanda da iranla yumuşama adıyla oluşan iklime; yine bölgesel kutsal kuklası Sudiler de tedirgin oluyor. Çünkü hem Sudiler hem de İsrail iranın bölgede güç olarak kalmasına kendi siyasal stratejileri bakımından karşı. Yine başka pencereden bakacak olursak; ABD içi egemen blok da çatlaklıklar oluştu: Hala ısrarla iranın Şer eksenli görülüp parçalanmasını isteyen Neo muhavazakar ve belirli askeri sanayi kesimi varken; normalaşarak iran pazarına girip yutmaya hazır sermaye kesimi de iranla yunmuşamayı sabırsızlıkla bekliyor!

Kapitalizmin Ortadoğu rekabeti ile oluşan paylaşım savaşlarının kontrolu ve giderek kontrolsuzlaşan savaş siyasetlerinin karmaşasını yaşıyoruz. Bunları hem bölge gelişmelerini iyi izlemek; hem de sistemi iyi bilerek tüm verileri bir arada toplayıp yorum yapmak çok önemlidir. Buda bize şunu dayatıyor: Ortadoğu planlarının tıkanması ve kağos oluşması ile kontorsuzlaşan bölgede herkes kendi hamlesini yapıyor. Bu hamlede bölgede bulacak karşılık ile örgütlü güçlerin doğru yerde yapacakları hamle ile şekilenme veya daha da batmanın da hareketini geliştirecektir. Unutmayın ki Ortadoğu projesi gelişirken PKK durumu ile şimdiki aktörlük yerinin önemli sonucu; sadece ABD veya bölge ülekelri değil; gelişen olaylardaki hamleleri ile değişen koşulların yaratığı durumdur.

Şimdi: Bölgeyi yeniden ele geçirip şekilendirme için merhaba diyen ABD ile bu süreçte tükenmesi beklenen iranın hamleleri ile bölgesel güç olarak öne çıkmanın bir politik sonucu olarak; ABD ve iran ön anlaşma yaptı. Kim kazandı veya kaybetmenin ötesinde; bölgedeki aşmazların biranlamda dayatığı politik bir zorunluluktan doalyıdır ki bu noktaya gelindi. Irak bataklığından çıkış, ıŞİD gerçeği ile yeniden paylaşım, oluşan Şİİ ekseninin resmen başarılı direnci, Hizbulahın tavsiye edilememesi ve Suriye bataklığında belirsizliğin etkinleşmesi sonucu; nefes alma ve yeniden ABD kontrolunun sağlanıp bölgede yer alma adına iranla bazı Şer eksenden yumuşamaya geçişi dayatı. Zaten; şimdilerde olması gereken iran hamlesinin de koşulu şimdilik ötelere kaydırılmak zorunda kalındı ve isdikar veya kontrol için bir yunmuşama ile yeniden bölgesel hegemonya girişimi yapılıyor. Elbet Sudielr kukla tek oyuncu olarak karşıtı iranın kendi cepesinde önemli rol almasına memnun kalmadı. Bunun sinyalini de tam da ABD ile iran olumlu adımarla ilk meyveyi almaya tan kala; Yemene bölgesel öteki kukla emirlikleri de alarak Yemene saldırıp mezhepsel derinleştirme hamlesini yaptı. Mısır da buna “Yalah bislilah” deyip; resmen başarısızlıkları tarih yazan “arap ordusunu kurup Yemene karşı kulanma” hamlesini geliştirdi! İsrail ise kırılmanın eşiğinde seçimi kazanan Metanyahu elbet iran hamlesi ile bölgesel güç şovundan şimdilik durdurulduğu için de memnun kalmadı. Türkiye ise resmen neden model ülkeden yalnızlığa düştüğünün siaysal gerçeğkliğini kanıtlarcasına tavır koydu! Hemen mezhepsel Suni cepeli Sudilere destek verip, irana fermanlı tehdit çekti. En tuhaf demeç le “iran Yemene karşı yaptığı müdahaleden vazgeçmeli” sözlerini bizat Erdoğan buyurdu! Halbuki Yemene müdahale eden de Sudi ekseni olup, Türkiye de desteği verip buradaki dış müdahale içinde yer bulmaya çalışıyor!

Bukadar karışıklı bir Ortadoğu karşımıza bölgesel güç iran ile sistemin merkezi gücü ABD arasındaki ince bir politik ip üzerindeki yürümeyi işaret ediyor. Yukarda özetlediğim bazı net koşullar dahi, kayganlığın nedenli tehlikeli olduğunu yansıtıyor! Gelecek yolun mayınlı olup, emperyalist sömürgeleşme gerçeği ile, doğru okumamız şart. ABD ile iran kırılma sonrası anlaşma, çok çelişkiler ve siyasal hesap mayınlarla doludur. İyi izleyip sıçrma veya kayganlık kırılmalarını öğrenmek gerekir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin