İngiltere’de avam kamarası seçimleri yapıldı. Bizlik anlamı ile parlamento kurumunun seçimi yapıldı. İngiltere’nin hem kendi özelikleri bakımından; ancak: ülkemiz siyasetindeki etkin gerçekleri düşünülecek olursak; elbet söylenecek birkaç sözcük de olması kadar doğal ne olabilir! Sistemin temel güçlerinden biri olan; ada üzerindeki etkin gerçeklik ve ülkenin sistemsel Neoliberal uygulamaları metropol durumları da gözden kaçırılmaması gerekir. Ayrıca; her ne kadar orda yaşayan Kıbrıslıların çoğu İngiltere’yi burada ilgi duyanlardan fazla bilmese de; yine de İngiltere’de oldukça göç eden Kıbrıslı nüfusun da olduğunu unutmayalım. Daha ironiği; burada her sıkışmada; Anavatan denilen Türkiye değil de İngiltere’ye göç etme gerçekliği de vardır. Ancak; her konuda olduğu gibi; bizde gerçekler yerine istenilenler konuşulunca da; olayın da özü ile tartışılması da mümkün olmuyor!
İngiltere seçim sonuçlarına kısa analiz yapmadan; Yeniden Kıbrıs üzerindeki “Kral çıplağa” dönüşü de anımsatmadan edemiyecem! Bizde de seçimler yapıldı. Tıpkı öteki seçimler gibi de seçim süreci sadece o dönemle sınırlanıp, “galip mağlup” alınıp yeniden eskiye döndük! Bir noktayı belirtecem: YKP seçimleri Boykot yaptı. Bu konuda elbet söylenecek çok eleştiri veya doğrulamalar vardır. Buradaki önemli eksiklik, YKP örgütlenme yeterliliğinin olmaması ve seçim süreci propaganda olayında başta solun resmen “Ortodoks rahip unvan dağıtma” tavırlarının da etkilerini gözden kaçırmamak gerekir. Abartı propaganda etkisi, beklentilerin anlık olması ve örgütlülük koşullar düşünülmeden eksik bırakılarak yapılan seçimler sonrası; tıpkı tüm seçim döneminin rezaletleri unutulup, verilen sözlerin havada kaybolması gibi; şimdi yavaş yavaş eskiye dönüyoruz. Bu deneğimler hep yaşandı ve tekrar tekrar ayni yanılgıları, umut kırılmalarla ve moral kaybetmelerle sürdürmeye devam ediyoruz. Daha seçim sarhoşluğu ayılmaya geçmezken; atanan Nami’nin Almanya’da eski resmi ideolojik propaganda açıklamalarla, “umut kuşku geçişini” tetikledi. Oysa Kıbrıs’ı bilen; akıncıyı veya yeniden AKP hayranı Mehmedalinin piyasaya sürülürken, onların birikmiş politik deneyimlerini belekten silersek; hep yanılırız. Siyasal öylesine boşaltım ile umutlar uçuşup buharlaştı ki; anlamı sorgulanmadan bir kelime ile abartı başarı havasına hemen girme zaafını hala aşamadık. Ama yavaş yavaş yine “değişen pek bir şey yok” çizgisine dönerken; herkes dürüstçe kendisini de sorgulamalıdır. Hele adını sol koyup da “Ortodoks rahipler gibi unvan dağıtan” kesimlerin birlikte davranma sosyalist gerçekliğini de düşünmediği zaman, soyutlanma veya teslim olmanın dışında seçeneklerinin olmadığını acı şekilde yaşıyoruz… Bu konuda ilerde yine canı sıkılanlar olsa da yazacam…
İngiltere seçimlerini yaptı. Tablo net! Öyle ne parmak nede duvar arkasına sığınıp, kelime koyarak gerçeklerin örtülmeyeceği kadar yalındır. Sadece şu ufak kayganlık oldu: Kamuoyu yoklamaları Muhafazakârların lehine kaydı! Güce yönelme, dar bölge sistemi ve öteki partilerin aynılaşan acemileşen talepleri bu kırılgan kayışı oluşturdu. Net gerçek şu: İngiltere Teachirizim ile yapılandığı Neoliberalizm resmen etkin yerleşimini yansıttı! Ne kesilen sosyal haklar, ne yaşanılmakta olan ekonomik krizin işsizlik ile yoksulluğu artırması, nede başarısız Ortadoğu politikasının İngiltere’ye dek yansıması; Muhafazakâr partiye güç kaybettirtme yerine, resmen öteki önceki seçimlere göre oy artırdı!
Yerleşen Neoliberal politika sadece Muhafazakârların kazanmasıyla değil; işçi partinin ayni çizgiye gelişleri, yerel etkilenme ile İskoç partisinin güçlenmesi, İngiliz ırkçı partinin iyi oy alması gibi birçok sonuçla kanıtlandı. Demek ki; sosyal sosyal harcama kesintilerine devam; göçmen karşıtlı propaganda ile yabancı düşmanlığına da devam… AB ile eline daha güçlü kartla pazarlık yapma olasılığı da oluştu. Önemli tehlike ise; yükselen İskoç ayrımcı çizgisinin durdurulması noktası oluyor. Elbet solun sol adıyla etkisiz ve propaganda alanında olmaması da; İngiltere sermayesine çok rahat hareket etme ve yeni maceraları başta Ortadoğu’da oynama şansını da verdi.
Tüm bu göstergelere ek olarak; bizde ve “Anavatanımız Türkiye’de hiç olmayan” seçimi kaybedenlerin hemen liderliği bırakma hareketi oldu. Dahası; başarılı oy almasına rağmen, bölgesinde meclise girmeyen Birleşik Britanya parti liderinin de istifa edenler arasında olma gerçeği vardır. Bu özet tablo; “garantörümüz” İngiltere’nin basit seçim sonuçlarının yansıttığı gerçeklerdir…
Başka bir ülke ise; tezatlarla dolu olup direk bizi de ilgilendiren Sudi Arabistan olmaktadır. Birçok adım atıyor. Bizi en çok ilgilendireni sadece yorumlamak zorunda kalıyorum. Önce sızıntı, sonra gerçekmiş gibi çıkıp, yalanlanmayan ve dibimiz de hazırlanan planın önemli aktörü Sudiler olmaktadır. Girilen Suriye bataklığında başarısız olununca; Türkiye ile Sudilerin özelikle 28 Şubat Erdoğan’ın ziyaretiyle başlayan yeni ittifaklaşmanın sinyalleri havada uçuşuyor. Sudiler Güneyden ve Türkiye Kuzeyden Suriye’ye karşı harekete geçecekler. Eğitilecek yeni “muhalif” milislerle Esat’ı sıkıştırıp yenilgiye uğratma planları yapıldığı sır değildir. El monitör sitesinde Fehim Taşdikenin bu konudaki son makaleyi okumanızı öneririm.
Yeni Sudi Kralı hamlelerle inisiyatif alıp mezhepli Ortadoğu hegemonya kurma bölgesel güç oyununa girdi. Türkiye ile bozulan Müslüman Kardeşler birlikteliğini yeniden şekillendirmeye soyundu. ABD daha çok IŞİD eksenine oynarken; Türkiye ve Sudiler ısrarla Esat kartına sarıldılar. Bu adımlar şimdiden Suriye olaylarında Kuzeydekilerde Türkiye’nin desteği haberlerini de yayıyor. Belli ki Doğu Komşumuz Suriye için, yeni yaz ayı çok sıcak geçecek.
Bu bölge oyunları oynanırken de hala bizde tüm gerçekler karşın; AKP Kıbrıs’ta barış istiyor umut pompalamaları nedenli doğrudur? Yoksa yeni bir
“Talatlaşmanın” esirliği ile “Rumlar çözüm istemiyor” enstrümanını çalmaya hazırlanalım mı?
yazarın tüm yazıları:
Özkan YıkıcıBir Avrupa’dan İngiltere! Öte yandan Ortadoğu’dan Sudi Arabistan! – Özkan Yıkıcı
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin
"Gündem" yayınlarını izleyin
"Yeniçağ Güncel" yayınlarını izleyin