yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSuskun resmi Kıbrıs renklerinden – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Suskun resmi Kıbrıs renklerinden – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Haftanın gelipgeçen günlerinde 2 defa tekrarlanıp, politikacılara dut yuturan, çoğu medyaya görmeme gözlüğü çeken olaylar yaşandı. Öyle gizlisaplı odalarda veya yeraltında gizlenip karanlık mekanlarda değil; resmen Mağusanın sokaklarında hem de bağıra çağıra ve imkan bulsalar linç yapacak şekilde yaşanan gelişmelerden söz ediyorum! Olay kadar, konuya neden olan davranış ve hep övülen “Kuzey Kıbrıs hukukunun” da önemli çarpan renkleri de birlikte bu olayları ısıtıp sokağa taştırıyordu. Konunun siyasal yönü, yasalara uygunluğu ve haber niteliği hiç ama hiç konuşulmak istenmedi. Sadece bildik bazı kesimler olayı yazdı çizdi! Onca kanal haber sıkıntısı çekmesine rağmen, konuyu yine çok azı enazından hebar yaptı! Ama övmeye ve hele de yak döküp yakarak ışığı ile dansetme durumlarına gelince de; “Kuzey Kıbrısdaki demokrasiye olan hayranlık” hemen sıralanmaktan geri kalınmıyor. Onca makamcı ve onlara bağlı dayreler ise suskun ve birbirini kesiştiren veya avanta hesaplı “banada ver” paydaşlık türküsünü okumaktan, sokaklarda olanlardan dahi haberleri olmadı. Ama resmi kesimin kahve ficanı tokuşturulması da birbaşka görsel haber adayı olarak yapıldı! Tabi bunuda kaçı okudu; tartışmalı! Ama medya haberlerini okuyanlar bunu ilk bilgiden verdiler….

Maağusa kenti son 2 kez önemli bir sokak dehşeti ile kendinin aynadaki değil, yoldaki işleyiş ve yükselen haykırışlarla gerçeklerini yaşıyordu. “Gözbebeklerimiz” denilen, “Türkten türke kanpanyasının” mirasları ve dokunulmayan siyasal olguları bir anda yaşadı. Aslında adıyla hepimizin nemenem olduğunu bildiğimiz “Ülkü Ocakları” oynun temel aktörleri olarak sahnedeydi! Hemen birileri elbet gıcıklanacaktır. Şunu da eklesek; Güneyde Elamı ve Kuzeyde Ülkü Ocaklarının “türk rum” kelimelerini kaldırtıp, savundukları düşüncelerini yan yana koyun desek! Başka telden çalacak olursak: Güneyde Elamın sloglanlarını rum yerine Türk, Türk yerine rum koysak veya tam aksi Ülkücülerin sloganlarını kuzeyde değil de güneyde sadece etnik keliemleri değiştirerek yazsak, neyi farklı bulurdunuz? Olmadımı; başka ülkelerdeki ırkçı kesimlerin taleplerini alın ve sadece etnik ifadelerini değiştirip suçladıkları etnik kesimin adını koyun! Nedemek istediğimi hemen anlarsınız….

Neyse: biz zaten tarihi koşulalarda faşizmin ve faşist yapıların örgütsel ve siyasal aygıtlarla nasıl oluştuğunu; sonradan bunun değişik üleklerde nasıl zengileştiğini; hangi sınıfsal tabanlarla sonuçta sermaye ile buluştuğunu; yeri geldiğinde devletlerin kontra hareketleri, paramiliterleri olarak derin güçler olarak kulanıldıklarını hep yaşayarak öğrendik. Onun için bazı tanıdkların Mağusada neden sorusunun yanıtı hep netdir. Hele de estirdikleri dehşet ile onlara karşı tutumlar da hep gelişen siyasal gerçeklrin, sadece ufak damlacıkları olmaktadır….

Buna konu olan yargılanma konusuna da gelince: Kuzey Kıbrıs aynasına bakmadan kendinizden geçemeyeceğinizi anlarsınız… Olaymı! Gayet doğal bir konu… Koray Doğrultmacı adında bir yurtaş Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağını kendi konutunda çeker. Aslındaa ne yasal yasak var, nede anormaliklik sözkonusu! Konu sadece Kıbrıs Cumhuriyeti imgesi olmasıdır. Azeriden ingilize birçok bayrak dahi çekmenin yasak olmadığı bir yer! Dedik ya: demokrzasi cenetinden dem vuruyoruz! Sonra iş bilir savcı ve polis hemen görev aşkı ile konuyu yargıya taşıdılar. Hukuk uzmanı yargıç da konuyu görüşmeye başladı. Hangi yasaya göre, doğrusu kimse anlamadı….

Halbuki hiç uzağa gitmeyin: bizim koltukcular dahi iş çıkarlara, avantaya gelince ikidebir “Kıbrıs cumhuriyetindeki haklarımız” sözleri ile talepleri hukuka dayandırmaya uğraşıyorlar. Yine bazı basit gerçekleri de anımsatayım: Kıbrıs cumhuriyeti kimliği, pasapoertunu da oldukça kulanan vardır. Kıbrıs cumhuriyetinin olanaklarını “burstan koltuk kontejanına” dek hep kulanılma gerçeği vardır. Ama gelingörün ki bir bayrak asılması “ki her ülkenin bayrağı asma gerçeği de varken” bu defa mahkemelik oldu. Bu “demokrasi derya gerçeği” dünyada çeşitli merkezleri de dikate yönelti! Ama dava birtürlü sonlandırılmıyordu! Derken iş birilerini sokağa çıkartı! Çoğu ne vatandaş olma koşulunu dahi taşımayan bildik Ülkücü kesimler hemen sokağa çıktı. Linç girişiminde bulundular. Sakın şanlı Kuzey Kıbrıs ahalisi bunu protesto yaptı veya siyasiler, örgütler sıraya girip suçladılar sanısına düşmeyin! Polisler vatandaş olmayanların çıkardığı olay nedeni ile “kamuyu rahatsız etme” nedeni ile tutuklamalar yapıp yurt dışına sürdüğünü de zaneetmeyin! Basit bir konu kadar tepki görmedi!Zaten bunun kanıtı olarak 1 hafta içinde 2 defa bu durum tekrarlandı. Oysa kazara Kürtler bunu yapsaydı hemen tutuklanıp sürürürlerdi!

Bukadar konu net. Ülkücü hareketlerin Kuzey Kıbrısda roleri ve kayırlmalarının ilk örneği değil. Bukez konu yargısıyla eylemi ile hep bizat yazdırtılan hukuk ilkelerine de ters olan buluşmadır. Hemen Sömürge tipi faşizim konusunda hukuk ilkesi aklıma geldi* Yasa ile yetki dengesi! Yasal ikinscilik ile yetki mutlaklığı uygulamasının anlamını yeniden anımsadım!Elbet burada başta Mağusa kamuoyundan genele varan duyarsızlık ve bu tip hareketleri içeleşerek kabulenme doğalığı da önemli katgı yaptı. Meşur kent çevreleri ve siyasi kesim nedense olayın hem hukuki hem de kentsel yaşam bakımından tehlikeli oluşuna dikat çekmediler! Böylelikle sokak yine paraamiliter özdeki kuruluşlara kaldı…

Faşizmi unutan ve kendine dokunmadıkça umursamayan yapımızın acı resmini görüyoruz. Hele özelikle ünüversitelerde yaşananlara uzak durup hat da “konuşturtmayarak, sektör zarar görmesin” görüşü; sonunda Mağusada anlamsız yanlış bir davada da sokakta yankı bulur halde karşılaşırız. Oysa gerek ünüversitelerde, gerekse zaman zaman sokakta bu hareketleri hep karşımızda buluruz. Hele de “siz Rumlara gidin” sloganı bize atılınca da uttançca bizi tutunca acıtır!

Bakalım Kıbrıs eğlence köşelerinde ve avanta kapışı ile bu gerçekleri daha nereye kadar örtecektir. Öyle ya: önce onunbunun çıkarı önemli olduğu bize resmi görüş olarak çocukluktan öğretildi!

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
358AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin