Öncelikle şu noktayı aydınlatayım: yazımı yazarken, hala Türkiye parlemento seçimlri devam ediyordu. Bundandolayı konuyla ilgili çıkan sonuçları değerlendirmek de başka makalağe nasip olacak. Fakat madem olay seçimlerle ilgili cümleleri sıralatırdı; ozaman gerekli olan dokunuşu da yapalım. Aylardır sadece Türkiye değil; nerde ise dünyanın önemli kesimleri Türkiye seçimlerini konuşup tartıştı. Çıkara göre öngörüler de yapıldı. Buna enson ünlü düşünür Çomski de görüşlerini belirti. Fakat bir yer isdisna! Nedense tüm laflarına Türkiye kelimesi ekleyip ona yağ çekme yarışında olan Kuzey Kıbrıs çevresi, seçimlerle ilgili brakın beklenti yorumları veya tarafcılık probaganda yapmayı; tıpkı Pazar sabahında olduğu gibi; dünya medyası Türkiye seçimleri ile yorumları yazarken, görüntülerken dahi; Kuzey Kıbrıs basınında Türkiye seçimleri kiminde şöylesine, kiminde de ara sayfalarda basit haber gibi verilip brakıldı. Seçimler öncesi sayısal bol medya nedense Türkiye seçimleri üzerinde yorum yapmaktan ısrarla kaçındı. Türkiye kelimesini ya çekilecek yağ yalakada, veya içsel çıkarlarda ve bol şovlu “Kıbrıs çözümünde” meze olarak kulanıldı. Budenli içeleşeip seçimi dahi öngörüsel yorum yapılmayan örneklem de, sadece Kuzey Kıbrıs coğrafyasına nasip olmaktadır. Işığı bundan dolayı, biraz da kendi üzerimizde tutmak şart… Bakın yarın çıkacak sonuçlarla köşeşer nasıl yalakalı “akıl verici olacak”!
Türkiye seçimleri devam ederken, doğu komşumuz Suriyede yeniden IŞİD sarsıntıları duyulmaya başladı. Elbet yeni kaygan koşullar ve oluşturulan itifak kırılmaları, bu hamleleri de tetikliyor. Konuyla ilgili yazıyı yazmadan önce; BBC sitesinden Mahmut Hamsici ve d. Hediyenin yazılarını okudum. Özelikle Mahmut Hamsicinin incelemesi bize Suriye ile nemalanma politikaları bakımından önemli bir bilgi aktarımlı öneme sahiptir. Hamsici Reyhanlı ilçesinde durumu inceledi. Reyhanlığı anımsarsınız: Suriye olayları başlangıcında özelikle cihatcıların üstü olduğu haberleri uçuşurken; oluşan patlamalarla, resmi rakam ile 52 kişi öldü. Daha sonra Reyhanlı olayı hep Türkiyenin Suriye politiaksının ilk bedeli olarak hep seslendirildi. İşin tuhafı: Reyhanlı patlaması ile Türkiye yetkilileri hep Esatı suçlayarak karşı siyasal hamle için avantaj aradı. Fakat: konu biraz aralanmak üzereyken; Türkiye yetkilileri konuya “yasaklama” getirdiler.
Dikati çeken sonuç şu: Hamsicinin de özetlediği gibi; “Reyhanlı patlaması sonrası, ilçede hep AKP birinci parti olarak çıktı! Dahası: son seçimde brakın AKP liderliğini; öteki partilerin probagaanda yapma durumu da oldukça tehlikeli konumda bulunmaktadır. Böylesi bir Suriye sonucu oluşan Reyhanlı ilçesinden söz ediliyor.
Mahmut Hamsici bunun nedenlerini şöyle sıralıyor: Bonbalama sonrası, hükümet bölgede birçok kesime iş sözü verdi* Kaynak aktararak belirli kesimleri susturdu* Yasaklarla gerçeklerin ortaya çıkmasını da engeledi? Kaçak mazot ticaretine göz yumup; hem cihatcılara kaynak akışı, hem de bölge belirli kesime nemalanma elde etmesine neden olundu! Buna ek olarak: Suriye politikasına göç eden Suriyelilerin bazı ekonomik alanlara rant akıtmasını da eklememiz gerekir. Bina fiyatlarında ki artış, ucuz iş güçü vesayre…..
Bir savaşın yıkımından nasıl nemalanma olduğunun örneklemidir Reyhanlı… Bir de bizim nemalanmamıza bakın: çok basit; Kaçak Suriyelilerden nekadar kazanan oldu? Elbet siyasetin kirli kazancını kolay kolay resmiyete dökemezsiniz.
Gelelim şimdiki doğu komşumuz Suriyeye: son günlerde özelikle stratejik bölgeler olup kalabalık halde bulunmayan kırsal Suriye alanlarında IŞİD yeniden hamleler yapıyor. Tamda ardı ardına sıralanan ABD eksenli belgelerin uçuştuğu ortamda. Ceyda Karanın Cumhuriyet gazetesinde de yayınladığı, Ardından Fehim Taştekin ve Ergin Yıldızoğlunun da yorumladığı gerçekler de yansıtılırken; IŞİD Suriye topraklarında harekete geçti….
Ortaya çıkan her belge, eski öngörülerilerin de yeniden kanıtlanması olması da ilginçti. IŞİD hareketinin tesadüf olmadığı; bunu Amerikan siyasal kesimlerce bilinip desteklendiği, bizat yayınlanan son ABD raporunda da vardır. IŞİD gerçeği ABD bölge politikasının bir ürünü olduğu anlatılmaktadır. Şimdi konuda olan sıkıntı şu: ABD genel politikada gelecek için temel belirleyici görevini tam yapamıyor! Ancak; ABD ssiz de hamle yapılamayacak öteki güç gerçeği de vardır. Bundandolayıdır ki IŞİD gerçeğinin varlığı bu çelişki olduğu müdet ce devam edeceğine benziyor.
BD gelecek kontrolu tam elde tutamasa da; ABD olmadan da çözüm yapılamayacak güç öteki gerçeği vardır. IŞİD sistemin yaratıp şimdilik bölgede sisemin devamı ve ona göre ayarların yapılması için varlığı gerekli olduğu da Suriye hamlesi ile kanıtlanmaktadır. Hele de eyer Esat Suriyede gerileyecek çizgisine devam edecekse; gelecek kanlı paylaşımlar daha da zorluklar oluşacaktır. Türkiye hamlelelri, Şimdilik biraz uzak gibi olan Rusya kartının etkisi, iranla girilen ilişkilerdeki kayışlar Suriye bilmecesi için yeni yangın haberleri olarak, kağoslarla dolu olmaktadır… Arada söylrsöylediğim “ABD hegemonyasının gerilemesi” gerçeği yaşanmaktadır.