arşivFaika Deniz PaşaBu bir davettir, bu bir pakttır, bu anti-militarist bir barış harekâtıdır -...
yazarın tüm yazıları:

Bu bir davettir, bu bir pakttır, bu anti-militarist bir barış harekâtıdır – Faika Deniz Paşa

Yeniçağ podcastını dinleyin

“Bu zalimlere teslim olmayın,
sizi hor gören, eğiten, besleyen,
köleleştiren, hayatınızı yöneten,
ne yapacağınızı,
ne düşüneceğinizi,
ne hissedeceğinizi söyleyen,
size sürü muamelesi yapan
bu zalimlere teslim
olmayın.”
Askerler!!-C.Chaplin

faikaAskersiz bir bölgede başladı her şey işte…

2010’dan beri, 14 Ağustos günü Kıbrıs’ın kuzey coğrafyasında bir eylemce düzenleniyor. Anti-militarist Barış Harekâtı eylemcesi birçok kez yasaklanmaya çalışıldı, iki kez son dakika yetkililerce önceden verilen izinler iptal edilerek yeri değiştirildi, iki kişiye dava açıldı, eylemceyi örgütleyen gruplar ve kişiler değişti, ancak coşkusu, dayanışmacı ruhu bütün bunlara rağmen sürdü. Bu yıl bölünmüş adanın güneyinden de kardeşler de omuz attı ve altıncı kez Anti-militarist Barış Harekâtı sokakta, ilk başladığı yerde, Selimiye Meydanı’nda.

Anti-militarizm nedir?

Anti-militarizmin ne olduğunu anlatmaya başlamadan ne olmadığını söylemek lazımdır. Anti-militarizm yalnızca savaş veya şiddet karşıtlığı anlamına gelmemektedir. Anti-militarizm bir tahakküm biçimi olan militarizme karşı duruştur.

Militarizm denince genellikle akla savaş, ordu ve asker gelir, ki altı ordunun barındığı, yakın geçmişi savaşlar, çatışmalarla dolu Kıbrıs’ta bu bile kendi başına yeterlidir. Ancak militarizm bundan da öte Michael Mann’a göre (1988, 124) “savaş ve savaş hazırlığını normal ve arzu edilir bir sosyal etkinlik olarak algılayan tüm yaklaşımlar ve kurumsal oluşumlardır.” Tarihçi Michael Howard (1976, 109)da militarizmin tanımını “askeri alt kültüre ait değerlerin toplumun egemen değerleri olarak algılanması.” olarak yapmıştır.

Militarizmin somutlaşmış halleri olan savaşçı erkek heykelleri, zorunlu askerlik, milli güvenlik dersleri gibi birçok patikte hayatın içine yer bulmaktadır.

 

ambh_2014 (5)Eylemce

Militarizmin özelliklerinden biri dokunulmaz olmasıdır. Bu yarattığı korku kültürü ile sağlanır ve meşru kılınır. Ulus devlet yapısı tarafından beslenen korku sürekli içerde tehditlerin var olduğu ve ulus devletin sınırlarını koruması gerektiği öğretisiyle yaratılır. Halka bu korku aracılığıyla boyun eğdirilir, itaatkarlaşmayanlara ise şiddet uygulanır.

Tam da bu korku ve şiddet arasındaki sıkışmada militarizme karşı şarkı söylemek ve dans etmek sistem karşıtı olduğu kadar korku duvarını da yıkan, bu sebeple de devrimsel bir dönüşüm yaratan bir duruştur. Bu nedenle Anti-militarist Barış Harekâtı hem eğlenilen hem de eleştiren, karşı duruş geliştirilen bir eylem halidir; yani eylemcedir.

 

poster 2015 wNeden 14 Ağustos’ta anti-militarist bir eleştiri?

14 Ağustos’ta anti-militarizm eleştirisini yapmak, Türkiye Kıbrıs’ı işgalinin cisimleştiği düzeni eleştirmektir; yani bu tahakküm biçiminin Kıbrıs’ın kuzeyinde oluşturduğu sömürü düzeninin, güç tekelinin ve egemen gücün Türkiye devleti ve Türkiye ordusunun olmasının eleştirisidir. 14 Ağustos tarihi itibariyle oluşturulan kontrol düzeninin eleştirisidir.

Savaş hazırlıklarına katılmayı vicdanen reddedenlerle, hizaya girmeyenlerle dayanışmadır.

Aynı zamanda, bu düzenin tahakkümünü devam ettirmek için, egemen olduğu coğrafyada, insanları nitelikleri açısından aynılaştırılması politikalarına karşı gelmektir. Yani 1974’de adada yaşayanların yerlerinden edilmesine, dillerinin, lehçelerinin, köylerinin ve kasabalarının isimlerinin değiştirilmesine, yani Gumi dayının artık köyünden kovulmasına, Vasilya’nın Güzelyalı olmasına, gadefin bardağa dönüşmesine karşı durmaktır. 1974 sonrası adaya yerleşen veya yerleştirilenlerin farklılıklarının sürdürmesine izin verilmemesine; kendi kimlikleriyle var olmaya çalışan Kürtlerin sınır dışı edilmesine, Alevi çocuklara Sunni İslam eğitimi dayatılmasına karşı söz söylemektir. Çocukları sıralara dizip ant içtiren, kimliğine bakmaksızın ‘ne mutlu türküm’ dedirten, askerleri sınıflara sokan düzene bir başkaldırıdır.

Bunların yanı sıra, insanları işlevleri açısından da bölme politikalarının reddidir. Yani ikili cinsiyet rejiminde kadın ve erkeğe farklı roller ve görevler biçilmesine, kadının rollerinin aşağılanıp, erkeğinkinin yüceltilmesine, sınıfların keskinleşmesine, sınırlar ve hemşeri dernekleri aracılığıyla toplumların bölünmesinin önünde durmaya çalışma çabasıdır. Ve elbette tüm bunların, ölümün, tecavüzün, zorun, baskının güvenlik ve barış adına meşrulaştırılmasına izin vermeme çabasıdır.

ayşe evine dönAnti-militarist Barış Harekâtı neden enternasyonalisttir?

Milliyetçilik ve militarizm iç içe geçmiştirler ve birbirini tamamlamaktadırlar. Bunun en açık örneği ulus devletlerin savaşlar sonucu kurulmuş olmalarıdır. KKTC için bu 1974’de Türkiye’nin adaya müdahalesidir. Bir diğeri ise zorunlu askerlik ve seferberlikle oluşturulan ‘vatandaş orduları’dır. Bu sebeplerle, bir güç odağının ve reddi olarak, anti-militarizm kendi doğası gereği enternasyonalisttir.  Bu nedenledir ki Anti-militarist Barış Harekâtı eylemcesi de Kıbrıs adasının her yanından örgütlü ve örgütsüz bireyler tarafından organize edilmekte ve bu eylemceyle birçok farklı coğrafyadan kişi gerek katılımları, gerek müzikleri gerekse beyanatlarıyla dayanışmaktadır.


Sınırsız, Savaşsız, Silahsız bir dünya için şarkı söylemeye değer.

Altı yıldır Anti-militarist Barış Harekâtı ile dayanışan müzik kolektifi Bandista tayfası 2010 yılında düzenlenen ilk eylemce bildirisinden yola çıkarak bir şarkı bestelemişti. Hiçbir yerin şarkısı adını verdikleri parçanın her yerin şarkısının, Enternasyonalin hep birlikte söylenebilmesi için bir ilk adım olarak gördüklerini söylemişlerdi. Eylemce gecesi şarkı yayınlandığında, tayfa bloğuna şu notu düşmüştü:

“Farklı olanı kendine benzetmek yahut görmezden gelinebilecek kadar marjinal ilan etmek iktidarcıkların, bizzat mevcudiyetleri için, sorgulanılamaz -sandıkları- yöntemleridir. Etrafında deniz olsun olmasın, adacıklardan vatan yaratmak, imal ettiği yavrucukların kayıtsız şartsız o mamul olmasını ve sadece kendisine ait olmasını istemek, iktidarın kurduğu hiyerarşide, hepimizi baştan bildik bir egemenlik kıskacına götürür.

Adacıklar hiçbir yere dönüşür; tarifini iktidarlardan, kurucularından, kurtarıcılarından alır, yabancılaşır, aynılaşır. Egemen, eşitsiz tahrip alanını böylece yaratır. Korku kokar, nefrete döner, neşe körelir, mana yiter, içten içe isyan eder. Yavrular kıskaçtadır ve özgürleşmek için çırpınır. Kanatları körpedir, yuvadan aşağı asla itilmez. Had safhada olan teşvik değil tehdit de olsa uçacağı anı kendi yaratır.

Faşizm kendini dayatır, en estetikleştirilmiş formlarda, şefkatliymişçesine, tam da gündelik yaşamda, sonsuzca.. Militarizm kokar her yer, çözümsüzlüktür tek muteber değer. Aksi dile gelmez, dile gelmedikçe düşlere girmez; umut kayıptır ve hiç kimse yalnızlaşır.

ambh_2014 (6)Coğrafyalar parsellenmiştir, hem de biz kimseciklere sorulmadan. Yüksek ve temsili iktidarlar arasına sıkışmış bir politika içinde yok olan insani, basit, tekil ve dolayısıyla kolektif yaşamlardır.

Süre giden çözümsüzlükse eğer, mevcut militer aparat sorgulanmalı ve askersiz bölgeler yaratılmalıdır. Sınır çoğalır ve yakınlaşır, daralır ve daraltır, sınıfsa uzaklaşır, gözden yiter; lakin sınırsızca oradadır ve bakmamızı bekler.

Doğru nota yok, notayı koymak, aramak, basmak yeter; silahsız bir dünya için şarkı söylemeye değer.”

 

Kaynakça:

Mann, Michael. 1988. States, War and Capitalism: Studies in Political Sociology. Oxford and New York: Basil Blackwell.

Howard, Michael. 1978. War and the Nation State. Oxford: Clarendon Press.

Altınay, Ayşe Gül. 2005. Militarizm. Gündem Yazıları. http://www.savaskarsitlari.org/arsiv.asp?ArsivTipID=1&ArsivAnaID=29713

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin