Artık Suriye derken, sadece bir ülke sınırları dense, yetersiz kalınmaktadır. Hem Suriye’de ne ararsanız var olanın koşulu, hem de Suriyelinin Avrupa kalelerinde sefalet tarihini yazdığını da tanıklaşırsınız. En net olan sonuç; artık Suriye ülkesi bir bütün ülke değildir. Kendi halkı da ülkeden dışa mülteci olurken, Suriye içlerinde de ne ararsanız vardırın gerçeği yapılandı. Suriye’de kimler yok ki! Amerikalısı, Rus’u, Sudi’si, Türkiyelisi, Çeçeni, Tatbikî, Fransız’ından İngiliz’e istediğiniz tipte hem de savaşçı şekli ile Suriye topraklarında mevcut! Öyle boş gelmiş değillerdir: insansız uçaklarından tutun, en yobaz dindarları, en kanlı katileri, modern süslü silahlar, ölüm saçan intiharcılar, fetva veren imamlar, dünyanın her tarafından savaşmak için akıp gelen insanların, yazdığı bir Emperyalist Neoliberal Ortadoğu projesinin gerçekleştirilmesinde rol alan dünyanın haritasını bulursunuz!
Peki Suriyeliler! Gelenlerin “özgürlük” nefeslerinden kurtulmak için, şimdi Avrupa topraklarında hayat bulmak için uğraş veriyorlar. Milyonlarca Suriyeli; önce “bunlar İslam’dır, bize yardım eder” kandırılması ile Türkiye’ye doluştular! Sonra olanlar malum oldu ki kötületilen “kâfirlerin” memleketlerine “umut” diye yola çıktılar. Mafyalara esir düşüp denizlerde balıklara yem oldular* Karada kamyonların içinde nefessiz kalıp can verdiler. Her yolu deneğip Batıya ulaşmaya uğraştılar. Halbuki Suriyeye insansız uçaklar, cihatcılar, moderin silahlar birikirken; onlara “özgürlük ve demokrasi” getirileceği ezberi tekrarlanıyordu. Aynen Kuzey Kıbrısda da bildik malum çevreler hemen yağın ve şovun rüzgarına takılıp “Ortadoğudaki Bahar rüzgarı bizi de sarmalaycak” tekerlemesini tekrarladılar.
Gelinen noktaya bakın; Suriyede Rusya da kartını oynamaya başlayınca, önce karşıtlar şaşkınlaştı, sonra da eleştiri yapmaya başladılar. Neden mi: kendi yandaşalrını da bonbalıyormuş! Yeniden anladık şu meşur yandaşları ve gelcek Suriyeli neferleri! Hani herkes Terörist derken, birden yandaşlımız noktasına da düşüverdiler. Ama Suriyede bonbalar yağıyor. Özelikle batılıların “özgürlükcü” dedikelri IŞİD ve ELnusralıların çoğunu da yabancılar oluşturuyor. Şimdi Esat, Kürtler, IŞİD ve Elnusralı bir Suriye döngüsü içseleşirken; komşular pay almaya, dünya güçleri tıkanan süreçten lehine çıkarsama yapma peşinde. Tam da karışıklıktan Rusya hamlesi çıkarken de; Türkiye artık Şamdaki Emevi camisini şimdilik unutup, Tanpon bölge fetihciliğini süsletip, TOKİ ye de kar çıkarma faydacılığına yöneldi. Batılılar parayı verip 3 yüzbinlik kent kurdurtup, yapımını TOKİ ve denetimini de Türkiye yapma sevdası canlandı.
Yeri gelmişken de söylemeden edimiyecem: Suriyede milyonlarca mülteciler yolarda tükenir, denizde boğulup kamyonda nefessiz kalırken; başta B.M. onlara doğrudürüs yardım etmezken; nedense ayni anda bizim ve Güneyin liderleri yağmalatılan Kıbbrısın mülkiyetini tazmin için bu kuruluşlardan para istiyorlar. Başta Türkiyenin tazminat durumu ve yağmadan eline geçirenin yasalaştırılması adına B.M. veya büyük devletlerden “çözüm için mali kaynak” istiyorlar! Biraz garip gelmedimi size! Milyonlarca insan açlıktan ölürken, Suriyede insanlar Avrupaya dayanırken, ilgili çevreler kaynak ayırmazken; Sırf bizim yağmacıları kurtarma adına insani kaynaklar bunları yasalaştırma adına tazminat parası vereceklermiş! Biraz burukluk duymuyormuyuz! Partili veya başka amaçla rum malarını onabuna rüşvetlendirenler şimdi göz göre göre yaptıklarının maliyetini açlıktan ölen insanlara veya mültecileşen Suriye gibi insanlara değil de bizim yağmacıları kurtarma adına harcansın mış! Buna da pes derim. Ama Kıbrısa “çözüm gelecekmiş”! Onun için yağmacıları, işkalcileri de para bulup aklamak ve kurtarmak da gerekiyormuş!
Suriye doğu komşumuz. Gerçi artık Suriye diye bir ülkeden söz edemiyoruz. Paranparça oldu. Denilen bahar değil yıkan bir deprem oluşumuna dönüştü! Uluslar arası hukuk, sınırların değişmezliği veya ülkelerin içişleri kuralarının buharlaştığı bir toprak parçasına dönüştü. Artık eski Suriye yok. İsraile göre başka, Türkiyeye göre feteedilecek yer, Sudielr Sunilikten yayılmacılık yapma, iran Suriye yıkılır sa sıra ona geleceğini bilen bir komşular kuşatması altında parçalandı! ABD uçakları ve yanındaki öteki mütefik uçakları kol geziyordu. Şimdi karşıt oalrak Rusya da buna karşılık verdi. Çini sakın unutmayın! İsdihbarat uzmanı israili gözden kaçırmayın. Ama şu tekerleme çok bayatladı! Eğitdonatın iflası ile tekrarlanan gerçeğe rağmen; hala “ılımlı İslamcılar” denilmesi de tuhaf değimli! Yoksa Elkaydeli Elnusranın ılımlı olduğumu noktası da yerleşiyor? Zaten afkanistan, ırak ve Lipya derslerine iyi çalıştık sa; bunu da anlarız.
Adı olup kendisi kalmayan bir Suriye olayını yazıyorum. Öyle ki her gelen bilgi, her yeni tavır, verilen demeç dahi, eldeki verilerin altüst edilmesine yetecek bir karmaşalı siaysal koşul oluşturuldu! Öyle basit ezber ve ezberlenen klişelerle artık yetinilemez. Dün yok denilen, bugün öncelikli hali aldı. Anımsayın Suriye kriz başlangıcını! Şamda namaz kılmaktan tutun, Suriyeli ılımlıların ciahtcıları örtme kılıfının Reyhanlıdaki patlayışını! Yaratılan IŞİD ile Suriyeye nasıl özgürlük gelecek dersi ve şimdi Rusya kartı! Bunlar hep Suriye topraklarında dünya güçleri ile bölgesel güçlerin oynadığı dansın karışıklığını haykırıyor. Öyle bir Suriye oldu ki Esatdan kurtarılıp özgür denilen Suriyedeki ahali mültecileşip kaçıyor! Peki neyi yaratılar?
Buyrun size Suriye topraklarının yeni yeşeren dünyası. Suriyelilerin kaçıp, ötekilerin hertürlü donanımla Suriyeye geldikleri tarihi bir dönemin tanıkları olarak izleyelim. İzleyelim ki belki unutmuşluk ile gerçekleri kavramama düşüncemiz biraz kıpırdar!