yaklaşımlarAlpay Durduranİşimiz gücümüz kandırmaca – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

İşimiz gücümüz kandırmaca – Alpay Durduran

Yeniçağ podcastını dinleyin

durduranTürkiye’de üç yıllık bütçe yapılmaya başlayınca bize de aktardıydı. Orta vadeli program 2014-2015 adında uzun vadeli değil orta vadeli adıyla ele alındı.

Anayasamız der ki ülke uzun vadeli planlarla yönetilmelidir. Bunların en az yedi yıl olması gerektiği bilinir. Yasa da der ki önce bakanlar kurulu hedefleri anlatan bir karar alır ve bunu görüşmek üzere sosyal ve ekonomik konseyi toplar. Onunla görüşüldükten sonra uzun vadeli plan hazırlanır. Uzun vadeli plan varsa ona uygun hedefler konseye yollanır ve yıllık program hazırlanarak kabineye gönderilir. Onaylanırsa yıllık bütçe yapılır ve meclis tarafından onaylanır.

Bunlar hukuksal zorunluluklar.

Önce uzun vadeli planı geçiş planlarını uyguladıktan sonra yaptık ama sonra uygulayamadık deyip geri döndük ve tekrar geçiş dönemi planı hazırladık. Planı yaptıktan sonra caydık ve tekrar geçiş dönemine geçtik. Bu arada da bütçeleri önce hazırladık yıllık programları daha sonra vaktimiz uygun olduğunda yaptık. Adını da ara sıra değiştirdik.  Ulusal konseyi unuttuk şimdi hatırladık. Bu arada ne derece dikkatli olduk ne ben söyleyeyim ne siz dinleyin.

Türkiye’de bu arada plan değil pilav gerek diyenler geldi geçti.

İzlemek istedim, çok iyi muamele gördüm ama askerin işleri önceliklidir, onu beklediğimiz için bastıramadık özrünü de dinleyerek avundum. Sosyal ve ekonomik konsey toplantılarına katılıp izlemeye çalıştım, konu dışı şikâyetler duydum ve sonunda boykotları izledim.

Sivil toplumun planla ilgili olmadığını ve eleştirisini de bilgi kıtlığına dayalı iddialarla geçiştirdiğini izledim.

Bazılarına göre emredici mi olmalı yol gösterici mi olmalı diye tartışmak yeter de artardı. Bazılarının o sivil toplumlarının sahipleri olmasına karşın tartışmayı kesip öğrencilerine esas olarak yol gösterici planlamayı öğrettiğini de üzüntüyle gördüm.

Galiba Demirel haklı idi bize plan değil pilav gerekti veya yeterdi.

Nitekim plan havassu Garayanni havasıyla bütçe ile ilgisiz, Türkiye’nin paketleri yanında süs olarak yapıldı. Sonra da üşenildi ve yapılmaz oldu. Yol göstericilikle sınırlı da olsa bir plan anayasanın emri deyip önem vereceklerine DPÖ’yü işlevsiz hale getirdiler. O kadar ki izleme ve koordinasyon biriminin izleme raporlarını yapmaktan vaz geçtiler. Solcu Başbakan yardımcısı da gördük ve DPÖ ona bağlandı ama DPÖ’ye destek olunmadı.

Bakanlar kendi bünyelerine onun işlerine benzer işleri de yaptıracak diye sözleşmeli sözleşmesiz adam aldılar. DPÖ’yü anımsamak bile istemediler. Planlı iş mi olur, adamların işi acele…

Genel olarak yasalara engel gözü ile bakıp saygı göstermeyenlerin dönüp dönüp gene seçilmeleri geri kalmış bir Afrika ülkesi görünümünü yarattıklarını izledik.

Paketlere karşı gelişen tepkileri oya çevirme veya güncel medya haberlerindeki içi boş eleştirileri uygulanabilecek şeyler sanma yanılgısı yüzünden “biz yerli paket yapalım” diyenler meclise ve kabineye girdiler. Yerli istersiniz, aha size yerli diyerek orta vadeli program adında açıklama yaptılar ve yayımladılar. Yayını DPÖ internet sayfasında bulabilirsiniz.

Süslemeyi de unutmadılar. Sosyal ve Ekonomik Konsey toplantısı da yaptılar.

Gelin görüşlerinizi anlatın dediler. Yani görüş sipariş ettiler ama ne hakkında sipariş verdiler, somut olarak hangi biçimde görüş isterler anlatmadılar. Bizim apartmanın avlusunu yol sanıp trafiğe oklarla yol gösteren belediyemiz gibi davrandılar. Şimdi Ortaköy’den Lefkoşa’ya gidenlere alternatif yol var: Bizim apartmanın avlusu… Oku izleyen avlumuzdan geçip Göçmenköy’e gidebilir. Bizim avluyu peşkeş çeken belediye yolları boyattığı kişiye bir çizim verip de burası şöyle burası böyle çizilecek demek zahmetine katlanmadı. Çünkü belediyeye göre yolu en ahmak ve en cahil kişi bile çizebilir. “oradan şuraya çiz bu yolları” dedin mi çizerler. Sosyal ve ekonomik konseye de “gel de görüş ver” dedin mi sivil toplum örgütleri de hemen ne olduğunu ve olacağını anlar ve gelir vatan hizmetini yerine getirir.

1977 yılı esasında plan hazırlığı başlayınca birtakım standartları konuşup kararlaştırdılar. Kaç sektör esas alınacak, hangi cins plan tekniği kullanılacak ve siyasilerin kararına alternatif sunulacağına göre yüzde kaç kalkınma hedefine göre yapılacak, dış yardım olanağı ne kadardır ve saire gibi esaslar kararlaştırıldı ve zorunluluklar belirlendi. O zaman da Türkçe sorunuyla karşılaştılar. “veri” sözcüğünü değiştirilemez şeyler olarak kullandılar, bilgi toplayıp cetvellemede de “data” sözcüğünü kullandılar. İlk nazarda sivil toplumdan gelenlerin veri sözcüğünü bilgi yani değiştirilebilir şeyler hatta değiştirilmesi amaçlanan şeyler olarak anladıklarını fark ettim. Yani konuşacakları konu hakkında en ufak bir bilgilendirme yapılmadığı gördüm.

Öyle başladı öyle bitti. Derken şimdiki de bilgilenmiş, deneyim kazanmış sivil toplumun katıldığı toplantı olmadı. Bayrakların göndere çekilmesiyle başlayan tören haberleri gibi ricalin anlamsız konuşmaları haber oldu ve bu yetti.

Şimdi gene büyük bir gayret var. Programlar ve yıllıklar hazırlanıp hizmete sunuldu. Az geriden gelseler de çok önemli bilgiler bulabilirsiniz. Kapitalist kafa plandan ne anlar derseniz bilgileri de reddetmiş olursunuz. Devletin etkin rolünü savunan sol bilgisi olmadan bir ülkeyi yönetemeyeceğine göre ve daha çok refah, daha hızlı kalkınma ve daha gelir dağılımını sağlayabileceğini ve batan ve batırılan kamu sektörünü kapitalist partilerin batırdığını ispat zorunluluğu solun boynunda asılıdır. Halka daha denetlenir bir sistemle özel sektörle yarışabileceğini göstermeden bu devlet memuru batırır iddiasını yenmek olası değildir.

Elektrik kurumu kendini ispat ederse solun sözü önem kazanacaktır. Ancak ben olmasam daha beter olur demekle yetinilemez. Sol olduğu iddiasını yapan hükümet kanadı, kurumda yetki sahibidir etkin, verimli ve kârlı bir hesaba-gelir idare kurulmasını sağlayabilmiş değildir. Akıllı sayaç derken sayaçları bine dışına çıkarma kavgası başlatması ve kimseye standart sayaç kutusu örneği verememesi işlerin nasıl yürüdüğünün kanıtıdır. Kurumlar hakkında sorumluluk almama kavgasıyla elektrik bağlatmak için müdürlere müsteşarla tırmanma zorunluluğu inanılacak gibi değildir.

Bir apartmanda merdiven kuyusunu aydınlatma 2015 yılında hala bir gerçek kişiye sorumluluk yükleyerek elektrik bağlamakla çözülüyor ve payını ödemeyenin masrafını başkalarına atılmasına olanak veriliyorsa başında solcu olsa da yönetimin sakatlığının kanıtıdır. Yönetmeliği ile apartman yönetimi yasası vardır ama uygulatma düzeni yoktur. Elektrik kurumu ne yapsın derler, vergi kaçırma oranı da çoktur, polis bizi dinlemez diyenlere de başkalarına da boyun eğip dış yardım bekleyeceğiz.

Yasa çok apartman yasası da yönetmelikleri de var ama hepsi yalan, Yalan dünyada yaşıyoruz.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin