Kimse artık Suriye Türkiye coğrafyası aynen bırakıldığı yerde olduğunu söyleyemez. Daha ileri gidelim: 24 Kasım sabahından sonra, kurgulanan onca plan sonrası, Suriye’nin ayni döngüde döndüğünü de söyleyemez! Rus Türkiye ilişkilerinin de limoni veya stratejik çıkarlara yöneldiğini de artık vurgulayamaz. Türkiye’nin ikide bir “Şengen eksenine kayarım ha” tehtidi de geçerli kılınmayacak kadar akan sular çok oldu. Dün Natoya karşı Şengay beşlisi tehtitleri yağdıranlar, şimdi düşürdükleri Rus uçak sonrası hemen natoya koştular. Daha da somutlayalım: Çok değil: Viyana deklerasyonundan daha aylar geçmeden Türkiyenin düşürtüğü Rus uçak sonrası, ayni planların devamı da sarsıldı. Herkes “IŞİD başdüşman” derken; Hatay iline yakın yerde Türkiyenin düşürtüğü Rus uçağı ile birlikte, başka çelişkilerin de olduğu, hat da; Suriye paylaşımda bunların temeleştirildiği de kanıtlanıyordu. Fransa ABD ve Rusya ile IŞİD merkezli hareket ortaklaşma hamlesi olurken de; Türkiyenin düşürtüğü Rus uçağı ile birlikte amaçlanan IŞİD hedefinden birden kendilerini Rus Türkiye girdabında buldular. Avrupa kamuoyu IŞİD sarmalında korkula bekletilirken; IŞİD nefes kapısı olan Ceraplusun kapatılmasına da mütefik Türkiye “kırmızı çizgi” gerekçesi ile” engeler koymaktadır. SOnuçta kağos kabus üretirken, kabustan da yeni kasırga esintisi geliştiriliyordu. Bunun son halkası da Türkiye Rusya krizi olarak karşımıza geldi.
Aslında nereden bakarsanız bakın; ister uçak düşürtme, ister Türkmen kartı ve isterse Suriye politikası olsun; hepsinde birçok politik çıkar nedeniyle yapılan Manüpülasyonarla doludur. Örnek: Türkiyenin düşürtüğü Rus uçak olayı; Gösterilen “ki doğruluğu kanıtlanmadı” ihlal etme konusu, genelde birçok bölgede aynen yaşanan tartışmalı ihlalerdir. Bunalrın hiçbirinde hemen uçak düşürülmez. Hat da; Türkiye Yunanistan hava sahasında da böylesi kimine göre ihlal, kimine göre değildir gelişmeleri sık sık yaşanmaktadır. Ama Hemen biri füzeyi patlatıp da uçağı düşürtmüyor! Bu olayın birincil basit gerçeği! Ayrıca çoğu ihlallerin de olup olmadığı da başka tartışma. Ama hava sahalarında böylesi olaylar nerede ise normaleşti.
İkinci basit kural da şu: ihlal olsa da hemen uçak düşürtülmez. İhlalin risk teşkil etmesi, tehdit içrmesi gibi olguların olması önemlidir. Bunlar olmadan uçağa direk düşürtme müdahalesi de yapılmıyor! Kaldı ki Türkiye Suriye sınırında durumlar banbaşka olup Rus uçaklarının Türkiyeye ne tehdit nede risk bölgesi ilan edilen yerden söz edilecek ortamda bulunuyordu. Hele Hatay sınırının gelgeçlerin adeta kevgire çevirme durumu da artık yatsıamayacak konumdayken!
Demek ki olayda bir siyasal hamle gerçeği vardır. Buda resmen karşıta enbasiti ile gözdağı olmaktadır. Burada ince kuşku şu: Türkiye ortamı kulanıp da kendi lehine müdahale edip mi davrandı! Yoksa, itifakcıları ile birlikte yeni siyasal hamle için krizi tırmandırma planının bir parçası mı? Bu ince ayar düşürülen uçağın da siyasal amaç yanıtını vrecektir. Hele de Suriyede önemli müdahil olan önemli güçlerden Rusyaya karşı yapılıyor ise; olanın temel hareket noktası oldukça önemlidir. Bu elbet başta Suriye ve genel Ortadoğu siyasal yelpazesinde oldukça sarsıntı yaratmaya da adaydır.
İkili boyuta bakacak olursak; son dönemde nekadar Türkiye Rusya ilişkileri ekonomik alanda iyleşip ısıtılsa da; özelikle Türkiye önemli kavşaklarda Rusya kartını hep oynadı. Örnek mi: 2012 yılını anımsayın: Yine Türkiye Rus uçağını indirip, Suriyeye silah taşıyormuş kuşkusu ile yolundan çevirdi! Genel bir başka seçkide de; Erdoğan özelikle nezaman bazı batılı kesimlerden eleştiri geldiyse; “Ben Şengal beşlisine girecem” tehtidini de saladı! Bunlar Türkiye Rusya ekseninde gelişenler….
Birde Batının Rus provakasyonları vardır: Bunlar Yelsin döneminde resmen Nato ile Rusya arasında yapılan anlaşmaları pratikle yırtarak, Doğu Avrupa ve Baltık ülkelerini Natoya alrak yaptılar. Sonra; önce Gürcistan provakasyonla Osetya krizi yaratıldı. İlk defa Rusya seyretmeyip, hemen karşılık verdi. Son Ukrayna olayındaki provakasyon da aklınızda: Ukrayna hükümetini devirip, batı hegemonyasına sokma adına, resmen paralı faşist militanlarla yapılan baskıalrla çıkarılan Ukrayna krizi ile değiştirilen hükümet olayı da dün gibi yaşandı. Bukez de Rusya rulet masasında önce Kırımı alarak ve sonra Doğu Ukrayna hareketlerini destekleyerek yanıtı verdi. Enson Ortadoğuda oyun oynanırken, ilk defa Rusya Esat yanında yer alıp, büyük BOP projesini Suriye çölerinde ateşe verdi….
Yukarda sıraladığım örnekler ister istemez belirtiğim soruda konuyu odaklaştırıyor: Düşürülen Rus uçağı Türkiyenin salt Suriye politikasınamı yönelik, yoksa Suriye provakasyon la yine batının genelinin bir hamlesi mi? Bu soru mutlaka nedenli yakalanıp yorumlanır sa, ilerdeki öteki konuların da anlaşılmasında kolaycılık yaratılacaktır. İlk mesajları da Türkiye hamlesindeki batı ve özelikle Nato tavrıyla epey yakalama şansımız da olacaktır. Fakat şu ikilem malum: Erdoğan nedenli batının kendine ihdiyaç duyduğuna inandıkça, kendine has hamleleri de daha kolay yapacaktır. Örnek mi: herkes IŞİD karşı mücadele diyor. IŞİD kapısı olarak da Celaprus önemli olmaktadır. Fakat Türkiye IŞİD karşıtı nedenli gösterilir se gösterilsin, IŞİD nefes aldıran tavır la Ceraplusun ele geçirecek PYD güçlerine de “Kırmızı çizgi” koydu. Hat da; IŞİD ile karada ençok direnç gösteren PYD kesimini “terörist” ilan edip, onlara kapıları kapatıyor. Burada batının azalan bölgesel hegemonyası ile bölgesel güçlerin kabaran işdahının uyuşmama ikilemini de görüyoruz. İtifakların dahi yerine oturmadığı ve birinin ötekin yandaşını kabulenmediği ilginç genel bölgesel çatlaklığı etkinleşmeğe hız verdi. Bunu özelikle bazı IŞİD elindeki yerlerin kurtarılma şansı varken, kimin alacağı farklılaşma ile “şunlar olmasın” dirençleri sonucu başarısız kalınıyor! Bazı bilgielr de tersdüz. Türkiyenin AKP kesiminin dışında herkes Rusyanın bonbaladığı ve Suriye karagücünün yürüdüğü bölgenin Elnusra ile dıştan gelen başta çeçen cihatcıların elinde olduğunu kabulenirken, Türkiye buna salt ırkçı iç itifak adına da “Bayındır Türkmenler” simgesini koyarak başka telden çalıyor. Zaten gönderilen silahlardan, eğitilip donatılan milislerin Suriyeye gidişinden sonra Elnusraya katılırken de hala “ılımlı Suriye” safsatasının da konuşulmasının altında yatan neden de budur.
Bukadar bilgiden sonra, artık geçmişi değil şimdi Türkiyenin uçak düşürtmesi ile oluşacak hamleler önemli olmaya başladı. Herkes şunu kabul ediyor ki Rusya bu hamleye mutlaka karşılık verecektir. Belki geçikerek veya başka etkili silahla mutlaka yanıt gelecektir. Tıpkı Gürcistan, Ukrayna ve Suriye olaylarında olduğu gibi! Türkiye ise bu tip provakasyonla biranlamda itifakcılarını da sınamaktadır. Hele de ses çıkarmadıkları müdet ce Suriye özelindeki fetihci eylimlerine ve Esat Rusyaa irran bloku ile içten dışa Antikürt kartıyla provakasyonlara devam edeceği belli. Batı şimdilik denge veya görmemezliğe vurmayı becerdi. Hat da; Ceraplusu dahi ayakta tutma politikasına uydu! Avrupa IŞİD antilikle bağırırken; nedense IŞİD için nefes borusu olan Ceraplusun yerinde durmasında Türkiye desteğini de engeleme baskısını hala yapmıyor! Buda AKP Türkiyesine içte Kürtlere karşı en vahşi operasyonları yaparken rahat davranma ve yine Kürtlerin tüm katılımına rağmen, engelenme umuduyla ıŞİD ile itifak ayaklığını da yapıyor. Rus uçağının düşürülmesi ile Putinin elindeki dosyaları etrafa saçması da bundandolayıdır.
Olayın özü ve kurulan ilişkiler le Rusyanın karşılık verme hamleleri artık bilgilere göre göserilen duruşa bakış la şekilenecektir. Şimdiden Türkiye dosyalarının uçuşmaya başladığı da malum. Batılı ve özelikle ABD bu konuda tavır koymada, kendi kamuoylarının göstereceği tutuma da bağlıdır. Örnek: onca IŞİD dosyasına ve Türkiye gerçeklerine karşın, Fransız kamuoyu bunları görmezden gelip, IŞİD yakınış ama Türkiye ile birlikte çizgisinde durursa; yeni bir blok çatırdısı ile soruna başka kanburların ekleneceği de kesindir.
Artık Suriye yeni bir dünya denkleminin sinyalerini veriyor. Burada gerçekler değil, planlar ve çıkarlar uğruna yanlışların da prim yaptığı ortada. Rusya
gerçeği ve Türkiyenin yeni derin stratejik hesaplarına öteki ülkelrin kaygan itifaktaki eklentileri, ilerde çok gebelik yaratacaktır. Hele de Kürtler adeta mengene içine konulmak istenecektir. Özelikle bölgede karşıt itifakta olan Türkiye ve iran, bölgesel olarak da rekabet içinde olmalarına Suriyede karşı tarafları desteklemelerine rağmen; Kürtlere karşı ortak davranma paradoksu da oluştu. Bu denklemi de güçler dengesi ile fırsatı kulanma hamleleri oldukça sarsıntılarla yol almaya çalışılanacaktır.