Slow Food Salamis / Kıbrıs’ın açıklaması:
Yerel ve doğal ürünlerin giderek yerini endüstriyel ürünlerin aldığı günümüzde, küresel ekonominin endüstriyel ürünleriyle hızlı tüketimle beslenirken doğal varlıklarımıza kaynak gözüyle bakması, gıdaya da el atması, üretimin hızlı ve kolay olması için toprağın; pestisit, yapay gübreler, hormon, ilaç gibi kimyasallarla kirletilmesi, bu kirliliğin toprağa, suya, bitki ve hayvanlara ve son tüketici olan insana da geçmesi ve tüm yaşamı kirletmesi, GDO‘lu tohumlardan yetişen, GDO’lu besinler , GDO’lu yemlerle beslenen hayvanlar, yiyecek maddelerinin raf ömrünü uzatmak için, daha güzel tat hissi bırakmak için onlara eklenen kimyasal katkı maddeleri, üretkenlikleri engellenmiş hibrit kısır tohumlar, hızlı büyüsün diye hormon verilen, hastalanmasınlar diye antibiyotik yüklenen hayvanlar, ve sonuçta artan kanser vakaları , hastalıklar ve tüketilen yaşamlarımız.
Artık yeter! Seçim tartışmaları, hükümet oluşumları ve benzeri kısır çekişmeler Kıbrıslı Türklere yeterince kan ve kanserden hayatlar da kaybettirmiştir. 2016’da suyu yönetebilmeye talip olan kurumların, iradenin ve yerel yönetimlerin gıdayı da yönetmeye talip olmasını diliyoruz. Tamam diyelim suyu yönettik öyle yada böyle biraz da gıdayı kim yönetecek onu da düşünmeli, tartışmalı şu yarısı doktor olan meclisimizde, en az su kadar gıda da gündemde olmalıdır. İnsanlarımız sapır sapır kanserden dökülmekte her geçen gün, her ay 30-40 kanser vakası eklenmekte istatistiklere, gıda güveliği yasası ne durumda? Küçücük ülkemizde gıdayı güvenilir ve sağlıklı olarak yönetebiliyor muyuz? Yalnız tarladan sofraya değil, TOHUMDAN SOFRAYA gıda zincirinin denetlenebileceği bir sistem ile İYİ, TEMİZ, ADİL BİR GIDA nın savunucuları olarak;
2016 da İYİ TEMİZ ADİL bir dünya için NE YEDİĞİMİZİ BİLMEK İSTİYORUZ!