Çoktandır yapılan panelere çağrılmıyordum. Genelikle katıldığım toplantılarda hep seyirci durumundaydım. Derken; özelikle Ratyo Mayıs prokramındaki duruşum sonucu, KSP tarafından düzenlenen Ortadoğu ve Emperyalizim panelin konuşmacılarından birisi de ben oldum. Panelde Ortadoğu alakalı çok yönlü bir konuşma da ben yaptım. Doğrusu şunu itiraf edecem: alışılmış dışında katılımcılardan değişik sorular da aldım. Genelde düzenlenen ve sadece biryerlere ayit olan kısır sorulu panelerin dışında çok sorulu değişken bir gece yaşadım. 10 Şubat panelindeki konuşmanın özet girişini aşağda aktaracam.
Günümüz Ortadoğu resmi bize birçok gerçeği anlatmaya yeter ve artar. Bakıldığında “nasıl Ortadoğu” siyasetin, direk yanıtlarını yakalarız. Ne görüyoruz Ortadoğuda! “Türkiyenin Cizresinden botrumda alınamıyan yaralılar ve sonra yakılan cesetlerin faciyasına tanığız* Suriyede Halep savaşını, konuşulmasa da Yemen iç savaşındaki Sudi müdahalleri” hemen karşımıza geliyor. Onca Ortadoğu girişimlerinin sonuçları ne: “Elkayde, IŞİD ve Bingazi Tugayları gibi” etkin örgütler! Ortadoğu modelli ülke Türkiye gerçeğini yaşıyoruz. Yine neleri yakalıyoruz; Suriyede bataklığa saplanan kocaman BOP gerçeği karşımızda sırıtıyor! Yine kısa bir düşündüğümüzde, son müdahalelerle “demokrasi gelecek, özgürleşecek” denilirken; Afkanistan işkali ile başlayan ve şimdi Suriye kağosuna gelinen süreçte, Elkayde, IŞİD” gibi yapılar bölgede yapılandı. Siyasal İslam model bölge ülke Türkiyenin geldiği nokta ise kimine göre Defakto veya İslam faşizim olarak atlandırılmaktadır. Hat da; Ortadoğu etkenli Bokoharam ve Elşebap da bu projesinin ürünlerindendir.***
Ortadoğu sorununu günümüzde incelerken, şu somut gerçekleri mutlaka baştan yorumlamamızda dikate almamız şart! Kapitalist sistem resmen 2007 yılından beri girdiği mali krizi brakın atlatması; başka krizlerle de yaşanmaya devam ediliyor. Ne kriz çözüldü, ne kriz yönetilebilindi ve nede alternatif politikalar üretildi! Çok yönlü bir bunalım yaratılıp aşılamıyor. Krizin nedenleri kadar, krizi yöneterek hafifletme veya ortak kararlarla etkileri yavaşlatma ortaklaşma dahi yapılamadı. İMF ve Dünya bankası veya G 20 zirveleri dahi krizin yönetmeyi başaramadı. Yönetilemiyen ve onun devamında alternatif siaysetler de oluşturulamadı. Bu tavır öteki Kapitalist krizlerin önemli farklı durumudur. Çünkü; daha önceki krizlerde sistem gerek yönetme ve gerek se alternatif koymada ortaklaşma kararlar aldılar. Enazından seçenekler sundular. Bu krizin önemli aşmazı hem yönetememe, hem de yeni seçenek bulamama ikilemlerinin tetiklemesi altında olmasıdır.
Kapitalist kriz sürer ve yönetilmedikçe hegemonya kırılmaları ile yeni dalgalar gelip sistemi sarsarken; hedeflenen Ortadoğu Projesinde de Suriye bataklığında çırpınmaya başlandı. Avrasya Stratejili, son aşamada Çini Kuşatma hedefli siaysetin ilk önemli BOP ayağı Suriyede bölgesel direnç ve Rusyanın devreye girmesi ile resmen tıkandı. Bugün projeye göre iran ayağını konuşacak ken, şimdielrde Suriye bataklığında başka bir iranla karşıkarşıya kaldık.
Ortadoğu aşmazı derinledikçe de itifak kırılmaları, hegemonya gerilemeleri ve bölgesel aktörler başta kendi lehlerine oynama alanları arayışları arasında iyice sıkışılan savaşlarla örülü bir noktaya gelindi. Genel sisem güçleri, bölgesel hegemonyacılık peşindeki merkezi ülkelr, krizlerle oluşan ve devletleşmemelerine karşın bölgesel aktör olan güçler yumağı adeta kağosta kendine alan aşmaya çalışılıyor.***
Ortadoğu ve Kapitalist krizler kısgaçta zorlanınca, aşmazlara takılınca da birbirlerini besleyen gericiliğin de nedeni haline geldiler. Örnek; biryanda bölgesel savaşlarla adeta yıkımlar yaşanırken, oluşan mülteci krizleri de tıpkı Türkiye AB ilişkilerinde kirli pazarlıklarla politik çirkin bir tarih yazdırılmaktadır.
Ortadoğu projelerinin önemli bir tarihsel gerçeği daha vardır. Petrolun sanayide kulanılması için karar aldıktan sonra başlayan Emperyalist sömürgeleştirme politikaları başarılı olmadı. Ortadoğu süreçlerini Klasik, Yeni sömürgeci ve Neoliberal dönemli ayrı ayrı özelikleri ile incelemek gerekir. Buda; klasik, yeni sömürgeci ve Neoliberalizmi iyi bilmek gerektiğini de gösteriyor. Bu ayni sistemin farklı sömürgeleştirme ilkelerini bilmeyen bölgeyi anlayamaz. Ayni şekilde, Ortadoğu planlarında hep başarısızlıkların gerçekleştiğini de anlayamaz. Nitekim güncel olan Suriye ayni zamanda Klasik sömürgecilikte Fransız planlarına uymadığı için Hatay Türkiyeye brakılırken, Lübnan devleti de oluşturuldu. Şimdi yine Suriye bataklığı BOP proje ezberini bozdu.****
Yukarda paneldeki konuşmamın giriş bölümünün epey geniş özetini yazdım. Burada şu gözlemimi de ebelirtmeden bitirmeyecem. Genelikle hangi sol kesim etkinlik düzenlerse düzenlesin, öteki sol örgütler katılmama tavırları gösteriyor. Nedense iş biryerlere ayit toplantı olunca katılan sol kesimler, kendi düzenledikleri etkinliklerde birinin yanında ayni duayrlılığı göstermiyor. Son Yıllarda hangi sol partinin etkinliğine katıldıysam, ayni resimle yüzleştim. Böylesi garip bir tarikatlaşma gidişi vardır.
Başka bir konu da şu: özelikle Son Ortadoğu gelişmeleri ile siyasal kart konumuna gelen Kürt gerçeği, buradaki toplantı veya etkinliklerde kendilerini gösteriyor. Katılıp kendi konumları ile alakalı soruları da soruyorlar. Onlar pratikten gelen konumları ile sorarken, buradaki yerel solun dar ufku ve yetersiz birikimleri sonucu, bence doyurucu yanıt veremiyor.
Yukarda birinci aktardığım durum hepimize neden solda birlik olunamadığı veya kamuoyunun yeterli bilgisi olmadığının sanırım önemli bir acıtacak yanıtıdır. Artık ben burada yazımı bitiriyorum.