Türkiye’de bir huzursuzluktur gidiyor. Neredeyse bir iç savaş havası hakim ve şu anda maalesef olaylar tüm ülkeye yayılmış durumda. İşin tuhafı Rusya uçağının düşürülmesi ile başlayan ekonomik gerileme ve ihracat açığı büyük bir yükselme gösterirken, belli ki bu huzursuzluk bu yaz Türkiye’nin turizmini de vuracak. Haziran seçimlerinden sonra istikrar diyerek istikrarsızlığı sunan AKP, o oy patlamasıyla daha da huzursuzluk getirdi ülkeye. Onu bırakın, Güneydoğu şehirlerine karşı toplu bir saldırı başlatıp sekiz aydır o bölgeleri bir kan gölüne çevirdi. Sanıyordu ki olaylar orada sınırlı kalacak ve bu kanlı olaylar duyulmayacak. Her saldırıda ölen onlarca kişi, göçmen sorununa rağmen yüm dünyada duyulmakta. Hele hele bu bölgelerdeki olaylar artık bir şekilde yanlış olmasına ve sivilleri hedeflemesine rağmen bir şekilde Türkiye’nin Batısı’nı da hedef almış durumda. Onlarca insan canı maalesef kaybedilmekte. Türkiye’nin Batı bölgelerinde insanlar çok huzursuz ve şehirler sakin durumda. Çünkü sokağa çıkmanın bir şekilde bir bombanın hedefi olmak olduğunu çok iyi bir şekilde anlamış insanlar. AKP ilk seçimlerden itibaren HDP gereken %10 üstünde oyları alıp da meclise girince anti –demokratik zihniyetini çalıştırmaya başlamış ve tüm saldırılarını HDP’ye yönlendirmişti ki HDP %13 oy potansiyeli ile barajı çok kolay aştı ve meclise giren dördüncü parti oldu. Bu sırada AKP ile milliyetçilik yarışında olan MHP de parsadan pay almak için çeşitli dalkavukluklara yatmış ve HDP’yi o da AKP gibi kabul etmemişti. Hatta sırf HDP’ye zarar olsun diye CHP’ye de muhalefet yaparak meclis başkanlığının AKP tarafından kazanılmasını sağlamıştı. MHP, aynı zamanda CHP ile sırf HDP onları destekleyecek diye koalisyona girmeyerek AKP’ye herşeyi altın tepsi içinde sunmuştu. Bu siyasal ilkesizlik ikinci seçimler sonrası gerçi kendisinin de HDP’nin altına düşmesini getirirken, AKP’ye de eski gücüne yakın bir başarı sundu . Şu anda AKP eğer aynı yanlışlar da devam ederse MHP’den de destek alıp anayasayı daha da tek adam gücüne toplayacak ve Türkiye’yi bu başarısız ideolojisi, siyaseti ve yönetimiyle maalesef daha da batağa sürecektir. Aslında bu son yapılan katliamların altındaki düşüncenin tehditle başkanlık sistemini Türkiye’ye kabul ettirmek olduğu da düşünülebilir.
AKP seçimleri kazanır kazanmaz, oportünistçe hemen Güney doğu’da operasyonlara başlamıştı. Tanklarla, toplarla şehirler hala daha dövülmektedir. Her gün onlarca halktan insan ölürken, gene polisler ve askerler de ölmektedir ve büyük bir insan canı kaybıyla Güneydoğunun kaynakları heba olmakta, bunun yanında devlet bütçesi de büyük kayıplara uğramaktadır. Güneydoğu’daki şehirlere saldırı ve operasyonlar sürerken, bu defa da savaş hali maalesef merkez Ankara’ya kadar yayılmıştır. İki patlamada maalesef yüze yakın sivil masum insan ölmüştür. Ama şimdi sadece Ankara olayını görüp buna sebep PKK’dır dersek de bana göre bir şekilde hata yapmış oluruz çünkü başından beri şiddet, seçimlerdeki oyunlar, Suriye’deki yanlışlar ve de Işid’in Türkiye’de, baştaki AKP’nin de desteğiyle eylemler ortaya koyması ve yüzlerce insan canını almasıyla da bu şiddet birbiriyle ilintilidir. Türkiye yöneticileri karşılarındaki Işid’i adeta görmezlikten gelerek, sadece PKK’ya saldırmaktadırlar. Bu arada IŞİD Suriye kuzeyinde bulunurken rahatsız olmayan AKP hükümeti, PYD bölgede etkinlik kurunca PYD’ye karşı açıkça cephe almışlar ve onlardan rahatsızlıklarını belli etmişlerdir. Suriye sorununu iyi okuyamayıp, ittifak yaptığı tarikatçı ve mezhepçi dini güçlerle tüm olanaklarını yitiren Türkiye, Orta Doğu’yu iyi okuyamamanın getirdiği birçok talihsizliği de yaşamakta ve son Rus uçağı da düştükten sonra artık bu topraklara girmeye bile haklarını yitirmiş durumdadır. En başında Esed’e karşı olan Batı ve ABD yanlış yaptıklarının farkına vararak kısmi olarak olayların başından itibaren Işid’e olan desteklerini bırakarak PYD ile ilişkiye geçmişlerdir. Bilhassa Fransa, Işid’in Suriye’de kontrol kazanması durumunda kendi ülkesinde olanları görerek, o da PYD gibi demokratik güçlere destek vermeye başlamış ama Türkiye yerinden çarketmeyip Işid’e destek vermeye devam etmiştir. Ve pek tabi ki etmektedir. İşte bu politikalarıyla artık Türkiye Suriye’ye bir adım atamaz durumdadır. İçte de kendi ükesinde IŞİD desteği ve ideolojik yetersizliklerinden ötürü AKP ve Recep Tayyip Erdoğan, şu anda Kürtlere savaş açmış durumdadırlar ama sonuçta savaş hali, tüm Türkiye’ye yayılarak Türkiye’ye başta ekonomik ve de siyasal olarak kaybettirmektedir.
Rasyonalizmin uygulanmaması durumunda bu politiakların geri tepeceği ve Türkliye’yi parçalayabileceği söylenmektedir. Kendi ülkesiyle ve de dışıyla barışı getiremeyen bir ülke ya mahvolur ya da parçalanmadan başka bir fırsat bulamaz. Derhal kendi ve dışındaki Kürtlerle uzlaşmalı Türkiye. İçte huzur olmalı, Kürtlere yapılan saldırılar durmalıdır. Eğer olumlu adımlar atılıp Türkiye demokratikleşme dahil , kendi içinde barışı getirmezse bu defa gerçekten bölünecek. Üstelik bu bölünme darbelerle de engelenemeyecek. Derhal ama derhal, Türkiye’ye öncelikle huzur ve demokratikleşme getirilmeli. Başka bir alternatif yoktur…
yazarın tüm yazıları:
Ulus IrkadTürkiye’de patlayan bombalar – Ulus Irkad
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin
"Gündem" yayınlarını izleyin
"Yeniçağ Güncel" yayınlarını izleyin