Seçimler sonrası değişken yorumlar yapılır. Genellikle alınan sayısal sonuçlar la başarılı başarısız olarak eksene oturtulur. İyi oy alan başarılı ve doğru, az oy alan başarısız ve yanlış denilip bırakılır. Kimse neden başarının altındaki kitlesel karşılığı veya siyasal koşulları birlikte yorumlamak istemez. Sorgulama ile gerçekleri bağdaştırmak zahmeti olmaz. Bunlar düşünsel olarak yerleşirken, öteki yanlış da şu şekilde gelişti; Artık siyaset tek tipleştiği ve hepsi ayni olduğu için sonuçların fazla anlamı yok. Daha ileri gidilip kitlesel ilgisizliği, ideolojisiz seçkiyi iyi diye savunan önemli kesim oluştu. Bunu güney Kıbrıs seçimlerinde de gördük. Seçim döneminin kısır geçmesi, siyasal mesajların sıfırlanması, “sen ben” imaj reklam düellosuna girilmesi tavırları “Avrupalaşma” olarak anlatanlar çok. Kimse neden onca soruna karşın hem kitlesel ilginin az, siyasal sorgulamanın sığ olduğunu sorgulamaya yaklaşmadı! Oysa; yaşanan ekonomik kriz ve resmen dayatılan baskılar la dolu dönem yaşanıyor* Kıbrıs sorunu iyice boşaltılıp hiçeleşti* Kıbrıs karma ekonomik model çöktü* Limasol son liman özeleştirilmesi ile birlikte eldeki kamusal yerler gitti! Buna ekleyecek çok daha gelişme var. Sosyal olarak artan kriminal suçtan, gidrek mafya tipi yapılar da işin cabasıdır. Ama yine de seçim probaganda dönemi sığ geçti; seçim sonuçları sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi aynen tekrar edildi….
Yukarda özetlediğim bazı gerçekler sonucu, ben seçimlerin yeniden tekrar sayılarıyla değil de siyasal bazı mesajlara yoğunlaşacam. Biranlamda seçimlerin siyasi yönüne değinecem. Hemen şundan başlayacam: Kıbrıs cumhuriyeti seçime girerken, Troykaa baskısıyla bildik senaryo tekrarlanıyordu. Limasol limanı sadece birtanesi oluyor. AB resmen devlet yetkilerini alıp uygulama ile yeni bir yapılanış geliştiriyor. Ancak başka ülkelerdeki direnç Güney Kıbrıs da olmuyordu. Bu ilk siyasal halka.
Seçime girerken partiler bu yaşanmışlıklar üzerine seçeneksiz şekilde sesiz kaldılar. Kirz net olarak konuşulmadığı için de batıran üzerinde baskı olmazken, ayni planla teslim olmanın da sorgusu pek yapılmadı. Sorunlaara böyle yaklaşınca da kitlesel karşılık da ilgisizlik oldu. İzlediğim bazı tartışmalar oldukça sığ geçti. Kişisel saldırı ve etiketsel karşıtlıkla veriştirmeler yapılıp, kalındı.
Elbet bu ortam Neoliebralerin hoşuna gidiyor. Yapı sorgulanmayan, seçenek aranmayan koşullar, sistemin rayıp da bulamadığı durumdur. Daha önce de Güney seçimlerini izledim. Enazından farklı görüşler olsun vardı. Sert tartışma yanında karma ekonomi ile piyasa modelli ikilemler de oluşuyordu! Farklı olgular ve beklentiler elbet eylimleri de artırıyordu. Özelikle sağlık ve eğitim gibi alanların özeleştirme sert çıkışlar oluyordu. Şimdi teslimiyetin nedenleri dahi konuşulmuyor. Konuşulmuyor da başta İsmail Kemal gibi liberalerin de hoşuna gidiyor. “Avrupalaşma” imgesi de güzelce konuluyor. Ama kimse unutmasın ki bu ilgisizlik ve tektip durum yarın tıpkı uygulayıcı Avrupa gibi faşist ırkçı partileri güçlendirecektir! İnanmayan Avusturyadaki son ayni gün yapılan seçimin sonucuna baksın!
Doğu Avrupa modeli ile ilgisizlik ile tektip deneğimin şimdi Avrupa geneline yayılmasının Kıbrıs versyonunu yaşadık. Parti siyasal farkın hiçeleşerek önemli yetkileri merkezi sermayelere devşiren anlayış Güney Kıbrıs seçimlerinin de sığ geçmesini getirdi. Zaten merkezi devlet yörüngeli partilerin, devlet yetkilerinin önemli kısmı sermaye piyasalı Troykaya geçince de beklentiler de azaldı. Buda kitlesel ilgiye daha bir hançer vurdu. Çoğu unutmuştur: 74 Darbesi sonrası Kıbrısda güneyde Rumlar epey tartışma dönemi yaşadı. Birçok gerçekler odönem “Kıbrıs Dosyası” tartışmaları ile ortaya serildi. Nitekim bazı kesimler 2 seçim dönemi meclise dahi sokulmadı. Hani burada da övülen Kliridis böylesi tecriti yaşadı. Oysa son ekonomik kriz brakın sorgulamayı, traşa uğrayan kitleler dahi karşılık vermedi. Bu önemli farklılıktır.
Kıbrısın geneline yansıyan bu kitlesel karşılık yarın için sistem bakımından önemlidir. Yeniden yapılanma güney ve kuzeyde hızla sürerken, balans bakımından da ihdiyaç duyulduğunda dirensiz bir Kıbrısla karşıkarşıya bulunuluyor. Bunu gözden kaçırmayalım. Adeta resmi genel politik buluşma ve içte yasalaştırma olguları ortaklaşan paydaşlaşma modunda buluşuyor. İş sistemin niyetine kalındı. Bir de Erdoğanın hesapları ile birlikte düşünerek görüşmeleri de okumalı! Sadece seçim denilip sığ kalınırken, çözüm anlamı da hiçeleşerek kulanım beklentisinde bekliyor. Bunları iyi okuyalım
Ben güney seçimlerini siyasal olarak böyle okudum.