Türkiye’de kalkışma oldu. Halk kimin ne için yaptığını anlamak için çabaladığı ama bir sonuç çıkaramadığı gibi garip bir durum ortaya çıktı.
İktidar demokrasiye karşı darbe olduğunu kuvvetle ileri sürdü ve sürmeyi sürdürüyor.
Demokrasinin de demokratik düzenin hatta demokratik parlamenter rejimin de saldırıya uğradığını söyleyen bir iktidar var. Başkanlı rejiminden bahsetmekten vazgeçiliyor (ama ona geçmekten değil).
Halkın demokratik hukuk devletini savunduğu ve kurtardığı iddia ediliyor.
Saldırıyı daha başından Paralel devlet yapılanmasının gerçekleştirdiği ve ordunun alet edilmek istendiği iddia ediliyor.
Ancak şaşılacak bir şekilde bombalanan meclis devre dışı bırakılıyor; sanki meclis de darbeyi destekledi. Hâlbuki meclis de iktidar tarafından kahraman ilan ediliyor ve oybirliği ile demokratik düzeni savunduğu iddia ediliyor.
Ayni zamanda HDP’nin de mecliste darbeye karşı direnmesine rağmen iktidarın başı diğerlerine teşekkür ederken adını anmaktan uzak duruyor. Başbakan ona da teşekkür ederken Cumhurbaşkanı etmiyor.
Demokrasiyi savunup kurtaran diye sokağa çıkanlar arasında her görüşten insanların olduğu ileri sürülüyor ama onlar arasında bazılarına tehditler savruluyor ve linç edilmek istenenler oluyor.
Polis şiddetle insanların şiddete uğramalarına engel olmaya çalışıyor.
Gene de gereği olduğu şüpheli bir şekilde sokaklara çıkın çağırısını iktidarın başı tekrarlıyor.
Bu geniş çaplı kalkışmayı ileri sürerek yeni girişimler olabileceği görüşleri yapılırken hükümetten darbe bastırıldı haberleri veriliyor ve hayat normale döndü diye açıklama yapılıyor. Ancak dünyayı şaşırtacak kadar bir hızla listeler açıklanıyor ve yasadışı bir şekilde işten atılanlar, tutuklananlar ve işkenceyle konuşturulanların haberleri yayılıyor.
Arada hukuk hatırlatılıyor. Ne yapılırsa hukuk içinde yapılması yoksa ülkeye huzurun gelmeyeceği vurgulanıyor. Muhalefet meclisin saygı görmesi talepleri yapıyor.
Fettullah Gülen iddiaları reddediyor. Çok iddialı bir şekilde AB ve ABD darbeyi destekleme suçlanıyor. Onu istedik ve bize vermediler diye ABD’ye saldırılıyor ama ABD bize dosya yollamadınız diyor. Şimdi yolluyoruz açıklaması yapılıyor ama madem yollamadınız niye ABD’yi suçluyorsunuz diye konuşan çok az kişinin sesine kulak verildiğini işitmiyoruz.
Ne bu kadar kişinin isimlerini nereden ve ne zaman elde ettiniz diyen de çok az kulak veren de… Yardımcı olduğunuz ve ona muhtaç olduğunuzdan daha fazla onun size muhtaç olduğunu sürekli söylediğiniz AB ve ABD bu çıkarlarını kaybet tehlikesine karşı neden hala darbeye karşı çıktıkları halde size uyarılar yapıyor. Hukuk içinde kalın, intikamla hareket etmeyin, insanlarınızın haklarını çiğnemeyin diyor. Neden çıkarlarını kaybetmekten korkmuyorlar?
İnsanlarınızın haklarını size karşı yabancıların savunmasından utanmıyorlar. Karışmayın işimize diyorlar.
Halkın geneli dış düşmanların Türkiye’nin ilerlemesini engellemeye çalıştığına inandırılmış bulunuyor ve şimdi de deliller icat ediliyor.
Türkiye gelişti artık kabına arık kabına sığmıyor ve cihan devleti olacak iddiasıyla yabancı devlerin içişlerine ve olaylarına müdahale destekleniyor. İslam dünyasına yol gösterme ve lideri olma hayalleri besleniyor. İçte de bu röle uygun bir dinsel rejim rüyası aşılanıyor. Bunlar ifşa etmesinden korktukları vikiliks yayınını yasaklıyorlar.
Herkesin hesabı var onu görmeye çalışıyor.