Darbe girişimi oldu ve askerler yakalandı. TV’de izlerken askere soran oldu. Yasadışı emirdi. Çünkü asker ben emir kuluydum demiş olmalı.
Her neyse. Bizde kaç asker yasadışı emir uygulamanın suç olduğunu bilir ve birinin emrinde olduğu zaman konusu suç teşkil eden bir emri uygularsa suç işlemiş olacağını öğrenmiştir? Yetkisi olan bir anket yapsın öğrenelim ve sonuca göre hemen yasadışı emri uygulamanın ne zaman suç olduğu eğitimine alalım.
Emrin yasadışı olduğu nereden belli, insan yasayı bilmezdim diye mazeret söyleyemez ama o kadar çok yasal konu var ki hepsini bilmek olanaksızdır. Aklınızı kullanırsanız bilirsiniz iddiası kısmen doğrudur ve yasaların akla uygun olduğundan emin olmak gerekir. Bizdeki yasaların akla uygun olduğuna emin miyiz?
Hepsi o kadar da değil emri uyguladınız diye suçlanırsanız kendinizi savunmak için mahkemede emrin en olduğunu, alıp almadığınızı ve hangi koşullarda emri yazılı olarak almanız gerektiğini, sözlü emri uyguladıktan sonra bile size yazılı olarak iletilmesi gerektiğini bilip yazılı olarak almak için girişim yaptığınızı ve sonucunu kanıtlamanız gerekir.
Yasadışı emir dediniz ama yasal yetkili mi bilir misiniz? Yasal yetkisi var mı diye emri vermeye kalkana sormanız ve emin olmanız gerekir. Öyleyse sormanız ne zaman gerekir ve nasıl gerekir? Bunları öğrenmeniz gerekir onun için askere giderken bunlar size öğretilmeli ve her erin bunu öğrenmesi sağlanmalıdır.
İlginç olan gazete okursanız TV’lerde görüp işitmişsiniz ki anlı şanlı adamlar ülkenizde iktidar partisinin çıkarlar yüzünden esir alındığı ve cumhurbaşkanının partisi ile ilişiği kesildiği halde ona bağlı hareket ederek fiili başkanlık sisteminin uygulandığını başbakan ve bakanlar itiraf etti. Siz de gördünüz ki anayasa ihlal edildi ama kimse bir şey yapamadı. O zaman anayasası ihlal edildiğinde bile kimsenin cezalandırılacağı yoksa siz ne yaparsınız?
Yasal emir yasaların verdiği yetkiye dayanarak verilen yetkidir. Yasalar yetki vermedi ise verilen emir de yasal olmaz.
Üstelik askere girerken size emir demiri deler diye konuşulduğunu ve size resmen eğitimde, aldığınız emri sorgusuz sualsiz yerine getireceksiniz, şayet itirazınız varsa şikâyet edebilirisiniz, diye de eğitildiğinizi biliyorsunuz.
O zaman size yasadışı emirdi diye kızarak tekme atana ne diyeceksiniz? Hiçbir yasada tekme yetkisi verilmemektedir. Ama siz tekme yiyorsunuz, bundan ders alıp bir daha yasadışı emri uygulamam der misiniz? Yoksa bu beladan nasıl kurtulabilirim deyip yalanlara mı başlarsınız. Gelecek kez darbenin başarısından emin olmaya mı bakarsınız ve onu mu öğütlersiniz?
Konunun bu olduğunu bilmeyen yok. Şimdi ise sıra darbeye katılanları cezalandırmak geldi. Ne yapacaksınız, ne yapacağız?
Devletin seçim dalavereleri ile ele geçirilip kişisel çıkarlar elde etmek ve gelecek seçime kadar sizi devirebilecek olanların nasıl engelleyeceğini ve etrafa toplanan seçmen komisyoncularının nasıl yemleyeceğinin düşünüldüğü bir oyun alanı haline geldiği bir demokrasi hayali olduğu zamanda ne yapacaksınız, ne yapacağız?
Soru çok uzun bir yanıt gerektiriyor. Aslında Adana’da yapılan yürüyüşte “laiklere cehennem” diye bağırıldığı haberini düşünün ne yapılması gerektiğini anlarız. Devleti birilerini veya bir düşünceyi ezmek için ele geçirmeye çalışan insanlar varsa darbe girişimleri de olacaktır. Yani kimsenin devleti bu maksatla kullanamayacağını garanti etmek gerek. Ancak dinde çok az olduğu için yok denilebilecek bir gerçek vardır. Onların tanrıları iddia ettikleri gibi çok ve hatta ölçüsüz derecede güçlü değilmiş gibi savunulmalıdır. Onun için de devlet ele geçirilip tanrıyı korumaya tahsis edilmelidir. Laiklik ise dininiz size ve vicdanınıza kalmalıdır, devlet din kurallarına değil akla dayanarak her inanıştan insana hizmet etmelidir demektir. Geçmişte bu aşılmışsa bu laikliğin değil aşanların sorumluluğudur.
Ancak devlet seçim dalaveresine dayanırsa dincilerin desteğinin uğruna kayırma veya tersine istismar edilir ve laikler arasındandır değildir darbeciler çıkar.