Kıbrıs sorunu hükümetin oyuncağı oldu

2622

YKP Yürütme Kurulu Kıbrıs sorunundaki son gelişmeleri değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:

Kıbrıs sorunu esaslı konularda karar alınmadan sürdürüldüğü için yine iyi niyet gösterisi şeklinde sürdü ve nihayet hükümetin karşı tarafı suçlarken aslında görevli cumhurbaşkanını suçlamasına dönüştü. İki taraf da resmi olarak ilerleme kaydedildiği iddia eder ve 2016 amacına işaret eder ama Özgürgün açıkça tersini söyleyip Kıbrıslı Rum lidere zaman kazandırılmamasını beklemediğini söyledi. Çözüme muhtaç olmadığını söyledi ve statüko (mevcut durum) sürdürülemez denilmesine karşı olduğunu belirtti. Böylece Türk tarafını zamana oynanmasına yardımcı olmakla itham etti.

Muhalefet partisi gibi açıklamalar yapan hükümet sürekli görüşmelerden haberdar edildiği halde sorumsuzca çözüm karşıtlarını kışkırtmaktan da uzak durmadı. Böylece gayrı ciddi bir yönetime sahip olduğumuz gene ortaya çıktı.

Görüşmelerin esaslı konularda uzlaşma sağlanmadan dış baskıları göğüslemek amacıyla sürdürüldüğü tekrar kanıtlanmış oldu. Önemli konular ele alınma sırasına gelince işin gene yokuşa süreceği bellidir. Son dakika mucize gibi Türkiye ve diğer ilgililerin beşli veya çoklu bir toplantıda kilidi çözeceklerini ancak olağanüstü bir şeyler olursa bekleyebileceğimizi gösteriyor.

YKP çözüm ister ve bunu yalnız Kıbrıs için değil dünya barışı için ister. Ban’ın Kıbrıs’ın konuşulduğu toplantının ardından Kıbrıs’tan çok Ortadoğu’yu anlatması ders olmalıdır. Devletlerin BM kararlarına aykırı politika gütmeleri ve çok daha büyük sorunlara gebe olan yerel sorunları çözmeye katkı yapmamaları çok büyük tehlikeler yaratmaktadır, bunu bize olaylar anlatıyor.

Görüşmeler sürdürülmeli ve taraflar yandaşlarıyla görüşerek kırmızıçizgilerde yakınlaşmaya izin vermelidirler.

Hayvancılar mavi dil hastalığına karşı önlem istemektedirler ama Kıbrıs küçük bir yerdir ve iki tarafın yardımlaşması esastır. Yoksa daha önce yapıldığı gibi anlamsız önlemler alınacak ve hastalığın kuş gribinde olduğu gibi yayılmamasını dileyecektir. Yoksa sineklerin dolaşmasına da çare mi bulacaklarını sanıyorlar? Kıbrıs sorunu çözülmelidir. Engelleyenler insanlarına ve dünya barışına ihanet etmiş olur.

Hakemlik ve takvim istemezler ama BM’nin daha çok müdahil olmasını isterler. AB’nin karışmasını dilediler ama onun da işe karışmasına razı değildirler. Anlaşamıyorlar ama statükoyu da kendileri ayakta tutamıyorlar. Statükoyu ayakta tutmak için gene uluslararası desteğe muhtaçtırlar.

Bunu onurla sona erdirmek için birbirlerinden çok ilgili devletlerle konuşmaya gereksinimleri olduğu anlaşılmaktadır.