İnsanlar dünyada yaşadıkça ve yaşadıkları dünyayı doğrudürüs öğrenmeye uğraşıyorlar sa mutlaka bazı gelişmeler onları ortak noktada buluşturur. İyi veya kötü, yaşanan gelişmeler le kendilerinin benzer sorun veya iyleşmeği yaşıyorlar sa ozaman ilgili ülkeden dersler de alma adına yakından izleyerek kendine yorumalama yapma ortaklığı da oluşur. Tabi belirtiğim gibi; eyer ilgili ülkeyi ve benzer sorunu öğrenmek için izliyor sa! Yok alakasız olup üstüne üslük de kendinde olanın başka yerlerde benzerinin yaşamadığını düşünüyor sa ozaman diyecek elbet söz kalmaz. Sadece yalanın daha kocamanlaşarak “dünyada böyle örneği yok” abartısına gelinir. Başlıkta kulandığım üç ülke aslında yaşadıkalrı sorunların tam benzeri olmasa da enazından görüşmeler le anlaşma yapılma ekseninde atılan adım la Kolonbiya anlaşmasını eyr dediklari kadar doğrusaylar, düşünüp gündemleştirirler di! Neyazık Türkiye de muhalif ve Kürt kesimlerin birkısmı dışında konuyu resmi eksen başta olmak üzere görmek istemezken, Bizde sanki dünyada “Kıbrıstan başka sorun yok” kafa yapısıy la hep ilgiliz kalıp kendi kazanında kaynamaya devam ediyorlar.****
Yarım asır süren Kolonbiya iç savaşı yapılan anlaşma ile Farg ve Devlet arasında yeni döneme girdi. Gerçi Kolonbiya da başka örgütler ve devlet içi paramilitarist yapıların olmasına rağmen, yapılan anlaşma ile resmen iç savaş sonlanmış yoluna girdi! Bu konu elbet başta iç savaş sorunları yaşayan ülkeler için önemli bir örneklem. Dahası; sonu neolacak sorgusu yapılsa da yine de örnek alınacak adım olarak konuşulmalıydı. Özellik le iç savaş yaşamış ve çözümsüz kalan ülkeler bu ülkeden mutlaka alacakları dersler le daha iyisini de yapma şansına sahip olacaklar. Elbet kimine göre yetersiz denilecek; Ancak enazından askeri alandan siyasal sürece geçiş le deyişimin de dinamiksel yönünün açılma şansı da oluştu. Başta, silahlar deyil de siyasal mücadele öncelik le barışçıl alanlar da açıldı. Gelecek artık siyasal mücadele ile Kolonbiya halkının kararına da bağlı. Tabi böylesi başlangıçlar hep yeniden dönüş le savaşı isteyen çevreleri de hamle yapma şansları mutlaka vardır…
Kolonbiya anlaşması neyi dödnüştüreceği yazılı. Hat da yazılı olmayıp güç oranın da anayasal deyişimleri de yapacak ivmeye doğru da kayılma olasılığı var. Dediğim gibi; bunu izleyip alınacak dersler de var. Daha basitine girelim; Kolonbiya eyer yerinde tam olarak zamanıyla izlen se şimdi birçok ezberin de anlamsız olduğu ortada. Örnek; başta Türkiye devleti resmi dil ile savaşı kışkırtıp kitlesel desteği sağlama idolojik bağlamın da “Dünyada kim terör örgütüyle görüşüyor” denip karşıtları ile görüşmeme dayanağı yapılıyor. Benzerleri yeri geldikçe burada da yapılıyor. Hat ta daha saçmaları da var! Kıbrıs da belirli çevreler yeyip içerken, ortak gezerken, sıkılmadan sonra ekrana çıkıp “Rumlara güvenmeyin* Bunalr la yaşanır mı” denmeği de ihmal etmiyor. Hat da heriki tarafın faşist eylimcileri kendi görüşlerini haklı kılma adına da öteki kesimin ırkçılarının yaptıklarını söyleyip, Kıbrıs için ortak yaşamın olmadığını da neyazık kitlesel olarak düşünce korkusu yerleşkesin de başarılı da oldular.
Kolonbiya anlaşması ve ta baştan başlayan görüşmeler le bunun nedenli sakat görüş olduğunu anlatmaya başladı. Başta devlet ve ABD den Avrupaya önemli ülkeler FARG hareketini terör listesine koyarken, şimdi yapılan anlaşma ile bu anlayışı da FARG düzeyinde deyiştiriyorlar. Hani derlerdi ya: “Farg terörist örgüt dür;bunlar la konuşulmaz bile”! Oysa bunlar ayni nakaratı okurken, görüşmeler de yapıldı. Hem de gösere göstere. Öyle bizimkiler gibi sır denilip meydan yalanlara brakma da olmadı.
Bu nokta dahi başta Türkiye de Kürtler le ve özde PKK ile görüşülme örneklemi olarak seslendirildi. Zaten işin travması; Türkiye PKK ile hem de lideri ile sık sık görüştü! Bazı anlaşmalar da yaptı. Gariptir tıpkı Kolonbiya gibi anlaşmaları da hep bozan devletler oldu. Tıpkı geçmişte olduğu gibi. Sonra devletler Uluslar arası sistem medya araçlarını da terkisine takıp anlaşmalara uymayanın “gerilalar veya teröristlerdir” denilip yalan suçlamaları da yaptılar.
Kolonbiya bunu daha önceki bazı gerila gurupları ile yaptığı anlaşmalarda tekrarladı. Türkiye ise enson Mart protokol anlaşması sonrasında bizaat okunmasına rağmen sonradan Erdoğan tarafından bozuldu. Bundan olacak ki Kolonbiya son anlaşma önceleri, gözlemci olarak ülkeler katılıp uluslar arası nitelik kazandı! Görüşmelerin gelişmeleri kamuoyuna duyruldu! Gereken deyişkenlik de oluştu. Kamuoyu resmi ezberini bozma adına demokratik örgütler ve savaştan madur olan her tarafın çevreleri ortak yapı oluşturup, süreci destekledi. Örnek;ölen veya kaybolan insanların ayleleri geriladan askere hepsi bir araya gelip ortak barış için baskı aracı oldular. Eylemler le açıklamalar la gündeme barışın girmesine yardımcı oldular. İşte Türkiye veya Kıbrıs da kamuoyunun eksikliği veya barış isteyenlerin gündemleri ile ortak baskı yapamama durum zayıflığı sırıtıyor. Kolonbiya dersinde bu vardır. Hat da yardımcı olma adına ortak eylemler le konuşulmaz denilen konuların konuşulup, uzlaşılmasına da yardımcı olundu.
Kolonbiya anlaşmasının önemli bir gerçeği daha vardır: ortam yumuşayınca ve daha serbes araştırma yapıp gerçekler ortaya çıktık ca birçok katliyamın sorumlusu gerilalar bilinirken, birden bunu devletin yaptığı da ortaya çıktı. Zaten gerçekler hep şunu işaret ediyor du: Hangi ülkede olursa olsun; devletler veya resmi güçlerin suçladığı ve muhaliflere havale etikleri katliyamların önemli kısmı, zemin yumuşayıp araştırılınca devletin yaptığı ortaya çıkıyor. Daha çirkini; devlet veya yandaş paramilitarisler ce yapılan katliyamlar bazen gerila kılığına girilip yapılıyor. Üstelik devletlerin bunu münferit deyil de temel siyaset olarak saldırı için daha kanlı yöntemleri kulanmak için ve ilgili çevreleri kitlelerden koparmak amacıyla yaptıkları da biliniyor. Kolonbiya bunu da kanıtladı. Böylesi gerçekler le barışa yol açıldı ve kötülenen damgalatılan FARG şimdiler de çehresi deyişerek siyasal yaşama giriyor!
Halbuki ne Kıbrıs nede Türkiye bu konuda brakın adım atmayı, en yalın gerçeğin dahi söylenmesine sert baskılar ve korkular la engel duvarı dikiyor. Daha geçenler de botrumda çocuklar dahi yakılırken, yanmış cesetleri çıkarılırken, bunun haberi biryana, tam tersi “teörrist etkisizleştirme” olarak sunuldu. Zaten dikat edin, kısa zamanlı ufak yumuşama ile Türkiye de bilinen terör tarihinin nasıl devletleşip banbaşka olduğu da ortaya çıktı. Bir Dersim ezberinin dahi bilinezlikten gerçeğe çıkması, tüm ürkiye resmi tarihini altüst yaptıydı!
Kıbrıs ise hiç bunları yaşamak isemiyor. Barış deniliyor, görüşmeler le çözüm amaçlanır, fakat neden se gerçeklerin ortaya çıkmasını hiç istemez. Örnek; herkesin bildiği cinayetler dahi hala tabudur. Türkiye gerçeğine ve hele de İngiltere oynama sahnesi pek de konuşulmak istenmez. Bellek kaybı ile istenilen tarih yazılıp yeniden Kıbrıs haritası çizilme peşinde. Zaten özellik le Kuzey Kıbrıs coğrafyasında deyişen önemli nifus yapısı ile geçmişi de yaşamama nedeniyle, dilenen dilendiği gibi yuturma koşulalrı da oluşturuldu. Zaten önemli bir gözlem vardır; siz yapılan görüşmelerin şekli ve sunulan öneriler le neleri istenme aşamasına geldiğini anlarsınız. Kıbırıs öyle denilen şekliyle barış falan deyil, koşullar eyer düzeltilip dizayin edilmek istenir se ona göre duruş sergilenir. Zaten Kıbrıs yakın tarihi görüşmeler veya 2 toplumca veya halk tarafından deyil, resmen dış müdahaleler le gerçekleşti. Atmışlar, yetmişler ve ikibinlerin tetikleyip düzenleyenleri dış güçler oldu.
Böylesi gerçekler ise Kıbrıs ahalisinin de “Kolonbiyadan bana ne” diyecek bir yapı düşüncesi oluştu. Gerçekten doğru şekil de Kıbrıs görüşmeleri devam etsey di mutlaka Kolonbiya dersleri de alınır dı! Ama Kolonbiya da anlaşma şöleni yapılırken, burada anlaşmanın savunucusu gibi algılatılan Akıncı ise “Bizim gideceğimiz bir liman vardır* Oda Türkiye” reportajını veriyor du. Peki; ozaman siz neden görüşme yapıp adayı birleştirmek istiyorsunuz? Gidecek limanınız belli iken neden çözümü başka yer de arıyorsunuz? Zaten Dediğim gibi; doğrular sorgulanmaz sa hep yanlışlar la yol aramaya devam edilecektir gerçeği burada saklı! Helle de Kıbrısın konulduğu andan itibaren başına ne geldiyse onlardan geldiği kesin ken “Grantörlük bizim için kesindir” denmesinin de anlamı banbaşka halle gelir di!
Kolonbiya anlaşması yapıldı. Burada senelerdir süren Kıbrıs görüşmeleri ise önce şişirilip şimdi de alınmaya veya sızan balon gazı ile yeniden karşılıklı dalaşmaya doğru gidiyor. Türkiye de hergün ölümler oluyor, göçler devam ediyor ve tutuklamalar gırla gidiyor! Ama sorun var. Bu sorunun çözüm yöntemi de önemli. Bunlar yan yana konulunca da Kolonbiya anlaşmasının mutlaka deyerlendirilme gereği vardır. Hem bilme hem de ders alma bakımından bilinmelidir. Bakın Kolonbiya devlet başkanı Liberal olmanın bakışıyla konuyu şöyle vurguladı: “Savaş barıştan daha pahalıdır* Ozaman barış yapmak gerekir”! Bu size bir çağrı yapıyor mu? Yanıtı vereyim: burada işbirlikci kesimlerimiz Kıbrıs sorunu denilince, adaya para gelip zengin olunacağından dolayı çözümün önemli olduğunu söylüyor. Oysa sol ve barışçıl gerçek kesimler olayı insani ve ezilenlerin ölmemesi adına yeni bir dünyaya gitme amaçlı barışı savunuyor. Buda ince bir fark.