Ticaret hacmi daraldı borçlar arttı – Alpay Durduran

881

Ticaret odası sözde hükümetin ekonomiyi unuttuğunu ve esas hükümetle (Türkiye) imzaladığı protokolü gerçekleştirmek için gereğini yapmadı. Tam tersine tarımda protokole aykırı strateji planı açıkladı.

Bir ülkede ticaret hacminin daralması en büyük kötü gidiş delili olarak görülür ve alarm verilir ama hükümet bunu açıklamaya ve aldığı önlemleri söylemeye bile çalışmadı. Bilgiler ticaret dairesinden çıktı ama kuru bir bilgi olarak kaldı. Ne yorum var ne de herhangi bir sıkıntı izi…

Bu arada merkez bankasından da geçen yıla göre ödenmeyen borçlarda %25,14 oranında artış görüldü.

Halkın alım satım durumunu ve yatırımların gerçekleşme düzeyini işaret eden toplam dış alım ve satım ve diğer dış ilişkilerdeki işlerde azalma olması genel bir bozulmanın olduğunu kanıtlar. Sessiz kalınması hükümetin umursamazlığını ve bir önlem alınmasını olanaksız gördüğün kanıtlamaktadır.

Bu arada geçen yıla göre ödenmeyen borçların %25,14 artması da insanlarımızın borçlarını ödeyemeyen kısmının çok arttığını ve mali düzeni de tehlikeye soktuğunu göstermektedir.

Hükümetin bunlarla ilgilenir görülmemesi ve yalnız harç, ücret ve diğer dolaylı vergilerle devlet gelirlerini artırma gayretinden başka işle uğraşmaması devletin yükünü insanlarımızın taşıyamayacağı hale düşmesini getirdi.

Üretimde de yerli ürünü destekleme çabası diğer taraftan aşırı dolaylı vergileri arttırarak devlete gelir sağlama çabası içinden çıkılmaz ve yararından çok zararlı maliyetlere neden olmaktadır.

Açıkça görülmektedir ki ekonomik sorunlar kördüğüm olmuştur. Çare diye akıl hocalığını yüklenen ve finansmanına katkıda bulunan Türkiye bürokrasisin rehberliği de işe yaramaz öneriler yapmakta ve zorlamaktadır ama hükümet onlara da uymamaktadır.

Hükümetten bağımsız olarak Türkiye tarafı üniversite ve kumar desteğini uygulatmış ve canlı tek sektörler olarak onları ve yan sektörlerini geliştirmiştir. Ancak kimse kumarhane otellerinin ve yan sektörlerinin bu kadar uzun zaman hala vergi bağışıklığından yararlanmasının mantığını anlayamaz. Yeni zenginlerin yani vergi rekortmenlerinin artık kumar otellerin sahipleri olması ilerde de yönetimin düzelmeyeceğinin kanıtıdır.

Yerlilerin içinde bulunması bile yasak kumar oynama cezası yemesine neden olacak bu sektörlerin bu gücü yönetimi yozlaştırmanın faktörü olur. Bunu anlamamak olanaksızdır. Nitekim başka izin yok diyenlere rağmen yenileri için yatırımlar sürmekte ve çevre tahrip olmaktadır. Buna izin verenlerden yönetim ahlakı ummak öküz altından buzağı aramaktan başka bir şey değildir.

Türkiye bürokrasisi de istediği kadar iyi niyet gösterip etkin ve verimli bir yönetim hesabı yapsın başarılı olamaz.

Bol teşvikli denize nazır diploma hazır üniversiteler de arada palazlanır ama kaliteyi artırma ihtiyacı sürer ve çare bulunamaz.

Halkımız bu yozlaşmışlıktan bıktığı zaman siyaseti bu yuvalanmış bol paralı ve eğreti yapılarla mücadeleyi kazanmanın zorluğunu göğüslemek durumundadır. Siyaset ancak halkın uyanık bekçiliğini yapabildiği zaman başarılı olacaktır.