yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSiyasal yüklerin altında, Musul – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Siyasal yüklerin altında, Musul – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Konuştuğumuz kadar eyer ayni şekilde bilgili olsaydık, son Musul gelişmelerinden çok ders alacaktık. İkidebir “Uluslar arası koşullar, dış güçlerin de isteyidir” sözlerinin ne anlama geldiğini, iyi anlamamız gerekirdi. Oysa, durmadan bizim deyil de dış çevrelerin adada “Barış” istediğini söylüyoruz. Adaya gelecek çözümün merkezine başta Türkiye gibi devletlerin seçkileri ile donatıyoruz. Kendimizin isteklerini haklı gösterme adına, çevre ülkelerin tutumuna yöneliyoruz. Hiçbir deneyim yaşamamış gibi de “Amerikadan Türkiyeye” adaya nedenli barışçılık isteklerini anlatmaya uğraışılıyor. Daha kötüsü, içsel karşı çıkışları da netürleştirme adına dış çevrelerin ada taleplerini birincil halle sokup haklı olma moduna giriyoruz. Neyazık ki bunları yaşıyoruz. İş böyle olunca da karışıklık üretilmeye devam ediliyor. Oysa ben Kıbrıs derslerinden kalkıp Musul yönelişlerine önemli uyarı yapmak amacıyla yazımı yazıyorum. Denilen şekliyle eyer onca dış güç içeleşme hastalığımız olmasa da ders alma yeri olarak da Musuldan önemli uyarıları sıralayacaktım. Halbuki daha yazıya başlamadan, aslında bizim yaşadıkalrımız la Musul gelişmelerine önemli öngörüler le uyarı yapmamız şart olması gerekir di! Oysa burada hep dış güçler ve özellikle buraya ençok müdahale edip adayı bugüne getiren güçlerin, yine onların çizdiği yolda sorgulamadan takılış gidişine devam ediyoruz. Yine de ben Musul gelişmeleri ile aslında özde Kıbrısa da eyer öğrenmek, uyarı almak isteyenlere yönelik yazıyı yazmaya karar verdim. Çünkü, şu anda konuşulan ister Musul, ister Kıbrıs geleceği giderek ağırlıkla başta komşuları ve giderek genel sistemin ayarları arasına mengene gibi sıkışıp çırpılınıyor!****

Musul yerine bakarsanız veya hangi ülkeye ayit olduğunu öğrenmek istrseniz, hemen ırakın bir ili olduğunu kolayca anlarsınız. Sonuçta Musul bir ırak kenti. Ama son savaş yoğunlaşmasına bakarsanız, Musul ırakın kenti olma dışında “Türkiyenin yeni Osmanlı yükselen anlayışının hedefinde, Sudilerin Suni mezhepli hegemonya alan işdahında, İngiliz ve Amerika için kontrol edilip Petroluna el konulacak enerji nifus alanı, Ruslar için acaba fırsat penceresi, iran için karşıt mezhepe gitmeyecek kadar” önemli siyasal hesapların olduğu il.

Bukadar la yetinlmez elbet…. Olayın içsel yönü de var: ırak Bağdat için ülkenin kontrolu için önemli bir yerdir Musul. Kürtler kazanacakları etkenler le nifus içsel bölgesi gelişecektir. Musulda yaşayan Araplardan Hristiyanlara varan halk kesimleri şehirde huzurlu yaşamak peşindedirler. Buna Türkmenlerin geleceği, mezhepsel durum ve yetkilerin paylaşımı gibi argümanları da sıralamak gerekir. Tüm bunların toplamı ise Musul amerikadan Türkiyeye, Bağdatdan Erbile herkesin hesaplar yaptığı ağır siyasal yükle yüklenen bir kent olarak karşımıza dikiliyor.

Dahası da var; Musul IŞİD elinde olup iki yıldır yeni bir yaşam tarzına girdi. Bazı Musul aşiretleri de IŞİD destek verdi…. Musulu elinde tutan IŞİD ayni zamanda Suriyede de elde tutuğu topraklar la sanki yeni İslami emirlik gibi bir görünüme de girdi. Musul yenilgisi ile IŞİD militanlarının Suriyeye kaçıp orada daha büyük sorun yaratma gerçeği vardır. Musulda işbirlikciler le şehre girecek kesimler arasında mutlaka krizlere gebe ortam da doğdu. Buna ek olarak; Musul petrol kentidir. Enerji tekelerinin hesap yaptığı, Araplar arası kadar, Türkiyenin de fırsat olursa topraklarına katmayı düşündüğü şehirdir. Nitekim Musul başta AKP devletinin de nieytlerini hemen ikili olarak piyasaya sürmesine kolaycılık sağladı.

Musul kenti Erdoğan için hem yeniden fırsat olup girer se pay almak istediği gerçeğini isimlendirmesine olanak sağlandı. Sanki Musul Türkiye deyil de Osmanlı miraslı kent gibi sunma kolaycılığı oluştu. Ayni zamanda, Türkiye de iç politik mavzeme olarak kulanılıp, yakında beklenen yeni anayasa ile içsel başkanlık döneminin yasalaşmasına da kulanılma eylimi çoktan başladı. Tabi herkes Musuldan petrol talep le bölgesel güç olma niyetleri de havada uçuşuyor.

Amerika kendi yaratığı genelde BOP veya özde ırak Musul gerçeğinin yeniden kontrolunda sonlanmasını istiyor. Nifus alanı olarak elinde kalması ilk hedefidir. Ayrıca; kendinin direk çocukları olan ırak işkali tecavüzüyle doğan IŞİD gibi yapılar la oluşan kağosu denetim le gücünü korumak istiyor. Ancak, bölgesel mütefikerinin de Musul üzerinde hesaplaıı olması ve ırak devleti ile yoğun çelişkilerinin derinleşmesi sonucu da aşmazı kontrol la denetlemeye çalışıyor. Hernekadar önceliği kendi kontrolunda ırak merkezli hareket le yapmak istese de kutsal mütefikleri Türkiye ve Sudileri bu olayın dışında tutamıyor. Buna bir de özellikle Klintonun da katgısıyla derinleşen mezhepsel fay, şimdilerde Musul olayında Amerikanın karşısında endişe ve korku olarak çıkıyor. Ama yine de ABD kendi kontrolunda önce Musulun IŞİD elinden alınıp, ırak denetimli Suni merkezli yerel görüntülü kent olarak kalmasına oynuyor.

Hemen çok önemli bir gerçeği de burada belirtelim: herkes ve hat da Kıbrısta da federal veya ikili eyalet tipi siyasal modeleri seslendiriyor. Halbuki son Ortadoğuda da görüldü ki ıraktan lipyaya varan tüm bölgesel yönetimli federal yapıyı emperyalizim kurumsalaştıramıyor! Neden se bu pek söylenmez. Bazıları sakın itiraz etmesin. Bugün konuşulan tüm federal yapılar ya feodal dönemden Kapitalizme geçerken oluşan birlikler, sömürge sonrası etnik veya yönetim sorununu aşma adına yetkilerin paylaşımlı demokratik yapılar la fedaralizme geçildi. Bir de özellikle sosyalist yapılarda ulusal sorunu hafifletme veya yetkilerin daha demokratik dağılımı için federal yönetimler oluşturuldu. İsviçre, Yugoslavya bunun net kanıtları. Kanada ve ABD yapıları da buna benzer koşulların sonucudur. Kapitalizmin emperyalist döneme geçmesi ile oluşan uluslararasılaşan sermaye sömürgeleşmesinde bu yapılanma pek olmadı. Onuniçindir ki Kıbrıs da önerilen fedaral yapı fedralizim yerine parçalanmanın yasalaşıp adeta serbes sermaye dolaşımında özgürlüklerin feodal tipi kurumsalaşması parçalı etnik cılız yapı olmaktadır.

Benzeri durum da ırak ve Suriye de “B planı” olarak aynen düşünülüyor. Mezhep ile etnik parçalı küçük yapılar la federal yapısal oluşum son işkaller le tekrardan gündeme getirildi. Musulun da suni eksenli yapının parçası olarak düşünen siyasal önemli çevreler vardır. Irak devletini mezhep ve etnik kantonlar la parçalanmış ülke olup da her kesimin topraklar üzerinde hegemonya kurma ortak deyerler de oluşturulmaya zorlanıyor. Onun için de “Musula Şiiler girmesin* Kürtler Musuldan uzak dursun* Türkiye ve Sudiler de Musul olayında masada olmalı mı” gibi politik görüşler yoğun şekilde herkesin çıkarına göre tartışılıyor.

Tüm bu sorularla ve verilmeyen net yanıtlar la Musul da gidrek tırmanan savaş ve buna katılan la katılmak için fırsat arayanlar dengesinde sürüyor. Bundandır ki Musul kurtarılması kadar,kurtulduktan sonrasının da kuşkuları giderek artıyor. Peki Musul kenti hem gerici yobaz IŞİD işkali, gerek se IŞİD kovulduktan sonrasındaki bilmecelerin yükünü nedenli çekecek?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
327AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin