yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTehlikeler ve sorunlar savaşla kaoslaşırken – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Tehlikeler ve sorunlar savaşla kaoslaşırken – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

“laylaylom” şarkısını okuyup, içi boş “barış” beklentileri ile savrulurken, neden se etrafımızla hiç ilgilenmeme duruşuna da devam ediyoruz. Öylesi bir travmaya girdik ki kendine barışçıl diyen önemli kesim dahi hala içeleşip uygulamalarından şikayetci oldukları Türkiyeyi “garantör olmaz sa olmaz” çizgisinde tutmaya devam ediyoruz. Medya bunu tabu gibi işliyor. Kendine hangi etiketi koysa da fark etmeyen önemli kesim de ayni nakaratı okuyor. Etraflamı: sakın ola hiç ilgilenmeyin düşüncenin esiri olup takılındı. Ama sıkılmadan da “Dünyadaki koşulalr tam da uygundur” ezberi de yeniden yakılan komedi gibi türküleşip söyleniyor. Ne tehlikeler, nede yaşananlar konuşulma zahmetine giriliyor. Bildik türkünün okunup, farklı gömlek renk görünüm le “çözümcü, çözümsüzlüksüzler” diye ayrışma da oluştu. Oysa yaşadığımız geniş coğrafya resmen savaşlar la ısınıyor. İç savaş konumundan, genel sistemsel ayrışan itifaklı genel bölgesel çatışmaların birlikte yumaklaştığı bir alanın tam içinde bulunuyoruz. Ülkeler, hem içsel, hem komşularla ve hem de bölgesel ayrışmalar la genele varan hegemonya savaşlarının bileşenleri ile saydamlaştı. Artık genel güçler, bölgesel güç olmak isteyenler, devletler ve devlet altında ezilen birçok başka kesim, şimdilerde bölgemizin geniş alanında yeniden şekilenme savaşları ile sömürgeleşmenin yeniden üretilmesi için savaşaıyor, kirli oyunlar oynuyorlar.

Yukarda özetlediğim karışıklığın da sahalarda deyişken versyonları üretiliyor. Her kriz kendine has itifak ile düşmanı oluşturuyor. Hat da ayni ülkeler bir yerde ortak olurken, öteki alanda karşı karşıya geliyorlar. Dahası, oluşturdukları anlaşma ile dost gibi olan devletler, öte yanda yien ayni bölgede dahi karşıkarşıya geldiklerini de görürüz. Örnek mi; sıcaklığı ile Türkiye Rusya ilişkisine girmek mümkün! Türkiye son dönemde anlaşmalar la Rusya ile yakınlaşırken, Hat da bazıları Suriyede meyvesini beklerken, Ruslar Esatı, Türkiye Cihatcıların yanında oluyor. Yine, Türkiye Rusya ile dosluk rüzgarları savururken, Ukraynada karşıkarşıya duruyorlar. Böylesi karışık itifak, dosluklar la bölgemiz uçuşa hazır halle getirldi.

Konuyu daha mitozlaştıralım: Örnek; Türkiye ile ABD ortak paydaşlar olmaktadır. Hat da Suriye de Esata karşı birlikte yola çıktılar. Ama, Suriyede ABD yanlısı kesimler ile Türkiye itifak ekseni çakışmıyor. Hat da Türkiye, Amrikanın itifak ağında olan Kürtler le resmen düşman ilanı dahi yapıldı. Yine; Suriyede Elnusranın ne eksende olduğu da başka tartışma konusu: B.M. kararlarına dahi “Terörist” ifadeli yapı ilanına karşın, herkes izliyor ki bu yapı Türkiye ABD destekli olduğu da biliniyor. Bakın, daha girişte dahi kimin eli kimin cebinde sorusu hemen derinleşir. Kuşkular la kimin kimin yenilmesi veya kazanması sorualrı net yanıt bulamıyor. Suriyeden ıraka dalarsanız, daha vahim karışıklara ulaşırsınız. Çünkü, burada bölgesel hegemonya da birbaşka oluyor….

Hesapta ırak ABD hegemonya alanında. Son Musul operasyon gerçeklikleri de buradaki kırılganlıkları da işaret ediyor. Irak Türkiyenin rol almasına karşı. ABD kendinin yerde olmayıp, ırak eksencilerin yapacağı hareketi temel alıyor. Ancak; konu Musul olunca da kurtuluşundan çok, kimin etkin olacağı mücadelesi şimdiden başladı. Öylesi bir ironi çizdi ki ırak ordusunun Musul kurtarılırken Şii olma nedeniyle girmemesi gibi tuhaf laflar resmi politikalar olarak Türkiyeden Sudilere birçok bölge hegemonyacı devlet tarafından sert sesler le seslendiriliyor! Dahası, itifak gibi görülen kesimlerin, Musula girmede birbirine engel koyma karşıtlığa da geçtikleri görülüyor. Helle de şimdilerde fazla dilendirilmeyeniran gerçeği, yarın ırakın geleceğinde Musul itifak blokunun bölgesel hegemonya erkabetine dönüşme tehlikesini, kıvılcımların çakışları ile anlıyoruz.

Genel savaş bölgesinin önemli Kürt sorunu ise yarınların şekilencek Ortadoğusunda önemli kart. Suriye, ırak olaylarında artık oluşan yapılar la Kürt gerçeği içsel dinamik ve Uluslar arası itifak yelpazesine girerken; bölgesel hegemonya mücadelesi veren Türkiye ve iranın da Kürt sorunu ayakta. Helle de Türkiye politika olarak içsel kürt sorununu, bölgesel konuma taşıması da adeta tüm siyasal tutsaklığın da ayak bağını kendi kendine bağladı. Burada Türkiye ve bölge ülkelerini diziyoruz. Oysa kimse bölgesel güç olmaya çalışan Türkiye gibi devletlerin belirli yerlerinin iç savaş yaşadığını da hep gözden kaçırıyor. Ayni şekilde onca parçalanmışlık sonucunu birçok genel güç oturtukları mezhepciliğin de adeta yeni yangınlara aday olduğu da ortada. Buna ek olarak, bölge devletlerinin otoriter, militaris ve paramiliter yapıları resmi “özel” adıyla hareketciler le kurumsalaştırma tehlikeleri de yapılandı. Demokratik kurumların olmadığı, uluslar arası denilen çizgilerin silikleştiği ve genel stratejilerin tıkandığı bir coğrafya haline geldik.

Bunların üzerine de hep ekonomik enerji hesaplarını da koydular. Enerji tekeleri ortak çıkarlı Ortadoğu derken, devlet yapıları ile askeri sermaye buna nedenli uyumlu olacağı hep kuşkular la doludur. Helle de güvenlik! Ortadoğunun en güçlü askeri devleti İsrail! Keza Türkiye de kendini yeni strateji ile bölgesel hegemonya ile Cumhuriyet yerine Osmanlı toprak hedefini koydu. Fakat en güçlü devleterlin, ayni zamanda ençok güvenlik ihdiyacı duydukalrını ve güvenliği sağlayamadıkarı da ortada. İsrail ve Türkiye veya Sudileri buna güzel örnek olarak bilmek önemlidir.

Anımsayın; zamanında Saddam kendini ortadoğunun en güçlü lideri görüyordu. Kimyalsalar dahi kulandı. Dün onca nifus gerçeklerine karşın Kürt varlığının adı dahi söylenmesi suç tu! Şimdi nerede bulunuyoruz? Sorya yanıt ararken de ilgili koşulalrı doğru okumak gerekir. Karşık olan çıkarların dyeişken halle gelişi ve resmen tıkanış kağosu yaşanması, parçalı ve deyişik tavırlar da görmek mümkündür. Kağos ve belirsizlik le oluşan fırsatı da herkes kulanma deneyimine girer. Son örneğe bakın; Putin Erdoğan la telefonda görüşür. Putin Erdoğandan Halepdeki Elnusracıların çıkmaları için karar bekler. Erdoğana göre de “gerekenin yapılması için talimat verdi”! Fakat Rus Türk diplomatik adımı ile hemen ayni anda Erdoğan başka bir test de yapar: Suriyeli PYD güçlerini bonbalar. Böylelikle Rusya ile konuşmasını, fırsat olarak Kürtlere yönlendirir! Halbuki Rakka saldırsına hazırlanan ABD PYD iç güce de ihdiyaç duyuyor. Böyle karışık Ortadoğu ve Suriye özündeki savaşı yaşıyoruz.

Böylesi çelişkili hamleler artık Ortadoğuda bolca yakalarsınız. Zaten adını cihatcı koyup cihat ilan edenlerin, neden se baş düşman dedikleri israile karşı eylem yapmamaları da işin başında bulanıklığın işaretidir. Yine Suriye İsrail sınırında Elnusra ve IŞİD yaralılarının israilde tedavi edilmesi de başka gerçekliktir! Bunlar her bilgi ile sunulan ezberin nedenli uyumsuz olduğunu da kanıtlıyor.

Bunlar olup biterken, sanki hiç olmamış gibi de ilgili siyasetcilerin Kıbrıs da barış istediklerini söylemenin anlamını da çözmek kaldı. Buna enerjinin barış getireceği umudu ise çevremizdeki mesajları pek de öyle deyildir. Helle asırlık cumhuriyete doğru giden Türkiye de yönelen yeni bölgesel politikasına da bakınca, ilgisizliğin anlamı da mutlaka sorgulanmalıdır. Bunları iyi okuyup kolayca aldatılma çizgisine gelmememizi dayatıyor. Bölgede eksik olan sosyalistlerin, ezilenlerin,demokrat kesiminin de bu kağosta seçenek olmamasıdır. Mezhepci, otoriter ve batı sömürgeleşme kısgacında, dinsel ve etnik parçalar la savaşın rüzgarında savrulup gidiliyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
327AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin