yaklaşımlarÖzkan YıkıcıDoğu Akdeniz’den Suriye’ye selam çakarken – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Doğu Akdeniz’den Suriye’ye selam çakarken – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kıbrıs Doğu Akdeniz adası. Doğu komşusu da Suriye. Hernekadar Avrupalı falan dense de adamız Ortadoğu çenberindeki Akdeniz uzantısıdır. Doğu Akdeniz ısınırken de Ortadoğu yerlebir olurken de Kıbrısı ayrı bir dünyasal olgu olrak da ele alamayız. Nitekim; Kıbrıs Ortadoğu havzasının deniz içerisindeki enerjinin de tutsağı olmaya, hegemonya alanının kızışmasına uzayan yola çoktan girdi. Ama dibindeki Ortadoğu dersini almayan adalı politikacılar, ahalisine “enerjiyle gelecek barışı” anlatmaya çalışıyorlar. Hemde nasıl mı: Emperyalist güçlerin daha yoğun bu enerji işdahına takılarak olacağına kitleleri inandırdılar. Ortadoğu karasal enerji rekabetinin dünyasal savaşla tırmanmasına, şimdi, deniz gazının da alev larak bu hegemonya kavgasına eklendiğini görüyoruz. Kuzey Kıbrıslı işbirlikci politikacılar ise ilhaki Türkiyemsi türküsünü hemen okumaya başladılar! “Kıbrıs ve genelde Doğu Akdeniz gazı Türkiye üzerinden ancak Avrupaya ulaşacaktır* Onun için adada ne istersek kabul edin ki yarın sizin gazınız da Türkiyeden geçip Avrupaya gitsin”! Bukkadarla kalınmadı; Herkese “barışçıl ve çözümcü” algılatılan Akıncı artık “senesonu masalını” brakıp, gerçek hikayeye yöneldi: istanbulda yükselen sesiyle “illede çözüm olacak deyildir* Bu fırsat senesonuna dek kulanılmaz sa KKTC nin yaşatılmasına hız vereceğiz” masaldan öyküye geçen gerçekliği Erdoğanla birlikte haykırdı. Akıncı sevdalılarına ve ona eleştiri dahi tahamül etmeyenlre duyrulur! Sonra sıkılmadan hala “biz barış istiyoruz” ninisini yaşılara okumaya devam ediliyor. Oysa tüm koltukcu politikacılar Anadolu aşkıyla yanıp tutuştuklarını hem de fısıltıyla deyil, yüksek sesle tehtikar şekilde taktimleştiriyorlar.

Doğu Akdeniz ısınıyor. Birgün gazetesinde Kemal Ulusaler bu konuda önemli bir yazı yazdı. Özellikle enerji rekabet konusunu iyi işledi. Ama şu eksiklikleri de başkalarının tamamlaması şart. İnsan zaten ufak köşede bol sorunsal konunun tüm yönlerini elbet yazamaz. Kemal da böylesi bir konuma bence düştü. Örnek; Türkiye onca deniz işdahlı demeçlere ve tehtitlere karşın Deniz hukuku belgesini hala kabulenmiyor. En önemli nedenlerden birisi de adaların ne kıta sahanlığını, nede münhasır alanlarının olduğunu kabulenmeye yanaşmıyor. Bundan nasibini Kıbrıs da alıyor. Nedense onca ünüversite adalı Kıbrıslılar bu gerçeği pek de konuşmak nieytinde deyildir. Yine, Türkiye kendine has hegemonya ilkeler koymaya çalışıyor. Hak ilan etmek için, başka ülkelerdeki etnik veya dini kesimleri kulanıp içsel destek sağlıyor. Kıbrıs sorununu da böyle kulanıyor. Konuyu bilmeden cihaletce tavır koyan nice insan da buluyor. Kıbrısın garantörü olup gerçekte Kıbrıs cumhuriyetinin toprak bütünlüğünü korumak olduğu ilkesini kimse öğrenmek niyetinde deyildir. Tabi dünya da göz yumaya devam ediyor. Bu yanlışlarla Kıbrısdaki işbirlikci politikacıları da kulanıp, hem deniz hukukunu kabulenmeyen, hem de kendine uydurarak hak almayı enerjiye dek politik esruman haline getirdi.

İşler böyle olunca ve Rusyadan Amerikaya süper güçler de eklenince; Akdeniz gazı alevlenmeye hazır durumda tetikte bekliyor. Tabi tek taraf olmama da herkese hamle yapıp “şah mat” yapma stratejilerini de geliştiriyor. Bir anımsatma ile konuyu anlatalım: Doksanlarda Hazar gazının açık denizlere taşınma tartışması vardı! Birçok enerji tekeli boru hatları mali hesapları yapıyordu. Maliyet nedeniyle boruların irandan geçmesi gerekiyordu! Fakat; başta ABD ve İngiltere yönetimleri ve askeri sermaye buna karşı çıkıyordu. İranın şer eksenine konulup düşman ilan edilmesi nedeniyle boruların dolaşılarak daha pahalı maliyet le gerçekleşmesi savunuldu. Bu tartışmayı askeri sermaye ile işbirlikci kesimler kazandı. Sadece enerji tekeleri ve maliyet deyil, sistemin temel politikası ile öteki sermaye kesimlerinin de tutumlarının önemli olduğu böylelikle kanıtlandı. Doğu Akdeniz enerjisini savunurken, geçiş güzelgahı ile kulanılan istikrar veya karşıt hesaplarını küçümsemeyin! Üstelik güçlü teknolojik politik israili de gözden kaçırmayın.******

Bilmem dikat etiniz mi: Suriyede hem de doğu komşumuzda olanlar pek konuşulmuyor! Arada Halep bonbardımanı da olmasa, Suriye sakin gibi görülecek. Erdoğan pek gürlemiyor, belirli yayınlar alınacak yerleri pek de söylemiyor. Hat ta; Ölen veya kaçırılan Türk askelerinin durumu pek de haberleşmiyor. Suriyeye girilip alınan yerlerdeki halkın Türkiyenin kurdurtuğu yandaş yapılara tepki duydukları veya Rus Suriye ekseninin ilerlediği bilgileri pek haberleşmez. Ama en önemlisi, durmadan Suriye hesapları vurgulayıp, tehtitler yağdıranların da sesi kısıldı.

Halbuki Suriyede işler oldukça tehlikeli. Dengelerin özellikle Halep te kırılmaya ve yön deyiştirmeye başladı. Bazı önemli yerlerin alınacağı söylenirken, ansızın ses kesildi. Oysa; Suriyede ufak bir hamlenin nasıl dengeleri altüst edeceği de biliniyor. Birçok tarafın olması kadar, bu kesimlerin de her bölgede dahi ortak ve karşıtlıkları da karışık. Trumpun Putinle biraz ayarlaşması dahi Suriyede çok gelişmeleri etkileyecektir. Yenilmeye başlayan Cihatcıların gidrek Türkiye sınırına çekilmesi ve sonunda Türkiyede buharlaşma olasılığı ise, savaşın nerelere ulaşacak tehlikelerinin de sinyalidir.

Halep gelişmeleri, olası yeni kırılmalar, Elbap ekseninde yoğunlaşan karşılaşma gerçekleri, Suriye denklemini yeniden yazıyor. Yazıyor da birilerinin “Ey Esat” sesleri duyulmuyor. Ölümlere rağmen haber yapma da olmuyor. Helle de PYD tutumunun genişlemesi de hiç konu edilmiyor. Ama birçok insan hala eski durumun düşman ve alacak hesabına takılıp kaldı. Haberin ve bilginin en gerektiği dönem ve yaşanmasına karşın, gerçekleşmeme ironisini görüyoruz. Suriye resmen tıkanılan konumdan yeni alana sıçrama hamlelerine tanık olunuyor.

Bunlar yaşanırken de burada ganimet paylaşımın, ahbap komison kapuşariciliği yazılmaya çalışılınıyor. Ne diyelim! Gerçekler kesindir ve geç kalınca da acısı çok daha etkin olacaktır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin