Halk isterse bu popülistler bile uygulamaya zorlanır ve popülizmin bittiği yerde demokratik hukuk devleti egemen olmaya başlar. Yoksa şikâyetler boşa gitmeye mahkumdur.
Lefkelilerin şikâyeti genel olarak hekim eksikliği ve Cengiz Topel’de her şeyin kıtlığı devam ederken Güzelyurt’a (Omorfoya) yeni hastane vaat etmenin anlamı olmaz şeklindedir. Doğrudur. Su gelirken su dairesinde çalışacak memur kalmadığı unutulmuş değildir. Başka dairelerde de çalışacak yerlerde memur kıtlığı çekilirken masa başına ünvanlı ve bol maaşlı atamalar sürdürülmektedir. Yapılacak işleri yasa emri olsa da yapmayarak zamanı geçirmek tek tek görülürse ve tümü hesaplanmazsa gözden kaçar. Bu yoz yönetim de bundan yararlanarak durumu idare eder.
Lakin YKP ve Yeniçağ gazetesi halka sürekli bilgi vermektedir.
Devletin çalışmaktan başka çaresi olmayan yerlerde ezilen memur için münhal onaylanmaz ama üst kademelere hemen atama yapılır gerçeğini birçok kez yayımladık. Su gelecek daireyi hazır edin dedik, kadroları doldurun dedik bildiri yayımladık.
Bir hastane eskitilmez, sürekli bakımla yeni gibi çalışır halde tutulur dedik. İngiltere’ye gidenler görür. Arabaların yollara çıkmadığı zamanda atla gezerlerdi onun için kapısının yanında ahırları vardı, şimdi oraları da birinci sınıf klinikler oldu diye yayın yaptık. Bizimkiler o kadar berbat etmişler ki onarılması yenisinden pahalı çıkar deyip yeni genel hastane yapmayı Türkiye’ye kabul ettirdiler. Şimdi de Lefke’yi unuttular Omorfo’ya hastane yapacaklarmış.
TÜK batırıldı. Kaçıncıdır yolsuzluk ve savsaklamalardan zarar ettirildi ama hesap veren olmadı. Aynı zamanda mecliste TÜK bütçesi gelip geçti duyan olmadı. Çünkü bu yasa tanımaz yönetim Uzun Vadeli Plan ve Planın korunması yasasının kurallarına göre DPÖ’ye izleme ve koordinasyon şubesinden rapor istemez, oraya inceleyecek memur da atamaz. Atama yapsa ve meclise rapor ulaşsa o rapora göre konular mebuslara duyurulacak ve hesap verin çağrıları ayyuka çıkacak. Muhalifler bile hani raporlar deyip istemez. Bunu birçok kez duyurduk. Mebusları göreve çağırdık. Kulak asmadılar. Bazı duyurularımız da basında yer almadı.
Halkımız bunları duymak için istemde bulunmaz. Hükümettirler hükmederler yaparlar hükmetmezler yapmazlar deyip durumu çaresiz kabul eder. Duyma hakkını bile istemeyen bir basın yayını izlemeyi sürdürür
Lefkeliler canlı bir mücadele içindedirler ama iktidardan umutları azaldı ama muhalefetten de umut kesmiş gibidirler. YKP’nin uyarılarını desteklemezler. Yasal hakları olan devlet çarkının hesap vermesini sağlamak için eleştirilerini yönlendirmezler, YKP gibi konularını açıp çarenin halkın ödediği memurlar eliyle, onlara yasal yetkilerini kullanmaktan uzak tutamayacakları bir sistemle reformu öneren partiye kulak asmazlar. Evlerine bir badana için kim daha iyidir diye araştırma yaparlar ama siyasi partileri izleyip ona göre destek olmayı değil kazanma şansı var mı diye bakıp seçmeyi tercih ederler.
Badanacıyı ehliyetine göre seçerler ama hükümet ve mebuslarını rastgeleye bırakırlar.
Sonunda hep beraber başımıza gelene katlanırız. Hastaneleri ilaçsız, hekimsiz, hemşiresiz ve tarümar bırakanlara ses duyurmağa çalışırız.
Lefkelilere destek bizden genel sağlık planı diye kırk yıldır masal anlatanlara karşı yaptıkları mücadelede başarı dileği bizden. Lakin Omorfoluların isteğine de selam diyen popülistlere düşün yakamızdan demek de bizden.
Şimdi bütçe yasası hazır olmuştur. Sosyal ve ekonomik Konsey toplandı mı, hükümet bütçenin çatısını hazırlayıp ona sundu mu, uzun vadeli planla uygunluk denetimi yapıldı mı ve geçen yılın bütçesini değerlendirmeleri için mebuslara bilgi verildi mi? Ortada bir uzun vadeli plan yoktur. Türkiye’den gelen bir üç yıllık program vardır. Bizim DPÖ’nün de bir üç yıllık taslağı vardır. Bu karmaşa nasıl yutturulabilir demeyin. Yuttular bile…
YKP bu gerçekleri anlatır, duydunuz mu? Anayasanın planlı kalkınma emri vardır. Çağdaş devletler de planlı yürüme esastır. Bizde o gitti bu geldi ama Türkiye hep son sözü söyledi. Oldu mu? Ticaret odası orta vadeli programın kurallarına uygun adım atılmadığını birkaç kez halka açıkladı. Gazetelerde ve medyada yer aldı. Halkımız ne diyor? Medyada ilgi çekip de eleştirilere yer verildi mi?
O zaman ne bekleriz? Hesap soracak diye ortaya çıkanlar hep geriden gitmeye mahkûm olurlar. Doğal değil mi?
Halk ne zaman demokratik hukuk devletini dayatmak için siyasi partileri ele geçirecek? YKP sürekli muhalefetin elinde en azından iktidar partili mebuslar kadar bilgi edinme hakkı olmalıdır dediğinde biri partisine gidip bunu dayatacak? Bu da yetmez ne zaman iktidar mebuslarına seni biz seçtik, “benim de haberim olmadı” deme hakkını size tanıyamayız “gidin hükümetinize sizden habersiz ve plansız programsız iş yapmamasını isteyin, yoksa sizi muhalefetle el ele deviririz” diyecek?
Üçlü kararnamelerle atananlar meclise bütçe kalemlerini sevk edenlerdir. Bakanların araba almalarını öfkeyle karşılayanlar muhalefettekiler yanında iktidar partilerindendirler. Denktaş, bu bütçe CTP devrinde hazırlandı dedi madem meclise ne zaman ve nasıl bilgi verildi? Sorun bakayım seçtiğiniz mebus bu habersizliğin hesabını ne zaman verecek?
Halk kıpırdamazsa çare mi bulunur! Medya uyandırıcıdır. Halkımız medyadan kıvançlı mı? Aydınlatıcı oluyor mu? Sakin inanmayın halk memnun diyenlere… Halk memnun değil ama medyanın çoğu özel çıkarların sesidir ve devletten destek almayan yoktur. Onun için fazla üzerine gidemez