YKP Yürütme Kurulu Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri değerlendirdi. Açıklama şöyle:
- Son dönemde liderlerin görüşme süreçlerine dair somut bilgilere değil dedikodulara dayanan ciddi sayıda haber üretilmektir. Dedikodular üzerinden siyasi analiz yapmak doğru değildir.
- Somut olan son zirve sonrası, Türk tarafı sözcüsünün kabül edilemeyecek biçimde suçlama oyununa girmiştir. Sonraki günlerde Akıncı’nın açıklamalarında da benzer bir yol izlenmiştir. Tüm bu açıklamalar kabül edilemez durum yaratmışlardır.
- Türk tarafı ve onun tezlerini destekleyenler, Türkiye’nin açıklamalarını baz alarak, garantörlerden birinin olumlu tavrına dikkat çekmektedirler. Ancak, adada 40 bin askerini savaş pozisyonunda barındıran Türkiye’nin, gerçekten çözüm istiyorsa, açıklamadan daha fazlasını yapması gerektiğini bütün uluslararası aktörler ortaya koymaktadır. TC’nin asker çekmeye başlaması, ateş hattında düzenleme yapılması olumlu adım olabilir ama Türkiye’nin bu tip adımlar atmayacağı açıktır. Toprak düzenlemesi sıcak başlık olarak masada dururken, TC elçisinin Omorfo ziyareti de provakatif bir harekettir, kabül edilemez.
- Kıbrıs sorunundaki gelişmeler bir süredir Türkiye-AB ilişkilerine de bağlanmış durumdadır. Bu nedenle Aralık ortası AB liderler zirvesi sonuçlarını görmeden Kıbrıs sorununda ilerleme beklemek, zemini olmayan iddiadır.
- Kamuoyunun yanıltılmaya çalışıldığı şekli ile 5’li zirve şu aşamada gündemde değildir, olacaksa çoklu olacaktır. Türk tarafı görüşmeci heyeti de, kapalı kapılar ardında açıklama yaptıklarında böylesi zirve için Burgonstock tarzı demektedirler. Bu da Türk tarafının böylesi bir zirve öncesi duruma göre esneme veya koparma için elini “geniş” tuttuğu gösterir, bu davranış da iyi niyetten yoksundur. Türk tarafı böylesi bir zirvede tam olarak kimlerin olmasını istediğini netleştirmesi gerekir, 5’li zirve kabül görmedi, bu yönde kamuoyu doğru bilgilendirilmelidir.
- “Bütünlüklü çözüm” şekli tıkanmıştır, uluslararası dengeler, AB-Türkiye ilişkileri de düşünüldüğünde ulaşılması çok zor hedef konumuna gelmiştir. Bu yolla sorunun çözülemeyeceği açık şekilde kendini göstermektedir. Liderler Kıbrıs sorunun özünü oluşturacak konulara çözüm methodları getirecek bir çerçeve antlaşmasına yoğunlaşması gerekir. Kalan konular adada yaşayanların siyasi temsilcilerinin katılımı ile oluşturulacak geçici yürütme organında çözülebilir. Çözülen konular hemen hayata geçirilir. Bu yürütme organı daha sonra federal meclisin yasama ve yürütme organlarına dönüşebilir. Böylesi bir çözüm bulma şekli, katılımcı demokrasi açısından da önemlidir. Bırakın sokaktaki insanlar temsilcileri aracılığı ile sürece dahil olsun, çözümü bir arada, birlikte inşa edelim.
- YKP olarak, çözüme giden süreçte güven artırıcı önemlerin önemine bir kez daha dikkat çekeriz. Maraş’ın yasal sahiplerine iadesi ve yeniden iskana açılması, sürece önemli ivme kazandıracaktır. TC’nin hemen şimdi asker azaltması da diğer önemli güven artırıcı önlemdir.
- Kıbrıs sorunun çözümü için umutlar tükenmemiştir. Çözüm için doğru yol, liderlerin cesaretlendirilmesi de değildir. Doğru methot, çözüm süreci için doğru yol haritasının belirlenmesidir. Bu da yukarda da vurguladığımız gibi, sürecin çerçeve antlaşmasına yoğunlaşması ile mümkündür.
- “Çözüm olmazsa yolumuza bakarız” cümlesi eskimiş “kktc’yi tanıtırız” iddiasının güncellenmiş halidir, hiçbir zemini yoktur, tek anlamı statükonun devamını savunmaktır. YKP, çözümsüzlük halinde, doğal gazda yeni lisans antlaşmaları verilmesi gibi silahlı bir gerginliği de içinde barındıran olasılıkları da hatırlatarak, statükonun ciddi şekilde canımızı yakacağının altını çizer…
- YKP, Kıbrıs’ın her iki yanındaki siyasi partilere, sendikalara, örgütlere çağrısı, sürece daha geniş bakılması, çerçeve antlaşmasının ve etki yapabilecek güven artırıcı önlemlerin hayata geçmesi için hareket tarzı belirlemesidir.