YKP Dışilişkiler Sekreteri Alpay Durduran Kıbrıs konusundaki gelişmeleri değerlendirdi. Açıklama şöyle:
Görüşmelerin ne olacağı belirsizliğini koruyor. Sesini duyurmak isteyenlerse görüşenlere değer biçmeye çalışıyor ama eski alışkanlıkla insanları değerlendirirken kendileri başımıza ne geleceğini anlatıyor ve kendi görüşlerini değişen bir şey olmayacak gibi yapıyor.
Yetkililerin ters düşmesi ve zıt görüşler açıklaması ne kabul edilebilir ne de anlaşılabilir.
Sanki eskiden başka yapıp şimdi başka yapmakta olmaları kendileri için çok önemli imiş gibi konuşurlar. Hâlbuki kendileri de eskiden başka veya ayni zıt şeylere evet demişlerdir.
İlke olarak kendilerinin liderlerinin imzaladığı belgeye uygun olduğu halde eleştiri yapmaları kendilerini kendileriyle çelişkiye düşürür. Şimdiki sorumlu da seninki de imzalamıştı diye yanıt verir ancak bize ne? Bizim derdimiz olan Geleceğimiz ne olacak?
‘Harita verdi ama dönüşümlü başkanlığı almadan vermemeli idi’ derler. Stratejik hata yapmış. Stratejik hata olsa olsa, kabul edilemez olan bir statükodan bahsederken teferruatla uğraşmaktır. Paket antlaşmadan başka usul kabul etmediler masaya oturdular. Yalnız paket antlaşmaları, sırası ile görüşme ve tek tek anlaşarak ilerleme yerine, konulara ilerleme oldukça geri dönme olanağı olsun diye yapılır. Bizimkiler her adımda bir şey kazanmak sonra ilerlemek için strateji sözünü kullanırlar. Demek ki ne yaptıklarını bilemektedirler.
Nitekim görüşmeler iddialarının aksine yürümüş sonunda da önemli konuları sona sakladıkları için boşuna kürek çekmişlerdir.
Hâlbuki görüşmeler karşı tarafı masadan kaçırtmak aynı zamanda anlaşma isteyen taraf görünmeye devam etmek idiyse ona bakmak gerek. El birliği ile karşısındakini masadan kaçırma hesabı yaptılarsa dünyayı kandıramadılar.
Strateji, sürdürülemez dedikleri statükoyu yıkmaktı, çözüm bulmaktı. Şimdi tek seçenek görüşmeleri tehlikeye sokmadan sürdürmektir. Fevri adımlar sonunda Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve genelde Türkiye’nin güçlü müttefiklerinin baskısı ile havada kalır. Bunları gördük yaşadık.
Böyle bir zor durumu ilk kez yaşamıyoruz. Başarıdan bahsetmek veya sorumluluğu başkasına atmak kimseye yarar sağlamaz.
Başarı olsaydı şimdi Kıbrıslı Rum yönetimi kınanırdı. Suçlu Yunan hayranlığı yüzünden yabancılar mıdır?!
İki tarafta da BM genel sekreterliğinin suçlanır olması öğretici değil midir?!
Masayı karşı tarafı yenmek için kullanmak sonuçsuz kalmıştır.
Masaya daha iyi bir yönetim için kullanmayı amaç edinmek gereklidir.