Beton binalar dikerek hem denizlerimizi kirletiyor, hem sahillerimizi halka kapatıp kumarcılara açıyor, hem de alt yapısı yetersiz kentlerimizin sokak ve caddelerini, kanalizasyon kokulu nefes alınmaz mekanlara dönüştürüyorlar. Yetmedi şimdi sıra Beşparmak dağlarına geldi.
Yeni rant kapısı Girne’nin doğu kıyısında dağa yaslanmış doğa harikası bir toprağımız. Vasilya’nın (Karşıyaka) Gorno Tepesi. Teleferik inşa edeceklermiş. İlk anda kulağa hoş geliyor değil mi? Teleferik… Havada çelik teller üzerinde kayıp giden bir oda gibi…
Bir zamanlar beş yıldızlı otel inşa edileceğinde de kulağa hoş gelirdi. Ama kumarhaneleri ülkemiz insanını bozmaya, onları tefecilerin pençesine düşürmeye, aileler dağılmaya, insanlarımızı bozmaya başlayınca fark ettik acı gerçekleri… Sonra da birkaç kişiye rant sağlayacak diye ülkemizin arazilerinin ardı sıra peşkeş çekildiğini, siyasetin komisyon parasıyla kirlendiğini, üçlü kararnamelerle atanan müdürlerin diplomalarına tükürürcesine siyasilerin sallabaşçısı durumuna düşmelerine şahitlik ettik…
Plajlarımız paralı olup da kendi halkımıza bile kapanınca, otellerden arıtılmadan bırakılan atıklarla denizlerimiz kirlenmeye ve kokmaya başlayınca, dere yatakları bile doldurulup ağaçlarımız kesilince, büyük beton bloklar her yeri zapt edince, yağmur suları denize ulaşamadan sokaklarımızı ve evlerimizi çamurlu sel suları basınca, ancak o zaman kafamıza dank etti.
Girne’nin çevresi korunabilmiş sayılı yeşil köylerinden Templos, köylülerin ayağa kalkmasıyla son anda kurtulabildi betona gömülerek yeşilini ve otantik-tarihi dokusunu kaybetmekten.
Girne İnisiyatifi grubunu oluşturan arkadaşlar ise, “çıkmayan canda ümit var” düşüncesiyle, hiç olmazsa şehrin üç-beş açgözlü rantçıya ve siyasetçiye yenik düşmemesi ve yasaların uygulanması için dövünüp duruyorlar.
Fakat denizleri ve şehirleri kirletmek yetmedi de şimdi de dağlarımıza mı el attılar?
Gelişen olaylar dizisi öyle gösteriyor… Anlatalım…
Lapta Belediyesi bir doğa harikası olan Vasilya’nın “Gorno Tepesi”ni, teleferik inşa edecek “özel bir şirkete” vermek üzere anlaşmış.
Bu alış verişten Lapta Belediyesine yüklü bir para kalacakmış…
Böyle bir durumda belediyemizin ilk yapacağı iş, Beşparmak dağında, bir kamusal alandaki böyle büyük bir projeyi kendisini seçen insanların bilgisine getirmeyip, onlardan saklaması değildi elbette. Aksine en küçük şüpheye yer bırakmayacak şekilde, çevre halkına bilgi vermesi ve onların onay ve önerilerine, dilek ve şikayetlerine kulak asması ve sonra böyle bir işe girişmesiydi.
Lapta Belediyesi bunu yaptı mı? Bunu yapmadığı içindir ki; kendisini o makama seçenlerin ısrarları sorularına ve görüşme taleplerine rağmen bilgi vermemekte diretiyor.
Yüzlerce metre mesafede, binlerce metre kare alanda kurulacak olan, pek çok beton yapıların, demir direklerin, çelik halatların bulunduğu bir teleferik inşaatıdır bahsedilen.
Ne verimli çalışıp çalışmayacağı, ne işletmesi yatırımı karşılayıp karşılamayacağı belli olmayan ve bir büyük çevre katliamı yaratma tehlikesi ihtimalinin bulunduğu bir yatırımdan bahsediyoruz…
Ne kadar toprak, kaç yıllığına verilecek? Bunun kirası için hangi şirket, kim(ler)e kaç para ödeyecek? Dağ ve doğa; inşaat öncesinde ve sonrasında ne kadar zarar görecek? Toprak, yer altı su kaynakları ne ölçüde kirlenecek? Teleferiğin getirisi ne kadar, götürüsü ne miktarda olacak? Yani teleferiğin yöre insanına ve topluma “sosyal maliyeti” ne kadara patlayacak? Var mı bir bilen? Var mı bunları hesaplayıp halkın karşısına çıkarak önceden hesap verip bilgi paylaşacak bir makam?
Başta Vasilya köyü muhtarı ve Lapta belediye meclis üyesi arkadaş, kendilerinin talebine rağmen bilgi verilmediğini söylüyorlar. Sorularına hala yanıt almış değiller. Belediye Başkanı görüşmüyor, bilgi vermiyor. Teleferik olayına karşı çıkan belediye meclis üyesi, bu olayda her zamankinden farklı olarak kendisine haber verilmeden toplanıldığını söylüyor. Eğer “teleferik inşaatı” ile ilgili antlaşma yakın zamanda ağaçların kesildiği, çevrenin fiziki yapısının değiştirildiği, toprağın kirlendiği ve yatırımın da bekleneni verememesi nedeniyle bir hayal kırıklığı ile sonuçlanırsa, bundan ilk ve en çok etkilenecekler kimler olacak?
Tabii ki Vasilya’da yaşayan insanlar…
Öyleyse neden “İYİ İDARE YASASI” işletilerek Vasilyalıların görüşü de alınmadı?
Vasilyalılardan gizlenen ne? İşte bütün bunlara bakınca havaya kötü kokular yayılıyor.
Bunun için de 25 Mart Cumartesi saat 15.30’da Vasilya (Karşıyaka) meydanında toplanıyorlar. Çevre örgütleri ve çevreye duyarlı insanlarımızdan katılım için destek bekliyorlar.