yaklaşımlarÖzkan YıkıcıRusya Suriye denklemi sarsıntı seslerini duyurtuyor – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Rusya Suriye denklemi sarsıntı seslerini duyurtuyor – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Türkiyenin rejim değişimine yönelik önemli referanduma günler kaldı. Bu gerçeklik yanında bölgesel dengeler de yeniden sarsılıyor. Belli ki hem buradaki kısır gündemle konuşulmayan gerçekleri, Türkiyenin gelecek karanlık konumlarını veya bölgesel yeniden tırmanan savaş tipi hamleleri mutlaka enazından bilmemiz gerekir. Bilinmediği zaman da hep kandırılarak, bazen bazıları zehirli elma şekerini de yiyerek, bu koşullar yaşanıp, yutulacaktır. Öyle ya, öyle bir cendereye girdik ki bir şey yapmadan beklenti olmanın kısgacının sonucu, Türkiyedeki tekadam rejimini savunup “çözüm bekleyen” kaymakcılarımız dahi bolca oluştu. Ama bu yazımı gerçekten pimlerin çekildiği ve Suriyeden Rusyaya yeni şekilendirilmek istenen dalganın bazı izlerini ele almam gerekmektedir. Hele de haberciliğin adeta algı operasyonlarına dönüştüğü, yalan en korkuncunun probanganda hamlesi olarak kulanıldığı dönemde doğru bilgilenme oldukça önemlidir.

Konuya girmeden, Dostum ve Mücadele arkadaşım SAfet Özmeneğin kaybetmenin üzerinden 1 yıl geçmesi nedeniyle, onu saygıyla hatırlayıp andığımı da yazma görevi olarak yerine getirmek istiyorum. Safetle özellikle Türkiyedeki Devrimci gurup, Karava bölgesindeki ortak çalışmalarımız, birçok konuda güzel arkadaşlığımızın anısına, onun boşluğunu yeri geldikçe hisederek, tam bir yıl geçen kaybetmenin acısıyla, yeniden anıyorum……

Gelelim dünyamıza! İnsanlar sussa, gerekeni bilmese veya yaşama gözlerini yumsada, fark etmez: hayat devam eder. Dünya da döner. Hele de Emperyalist çağın krizli dönemin çıkmazında, şidet, savaş ve korkunç katletmeler peşpeşe gelmesi normaliğine dek geldik. Türkiyedeki referandumlu olağanüstü koşulalrdan doğu komşumuz Suriyedeki dar ölçekli dünya savaşlının yaşanması, bunun sadece birkaç örneğidir. Son günelrde ise Suriye savaşının iki önemli sıçraması yapıldı. Birisi Rusyadaki Petesburktaki bonbalı metro saldırısı, ötekisi birden parıldayan idlip yöresindeki Kimyasal silah sonucu ölen çocukların tartışılması.

Aslında baktığınızda, birisi Rusyada, ötekisi Suriyedeki olayların ilişkisini kurmak zor gibi gelebilir. Başka açıdan, verilen yaygın haberlerle de konuyu anlamak da mümkün gibi görülüp, işin içine sorgulama ve bilgilere ulaşma gelince, banbaşka gerçeklerle karşılaşırız. Bu çelişkileri ilgili olayların taplosal dizilişinde yakalamak mümkündür!

Çok basit şekilde tek taraflı olmayıp, derlediğim çok yönlü bilgilerin ve habercilik ikileminin içinde konuyu yazalım: 3 Nisan günü dünya medyası şu haberi geçiyordu: Ruusyanın Petesburk kentinde metronun birindeki tren vagonunda bonba patlatıldı! Nedense herkesin aklına gelen bunun siyasal niteliği ve Suriye eksenli olduğu algısı oldu. Fakat, nedense Batı beklenen sert tavrı ve geniş yorumları yapmadı. Üstelik benzer haberleri de yan yana koymadı! Örnek, ayni dönemde Şamdaki Rus elçiliğine roket saldırısı yapıldı. Bunlar konunun aslında basit Rus eksenli değil, evrenseleşen siyasal kriz denkleminin sonucu olduğunu gösteriyordu.

Başka bir sosyal medya yayınını ise kimse söylemedi! Yine ayni gün sosyal medyada Cihatcı kimi gazeteci, “yarın, Kimyasaları da tartışacağız” bilgisi dolaşıyordu. Nitekim, 4 Nisan günü, birden Suriyedeki idlip yakınındaki kasabada Suriye uçaklarının kimyasal bonba atıp, çocukların da olduğu onlarca kişinin öldüğü haberi yayıldı. Nemenem aciliyetdi ki hemen Fransa Suriye ve iranı kınamak ve karar almak için B.M. toplantıya çağrıldı. Oysa nice katliyam ve savaş süreçlerinde batı böyle hızlı suçlama ile hemen Güvenlik konseği toplantıya çağrılmıyordu! Çoğu katliyamlar için toplantı dahi yapılmadı!

İşler bukararla kalınmıyordu: İsrail bu olayı bahane edip, Suriyenin vurulacağını ve iranın da suçlu olduğunu savundu. ABD de Neoklonklar yanlısı kesimler hemen “Obamanın, Suriyeye müdahale etmeyerek hata yaptığının” örneği olarak probaganda dalgasına katıldılar. Türkiye gibi ülkeleri saymak gerekmez. Ama şu mesur basın etiği de sırıtmakla meşkuldu! Çocuk korkunç resimlerinin yayınlanmamasını söyleyenler, Suriye resimlerini hemen bastılar.

Bu telaş içinde gerçeği kimse sorgulamadı. Ama başta batının önemli kesimleri ince bir diplomatik habercilik yapıyorlardı! Suriye suçlanırken, nedense Rusya dıştalanıp, sanki koparılmak istenilen hamle gibi havada kalıyordu. Bunlar batı cepesinde hızla yayılırken, kuşkuların haklı olduğu da hemen ortaya seriliyordu. Ne acıdır ki başta BBC dahi bunları dikate almıyordu! Hemen 3 Nisanki sosyal medya uyarı bilgisi akla geldi! Ardından sözkonusu olan idlip saldırısına ihdiyaç duyulmadığı analizi de yapıldı. Çünkü, Suriye kuvetleri etrafı temizleyerek, cihatcıları bu dar alana sıkıştırdı! Üstelik bunları yenme olasılığı da yüksekti! Bu bilgi sarmalına yenileri ekleniyordu: Vurulan insanların olduğu yer, Humusta cihatcıların silah gücüyle buraya taşınan kesimlerdi! Şüpenin devamında özellikle Rusyanın net açıklaması da eklendi! Bölgeye hava saldırısı olmadı! Yine günümüz teknolojik olanaklarla, ilgili yerde cihatcıların silah depoları olup, orada da kimyasal bonbaların olduğu da anlaşıldı. Dahası, Eyer denildiği gibi insanlar kimyasal etkisinde kaldılarsa, ozaman vurulan depolardaki kimyasal gazların sızıntısı olasılığı ortaya çıktı.

Ama bu gelişmelere karşın, hala batı ayni melodilerle probaganda yapmaya ve Güvenlik Konsey dayatmasına hız vermekle yolarına devam ediyorlardı. Hat ta, bazıları daha da netleşme yapıp, Rusyayı dıştalayarak, Suriye iran eksenine yoğunlaşma peşine düştüler. Burada yine ince bir politik diplomasisi var! Trumpun Rusya ile yaklaşma hesabını düşünenler, düşman ilan edilmek istenen irana odaklanıp, Rusyayı yanlarına alıp da bu stratejik koşulu zorlama hesabına girdiler.

Özkan Yıkıcı anımsamasıyla ben bir olguyu daha ekleyim: Anımsarsanız, her Cenevre toplantısında veya Suriye yeni hamle yapma döneminde, kimyasal silahlar olayı hep abartılı şekilde gündem yapıldı. Cenevre toplantısı öncesi politik hamle olasılığı veya tıpkı Obamaya Suriyeye direk müdahale yapma noktasına çekmek için hep Suriyede Esatın kimyasal silah kulandığı gündemi oluşturuldu! Hat da Doğu Gutada ısrarla Esat kimyasal silah kulandı denilip, B.M. temsilcilerinin inceleme yapması bağrılırken, Suriye yönetimi gözlemcileri oraya göndermek isteyince de cihatcılar ateş açarak engelediler! Sonradan bu tip olayların çoğunu bizat Elnusra ile IŞİD örgütlerinin kulandığı anlaşıldı. Anlaşıldı da sesler kısılıp sanki hiçbirşey olmamış gibi susuldu! Böylelikle eski haberleri anımsaynlar, yeni sonuçları öğrenmeden, akıllarında “Esat yaptıyla” brakıldı.

Bu taploya nedersiniz? Belli ki Suriye üzerinden yeni siyasal hesaplarla hegemonya mücadelesi kızısacak. Türkiye referandumu ile çıkacak sonuç ta buradaki fitilin çekimini de etkileyecektir! Tabi ki Kerkük kentindeki çekilen Kürt bayrağı, her yapının ötekine girdiği Suriye gerçeği ve idlip saldırısıyla Cihatcıların Türkiye girişi de sonuçlar bakımından önemlidir. Ama Rusyanın şu hamlesi dahi beslenen ciahtcıların saldırısından kendinizi kurtaramıyor. Bilindiği gibi Batı Sovyetleri yıkma, Afkanistan stratejisinde Rusyadaki Müslüman kesimleri de kulandı. Çeçen kesimler isyan deneyerek şeryat hedefine yöneldiler. Bu daha sonra yayılarak Kuzey Kafkasya emirliliği adıyla örgütlendi. IŞİD halifeliğine de biyat edildi.

Ortadoğu “baharında” bol miktarda Rusya Müslümanlarından ve benzer Orta Asya Türkey cumhurieytlerinden buralara milisler geldiler. Rusya Suriyeye müdahale edip askeri güç gönderirken, bu cihatcıların ülkelerine dönüp tehlike olmalarını da asgariye indirme amacı da vardı. Çünkü, bunları nemenem bela olduğunu gayet iyi biliyordu. Yine de gelişmeler şunu gösterdi. Son Petesburk olayıyla arada yine de gerçekleşeceğinin tehlikesini de kanıtladı.

Ortadoğu coğrafyasına ciahtcılar doldurulurken de herkes bunarlın Türkiyenin de üzerinden gönderildiğini biliyorlardı. Onuniçin herülke bu belayı başlarına almak istemeseler de çölerde büyütükleri yılanın, gelip kendielrini de soktuğuna acı şekilde tanık oldular. Rusya bundan sakınmak istediyse de başarılı olamadı.

Yukardaki bilgiler ve gelişen olaylar, bize göstermektedir ki bu yaz bölgemiz epey ısınacak. Öyle buradaki saçmalayanların “gazın çözüm getirme” reçetesi falan da yok. Ama bizler bilmemenin, mücadele etmeyerek birielrinden alma kültürleşme işbrilikci teslimiyet öğretimiz le bu tüm yanlışları överek yaşamaya devam edelim. Bakın, dibimizde Suriyede Sunistan hayali pratikte zorlanırken, Kerkük kentinde Kürdistnın doğun sancıları duyulmaya başlandı. Bu bölgesel savaşın da sıçrama olasılığını gösteriyor. Rusyaya dek uzayan terör dalgası ise Kıbrısta durak yapıp deneme yapmamamasına neden varmı?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin