yaklaşımlarAlpay DurduranDevlet arazilerinin kullandırılmasında belirsizlik olamaz – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Devlet arazilerinin kullandırılmasında belirsizlik olamaz – Alpay Durduran

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bir başbakan yardımcısı ve bakanın bir devlet arazisini kullanması için uzun yıllar sürecek bir anlaşma yapılacaksa bunda bir kuşku yaratacak şey olmamalıdır. İlgili kişinin etik sorun varsa giderilir ama tamamen yasal demesi çok kuşku vericidir. Etik kelimesi Latin kökünden gelir ve dilimizde ahlak kelimesinin karşılığıdır. Serdar Denktaş etik sorunu kabul ediyorsa ahlaksızlığı mı kabul ediyor? Sanırım görünüşte sorun var demek ister ama hukukta ilke adaletin tecellisi yetmez tecelli ettiğinin de görünmesi gerekirdir. Onun için sözüne sahipse özür dileyip mali iade edip kendisini bu sakat işte uyarmayıp görevini yapmayan tüm yasal yetkili memurlara da soruşturma açılması için gerekli işlemleri başlatmalıdır.

Tapu dairesi müdürü başta olmak üzere tüm işleme katılanlar soruşturulmalı ve halka açıklama yapılmalıdır. Halka yürürlükteki yasal mevzuatı unutturan ve geçmişin iyi yanlarını silip atan ama onu da yasal olarak yapmadığı için yasalardan başka yasal mevzuatı yürürlükte bırakan zavallı bir yönetimimiz var. Unuttukları mevzuatta her birim söz konusu edilen bir konuda açıklama yapmak ve halkı aydınlatmakla görevli kişiler belirler. Bu kişiler görevlerini arayıp bulsalardı yalnız kuruluş yasalarındaki görevleri değil tüm yasalardaki görevlerini öğrenip açıklamalar yaparlardı ve halk da Serdar’ın durumunu anlardı. Yönetimimiz kimseye görevlerini iletmediği gibi onlara görevlerinizi tüm yasalara bakıp bulunuz ve bir rehber hazırlayınız emrini vermemiştir. Bu bir skandaldır.

Serdar yasalara uygun davrandığını iddia etmiştir ama yaptığı iş önce devlet ihale yasasına aykırıdır. Uzun vadeli kiralamalar ihale yasasına göre yapılmak zorundadır. İşleme iştirak eden memurlar bunu bilmesin olmaz. Bilerek ihalesiz işlemlere katılmak suçtur. Yapanlar suça iştirak etmiştir.

Devlet arazileri ve rezerve ayrılmış olanlar, her ne ise karışıklık yaratılmışsa düzeltme işleminden başka bir şey yapılamaz. Anayasa açıktır. Sosyal devlet anlayışıyla kamu mülkiyeti açıkça korunmuştur. O kadar ki bazı kişilere çok büyük haksızlıklar yapılmış ama devletten hesap sorulamamıştır.

Konu bakan olunca devlet yerle bir olmuş ve kişinin karşısında boyun eğmiştir.

Ülkemiz yağma edilmektedir. Bitek araziler bile yağmaya kurban gitmektedir. Verimli topraklar inşaat alanı olmaktadır.

Bu kadar küçük bir ülkede 26 üniversite kurulacak ama sayı değil nitelik önemli diye nutuklar atılacak! Bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Halkla alay mı ediyorsunuz. 20 000 üniversite öğrencisinin kaydı var ama görülmüyor diye bilgiler yayınlanırken öğrencisini bile kayda değer vermeyen üniversitelerden hayır mı gelir? Yoksa denize nazır diploma hazır dedikleri üniversiteler mi isteniyor?

Yasadışı ve etik dışı işlemlerle üniversite kuracaksanız hukuk fakültesi de olacak mı?

Halkımızın yolsuzluklarla mücadele edecek durum olmadığına inandığı açıktır. Yoksa öyle bir ihtimal olsa yolsuzluk yapanlar arasında yarış işin sonunda bir hesaplaşmaya dönüşür ve sonunda halk bıkıp işe el koyar diye umulur ama yolsuzlar hesaplaşmıyor.

Mecliste muhalefet bu kadar etkisiz milletvekili ve muhalefet doğal olamaz diye dertlenmiyor. Dertlense çağdaş devletlerde muhalefetin iktidarı denetleme olanaklarını öğrenir ve elde etmek için içte ve dışta mücadele açardı. Avrupa Konseyi bu konuda asgari (en az) muhalefete saplanması gerekenler hakkında bir karar kabul etti ve üye devletlere bildirdi. Bundan yararlanıp bir daha gittiğimizde bizi kapıda bırakmalarını istemezsek bu kararı uygulayın dedikten sonra muhalif milletvekillerinin hak ve yetkilerini AKPM’ne bildirmelidirler. Susup oturmak olmaz. Nasıl olur da kürsüden bağıran milletvekilinin elinde bilgiler olmaz? İşaretleri gördükten sonra doğrudan bilgi alma hakkı olan bir Avrupalı milletvekili bilgilere hemen ulaşır. Bizimki neden ulaşamaz? Sormayacak mısınız?

Mali işlemlerin tüm izleri bankalardadır. Ortaçağ’ın mal ve paranın kimde olduğu sırdır anlayışı çağımızda sona ermiştir. Çağdaş devlet limited şirketlerden başlayarak gizliliği kaldırmıştır. İsviçre gibi ünlü bir para merkezi bile yasalarını değiştirip açılmıştır. Şeffaflık artmaktadır da…

Mahrem olan konu başka gizli olması başkadır. Nedensiz hesabım hakkında kimseye bilgi verilmez ama çok sayıda gerekçe ile bilgi alma hakkı vardır ve banka işlemleri de çok çeşitli usullerle gizliği kaldırmıştır.

AB bize masrafını da yüklenerek bankalarınızı denetleyelim diye başvurmuş ama bizimkiler reddetmiş!

İnanılacak gibi değil. Bize öğretin de biz denetleyelim diye demeç veren bir maliye bakanımız var. Maşallah!

Ey halkımız. Daha ne kadar uyuyacaksın. Başındakiler çeteleştiler ve halkın servetlerini har vurup harman savuruyorlar. Neredesin? Nerede isen orada yapabileceğini yapmalısın. Geç kalmak büyük kayıplara neden olur.

YKP uzun bir zamandır reform ve reorganizasyon diye aydınlatma çabasındadır. Bazıları bıktı ama ben bıkmadım. Reform ve reorganizasyon birçok dürüst insanın gücünü yolsuzlukları ortaya çıkmasına ve cezalandırılmak için yetkililerin belirlenip yetkisini kullanmayanın da suçlanmasına yarayacak şekilde kullanacağını kanıtlayacaktır. Şimdi devlet arazisi skandalı çıktı ve kim harekete geçmeli ve harekete geçmezse nasıl suçlanacak diye bakınıyoruz; bu sona erecek. Bunu isterseniz YKP’ye destek olun.

Partiler eylem ve dayanışma arayışlarındadır. Onlara da reform ve reorganizasyon için de iş ve güç birliği yapalım diye başvuruyorum.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
359AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin