Aslında söylenecek söz brakmayan net gelişmelerle, Kıbrıs resmen kendi resmini, kendi aldığı kararlar veya politik açıklamalrla yeniden netleştirdi. Özellikle, hala Kuzey Kıbrısı bağımsız gören veya kararları yetkilinin alıp masaya taşıdığı süreç, yeniden böyle olmadığını adeta haykırdı. Türkiyeleşme gerçeği, değişik nifuslarla bozulan defaktolar, alınan kararlar veya çıkarılan yasalalrla, adeta Kuzey Kıbrısın kimine göre Türkiye ilçesi, kimine göre ilhaklaşan alan olarak yeniden kendini üretti. Ama ayni yalanlar da devam etmeye de sürdü. Üstelik, bunlar en başta kendi kendini kandırma, Uluslar arası yapılarda tekarlanma şarkısının da acemice okunmasına devam edildi. Hala, Çavuşoğlu akıncı resmi ile söylenenler net şekilde tekrardan yaşanırken, Kıbrıs sorununda iki lider lafazanlığı da lakırtılaşarak devam ediyordu. Brakın konuyu gizleyip, başka telden çalıp çıkar sağlayanlar, resmen adına “barışçıl” denilen kesim de sanki Çavuşoğlu, akıncı açıklamaları olmamış gibi “iki lideri cesaretlendirme veya çözüm hemen şimdi” lafları söyleyip orada kalıyorlar. Üstelik, çözüm kelimesinin de altını da hiç doldurmuyorlar. Onlar soyut lafları tekrarlayıp, Akıncı saray rüzgarı ile teslimiyetin dilendirilmesine haklılık ararken de Kuzeyde başka gelişmeler de haykırıyordu. “Bunalr da oluyor”!***
Kıbrısın Kuzey yöresi yeni bazı gelişmeler de yaşıyordu. Takınılan lafların ve kendini boyunduruk zincirinde özbgür diye haykırırken, Türkiyeleşmenin yeni yerleşen siyasal adımları da atılmaya devam ediliyordu. Türkiyede adeta ülkenin korkuyla yönetilme şekline sokulan ve devlet içi gerilimin, toplumsal tüm muhalefeti ezme operasyonuna sokulan, Fetoculuk, şimdilerde net adımlarla Kuzey Kıbrısda da yaşanmaya başlandı. Önce, buradaki bazı askerlerin tutuklanıp götürülmesine pek de ses çıkmadı. Nedeolsa onlar TC kökenliydi bahanesi vardı. Derken, işler polise uzandı. Sorgulanıp tutuklanmaya başlanan polisler olayı ardından geldi.Ayrıca, gazetecilerin de Türkiye alakalı polise çağrılıp ifade alınması da sesizce geçirildi. Bunlar önemli gelişmeler! Üstelik, Kıbrıslılık Teşkilati halin ve koltukcu sevdasının da kültürleşmesi bukez Fetoculukta yeniden hisedilme aşamasına geldi. Özellikle birbirini Fetoculukla suçlama eylimlerinin olduğu bilgileri dolaşıyor. Değişik alanlarda listelerin olduğu da söyleniyor. Belli kesim, kendi dışındaki karşıtının Fetocu olduğu sohbetleri de yapılıyor. Bunlar Kıbrıslılığın savaş ve teşkilat dönemli, ganimet tipi yandaşlamanın eserelridir.
Başka gelişmeler de oluyor. Örneğin, artık işçi getirmek için izin gerekmiyor. Şirketler Türkiyeden diledikleri işçi yani emek sömürecek kişileri rahatca taşıma koşullu yasalaştı. Geride kalan alanları, hanedan tipi paylaşıma hızla koyma uygulamalarınınm, 3 önemli hanedanlık yönetim kesimindeki Denktaş, Atun ve Eroğlu aylelerinin kamusal alan alışlarında yaşadık. Bunların tepkileri ve örtmeler ise işin başka tuhaflıkları. Bu arada malumun ilanı, Kumarhane izindeki “bakanlar kurulu içi” savaşın da haberleri sızdı. Bunlar adeta Kıbrıs görüşmeleri denilirken, Kuzey Kıbrıs egemen elitinin nasıl işleğip, kalıcılaşarak Türkiyleşme ile geleceğe oynadığının son birkaç damlasıdır. Hele Serdar Danktaşın itirafı gayet güzel! “Yapılanlar yasalara uygundur* Etikliği tartışılabilinir”! Yasaların ahlaksızlığı adeta itirafın en net olanını yaptı. Böyle yasa veya uygulamalarla oluşan bölüşümle, Türkiyeleşme zırhı ile korunma yapısının önemli damlacıklarının güceliği ile sizi yeniden yüzleştirdim.****
Bizde Böylesi gelişmelerle, yine ordaburda Liderler görüşmelere giderken, sisemin ANgloAmerikan cepesinde de önemli gelişme ve değişmelere aday hamleler oluyor.Emperyalizmin önemli merkezleri, sistemin krizlerle çalkalanırken, yönetememe noktasında oluşu ve hegemonya gerilemesi ile bunun doldurulamadığı ortamda, Birleşik Kralık ile ABD gelişmeleri elbet önemlidir. ABD içi devlet çatışmalarının, uluslar arası boyuta dek yansıması, ingilterede 8 Hazirandaki erken seçimlerde İşçi Partisinin yeniden sol prokramla girmesi, bu sistemsel egemen devletlerin içinde de çalkantılar olduğunu gösteriyor. Başta Kıbrısın bu ülkelerden gelecek tavırlarda direk etkilenmesini düşünrüsek, bu adımları veya çalkantıları bilerek yorum yapmak da oldukça önemlidir.
ABD son başkanlık seçimiyle birlikte kazanan Trumpla birlikte, hem dünya siyasetinde sarsıntılar, hem de ABD devlet içinde de önemli çatışmaların olduğuna tanık oluyoruz. Bunları zaten sık sık yazdık. Bu gelişmelerin de birçok yerde çelişki veya kendine has krizleri de tetiklediğini gördük. Neyazık ki kendine sol diyen ve benim de yakınen bildiğim kişiler dahi “Trump Amerikan politikalarında değişim yapmayacak” ezberini söylediler. Sistemin oturduğu için kişilerin değiştiremiyeceğini de ekliyorlardı. Oysa, ABD gibi yerde hem de başkan seçiminde kişiden çok sermaye gücünün olduğunu unutanlara, Trump yeniden bunu acı derslerle anımsatıyorlardı. Bu işin genelindeki durum. Ayrıca, Amerika ile direk bizlik durum da pek birlikte tartışılmaması da başka bir handikap.
Amerikan sarsıntıları ve değişimler, öyelsine çalkantılı geçiyor ki her karar sonrası, Amerikan içinden dünyaya varan tepkiler de taşıyor. Belki de senelerdir Dünya kamuoyu böylesi bir Amerikanlaşarak direk yaşamadı. Nitekim, son iki önemli olay direk bizi dahi direk alakadar ediyor. Trumpun Paris iklim anlaşmasından çekilmesi, dünyadaki anlaşmaların bizat ABD tarafından kısa zaman içinde etkisizleştirme gerçeğini herkese kanıtladı. Hele “iklim ısınması yoktur* Bu uydurmadır” siyasal gerekçesi, bir kişinin keyfi açıklaması olamaz. Hele de ABD lideri için gerçekci değildir. Ama, ABD başkanı Trump Paris iklim anlaşmasından çekildi! Zaten, işin ironisi, sırf uzlaşma adına sermaye kesimine, özellikle ABD sermayesine epey taviz verildi. Anlaşma adeta sulandırılarak nerede ise hiçeleştirildi. Yine de Amerikan önemli sermaye kesimi karşıydı. Trump seçkisi de bundan dolayı oldu. Anlaşma bozulması, öyle bir kişinin keyfiyle değil, önemli sermaye kesiminin talebi olarak gerçekleşti. Tabi bilmem ki 5 Haziran Çevre gününde, aBD beslenmeli ilgili örgütler bu önemli gerçeğe nedenli önem verecek?
Mesaj net; hem de Çevre günü öncesi böylesi kararla ABD başkanının açıklama yapması da önemlidir. Bundan genele gidip, Dünyadaki iklimlerin bozulması eyer sermaye karına dönüşüyorsa, normal olan sistemsel gerçek olduğunu yeniden tekrarlanarak anladık.
Başka bir şey daha anladık: ABD Türkiye ilişkileri ve bölgesel durumlar! Trumpun eski Ulusal Güvenlik danışmanı Maykıl FLİN sorgusunda şimdi de Türkiye ayağı iyice sırıtmaya başladı. Flin Rusya ile ilişkiler eksenli aBD sorgusuna takılırken, görevi böylelikle kaybederken, birden Türkiye dosyası da yavaş yavaş duyulmaya başladı. Hele, Obama son döneminde Flintin bulunduğu görev nedeniyle bazı kesimlerle yaptığı işbirliği ile IŞİD karşı Raka operasyonunu Türkiyenin isteği üzerine engelemesi önemli bilgidir. Türk, ABD ilişkisinde Flint eksenli yeni bir sayfa daha bilgimize eklendi.Flintin ayrıca lobiclikte ABD Türkiye eksenli faliyetleri de ağır ağır gündeme düşüyor. Hele, Feytulah Gülenle alakalı Türkiye talepleri ve buna yönelik belgesel hazırlama haberleri de karmaşalı ilişkilerin yeniden konuşulacağını da anlatıyor.
ABD böylesi son gelişmelerle, yeni tartışmaların da merkezinde olmaya devam ederken, Devlet içi çelişkiler veya yeni siyasal hamlelerdeki sancılar, direk dünyayı sarsacaktır. Dünyanın en dokunulmaz Sudiler ve İsrail ile çizilen Ortadoğu yeni hamleleri, artık hepimize önemli sinyaler vermesi gerekir. Amerikan penceresi hergün yeni çelişkili bilgiler ve sarsıntıcı hamlelerle direk bizi de etkilerken, Adamızın garantörü Birleşik Kralıkta 8 Haziranda erken seçim yapılıyor. AB ayrılması biryana, işçi partisinin yeni sol seçim belgesi, konuşulmaya adaydır.
İngilterede AB çıkış kararının parlementodan geçmesi sonrası, Muhavazakar partinin önerisi ile iki yıl bekleme yerine, hemen erken seçime gidiliyor. Özellikle Muhavazakar parti oy oranının yüksek olması sonucu, bu seçimin baskın seçim olarak düşünenler de vardır. Hele, seçilen sol lider nedeniyle, işçi parti içi önemli sorunların yaşanması da Muhavazakarlar için fırsat olarak kulanılmak istendi. Yeni lider Mey, hemen bu kararla ikinci Teçır olma yolunda hamlesini yaptı.
Seçimlerde elbet bildirgelerle birlikte partilerin hedefleri konulur. İşçi Partisi Kormın öncülüğünde senelerdir unutulan sol bir prokramla seçime gidiyor. Seksen başından beri unutulan sol içerikli kamusal politika, Kormın başkanlığında işçi partisinin prokramı olarak karşımıza geldi. Demiryolları, Su şirketlerinin özelden kamusalaştırılmasına, Ünüversitelerin bedava olmasını, okul öncesi çocuklara kreşlerle bedava bakmak gibi unutulan sol prokramları işçi partisi yeniden halka sundu. Sermaye ise demogoji ile imajı kulandırarak, “50 bin sterlin üstü” konulacak vergileri sanki tüm gelir sahiplerine konulacağını probagandalaştırıp, işçi partisini klasik neoliebral suçlama cenderesine koydular.
Bir ek daha; Mançester katliyamı daha dün yapıldı. Nedeni malum. İngilterenin Ortadoğu ve özellikle Suriye politikasının ülkeye geri dönen saldırısı oldu. İşçi Partisi bu politikaları eleştirirken, Mey bunun devamını ve hat ta daha da çok silahlanma ve müdahaleleri koydu. Kormının, resmen bazı Natodan Filistine varan değişim madeleri de vardır. Bunların elbet karşılığı veya desteklenmemesi de Britanya halkına kaldı. AB konusunda işçi partisi anlaşarak derken, Muhavazakarlar ise bildiklerini okuymaya devam ediyor. Muhavazakarlar hep göçmen düşmanlığı ve terör korkusuyla ulusal duygularla resmen milliyetciliğe oynuyor. Bakalım, senelerdir ilk defa ingilterede sol prokramlı bu seçim neleri gösterecek.