Gerçekler gizli kalmaz. Sürekli halkın gündemini işgal ederek bir süre saklanabilir ama sürekli gizlenemez.
Başta bir iktidar varken ve demokratikleşme hareketi, sivilleşme hareketi içinde olduğunu göstermeye çalışırken işbirlikçilerinin içinden bir yobaz takımının devlette yuvalanmasını seyretti ve kendi rüyalarına ulaşacağını sanarak göz yumdu. Ama nerde ise paçayı kaptırıyordu. Yıkılmasını önleyen işbirlikleri arasında askeri darbelere karşı olanlar olmasa yıkılacak gibi idi.
Şimdi yobazlığın yuvası olan ve devletin beslediği yetmezmiş saçma bir kutsallık atfedilen vakıf mallarının desteklediği diyanet sözde darbenin düzenleyicisi Fetullah’a saldırıya geçti. Güya onun açıklamalarında İslam’a aykırı ve şirk gibi olan safsatalar varmış diye onun itibarsızlaştıracak. Ancak kendi kurumunun deve sidiğinin yararlarını anlatan ve dinde reform olmaz ve muhafazakâr suni görüşler Kuran kadar kutsaldır ve aksi dinsizliktir diyen görüşler Fetö gibilerden ayırt edilebilir mi? Boşuna çaba! Örneğin gördüğü rüyaları yorumlasın diye gittiği üfürükçü tarafından tecavüz edilen kadına üfürükçülüğü yani rüyaların arkasındaki şeyin üfürükçünün değil bilimin konusu olduğunu mu anlatacak yoksa Kuran’da rüyalarla ilgili mesellere değinilmesi yüzünden mollalara veya üfürükçülere gidilmesini mi öğütleyecek.
Kısacası diyanetin anlattığı ve sahip çıktığı uydurmalara katlanan Fetö gibilere de kanacaklar değil mi?
Diyanetin yapması gereken Laikliği içine sindirmek ve insanları halkın serveti ile beynini yıkamaktan vazgeçmektir. Diyanet sadece muhafazakâr İslam’ın kendi içindeki çelişkilere ve günün gerçeklerine uymayanlara inanmayanları dinsizlikle suçlayanlara karşı çıkması ile yararlı olabilir. Yoksa o külliyatta tek bir hata yok demeye devam ederse hazır yiyici mollalar arasında daha kurnaz olan ortaya çıkabilir.
Demokratik hukuk devleti mollalardan korkmaz ama laf ola demokratik hukuk devletleri zaten zayıftır. Nitekim havadan geçinen bir sürü hazır yiyici beslenir, kimse liyakat aramaz, popülistler seçimlerle güç elde etmek peşinde koşmak için o kurnazları yanlarına almaya çalışır ve muhalefet sıfır etki ve güce sahip olur. Yuvalanmak için daha iyi bir ortam olur mu? Laikliği savunması yetmez. Onu işgal etmeyi akıl edecek de ortaya çıkar.
Yeni Fetölerin otaya çıkmaması için KHK değil demokratik hukuk devleti gerekir ki onun gücü hukuktur ve devleti hukuk yoluyla yönetmek ve keyfiliğe geçit vermemek temeldir. Rahoy İspanya’da mahkemede, Trump koltuğunun sallandığını görüyor ve hukuk devleti gücünü gösteriyor. CHP ise zaafı ise gözler önünde mebusu Tanal, “Şu anda İçişleri, Adalet, Sağlık Bakanlıkları Menzil tarikatının elinde. Emniyet mensupları tayin terfi alabilmek için Menzil’den referans alıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Devlet böyle cemaat kültürüyle idare edilemez. Sizin referansınız liyakat olacak. Liyakatın olmadığı ülkede kayırmacılık vardır, eşitlik olmaz, hukuk devleti olmaz, insan hakları olmaz” ifadelerini kullandı. Ama liyakatin nasıl ve nerede ölçülüp kaydedildiğini ve gereğinin yapılıp yapılmadığını izledi mi? Yok ki kayıt. Onlar da kovalamıyor ki halk izlesin.
Kısacası olmayan hukuk devleti üfürükçülere paçayı kaptırıyordu. Diyanet utanmış da Fetö’yü halka tanıtmakta geç kalmakla vicdanı sızlamış! İyi de diyanet internetinde yayımlanan hurafeleri ne zaman ayıklatacak?
Sahabe falan deyip onlardan alıntılara yorumlar getirip fetvalar verenlere kutsallık atfetmekten vaz geçmeden iyileşme olmaz ki!
Söylesin bakalım kısasa kısas deyip kızına tecavüz edenin kızına tecavüz cezası vermek mubah mıdır? Mübah deyip de mubah yazmaya beni mecbur eden bu kafayı ne zaman değiştirecekler. Nur risalelerinin en iyi ve üstün Kur’an tefsiri olduğuna kiminle karar verdiler? Rüya tabirinin fal bakmaktan öte bir anlamı olduğunu kim ölçecek?
Bu çağda bir devlet mollaların eline askeri darbe ile geçiyordu ama başındakiler göreve devam ve kurtuluşun umudu onlara dayalı… liyakat tek çare diyenler arasından bile çok kişinin oylarıyla anayasayı bile değiştirdiler. Çok ayıp bu mu seviye!