Zeytinlik ve Girne İnisiyatifleri ve Girne-Çatalköy İmar Planı – Halil Paşa

4173

“En kötü plan bile, plansızlıktan çok daha iyidir!”

Şehirci arkadaşıma öyle anlatmış üniversitede çok değer verdiği hocası. O da bana bahsetti geçtiğimiz günkü Girne İmar Planı toplantısının arasında.

Önce Templos sonra Girne İnisiyatifi ile tanıştı Kuzey Kıbrıs sivil hareketi. Sonra da İmar Planına kadar giden hareketli bir süreç yaşandı. Girne için acil bir İmar Planı Girne ve Zeytinlik İnisiyatiflerinin, her ikisinin de nihai talepleriydi.

Bu arada her iki örgütün mücadele sahaları, izledikleri yöntemler bazen çakıştı bazen de oldukça farklılık arz etti. Zeytinlik İnisiyatifi pankart açtı, kavşaklarda bir araya gelerek düdük çaldı eylem yaptı, radyo ve tv programlarına çıkıp sorununu anlattı, günlük gazetelere haber olacak eylemler, basın toplantıları ve açıklamalarda bulundu. Ancak çalışma sahası daha geniş olan Girne İnisyatifi, bunlara ek olarak, köy gezdi, yürüyüş gerçekleştirdi, denizden gemiyle eylem yaptı, siyasilerden çok belediyelerle uğraştı ve sık-sık toplantı yapıp sürekli kararlar üretti.

ZEYTİNLİK/TEMPLOS İNİSİYATİFİ

Zeytinlik, Girne’den önce örgütlendi diye yazmıştık. Bir köyün kendi sorunlarına militanca ve uzun soluklu karşı çıkması, basında uzun süre ses getirdi. Şöyle süreç nasıl başladı bir özetleyelim…

Zeytinlik sakinleri bir sabah kalktıklarında köylerinde çok katlı yurt binalarının yapılacağıyla ilgili duyurularla karşılaştılar. Hemen birbirlerini haberdar ederek örgütlendiler. İyi İdare Yasası gereği halka danışmayı gerektiren toplantıya, örgütlü ve basını da yanlarında alarak gittiler.

İnşa edilecek yurtların kısa süre sonra, köylerinin yeşiline, tarihi dokusuna, siluetine, öğrenci nüfusundaki artışla demografik yapısına ve nihayet sakin yaşamına darbe vuracağını, köydeki yaşam kalitesini aşağıya çekeceğini söylediler. Hem Zeytinlik Girne’nin akciğeriydi ve betonlaşması halinde bu Girne’yi daha da nefessiz kalacaktı.

İnisiyatif üyeleri ilk kısa vadeli hedeflerinde, dört katlı yurt binaları yapımına cevaz veren mevcut Emirname’nin, Zeytinlik köyü ile ilgili maddesinin değiştirilmesini talep ettiler.

Bunun için aylarca süren mücadelelerinde, evlerinde rutin toplantılar düzenlediler. Kendi sloganları düşünüp pankartlarını yazdılar. T-Shirtler bastırıp eylemlerinde giydiler. Yasaları incelediler, toplanılıp aralarında tartıştılar, demokratik kararlar aldılar, kavşaklarda pankart açıp eylem yaptılar. “Köy Benim, Karar Benim”, “Bundan Digomaya kadar yolunuz var”, “Çocuklarımız sizi affetmeyecek” akılda yer eden ilginç sloganları oldu.

Hem haklılıklarına inandılar ve hem de basında haber olmayı başardılar. Cumhurbaşkanını, Başbakan Yardımcısını ve üç bakanı makamlarında ziyaret ettiler. Her birine yazılı olarak taleplerini sundular.

Kimi zaman küçümsendiler, kimi zaman cesaretlendirildiler.

Kimi zaman hafife, kimi, zaman ciddiye alındılar.

“Boşuna uğraşmayın nasıl olsa bir şey olacağı yok” diyenlere değil, mücadelelerini takdir edenlere kulak astılar. Sonunda siyasiler ikna oldu ve Zeytinlikle ilgili Emirname değişikliği gerçekleşti ve köyde inşaat iki katla sınırlandırıldı.

Bu arada mücadele içerisinde köy sakinleri yakınlaştı. Komşuluk kültürü canlandı. Bir sabah bir araya gelerek, farkındalık yaratmak için köylerinde ilk temizliklerini de yaptılar.

Daha yeşil pek çok projeler için tahayyülleri de var.

Emirnamenin kısıtlamasına ve köy sakinlerinin bunca mücadelesine rağmen inadına yurt inşaatı yapanlar olmadı mı?

Kişinin para hırsı olunca, kamu çıkarına ya da yaşam kalitesine vereceği zararı nedense düşünmez!..

Zeytinlerin kesildiği birkaç arazide harıl-gürül yurt inşaatları sürüyor sürmesine de…

Yine de Zeytinlik, Girne’nin Edremit’ten sonra en büyük tarım toprağı yüzdesine sahip köyü olmayı sürdürüyor.

GİRNE İNİSİYATİFİ

Zeyko’nun öncesinde Kıbrıslı işadamına, onun da Kaya Grubuna peşkeşiyle elde edilen rantın, kamuya vereceği zarara karşı ayaklanıp yolu trafiğe kapatan Ayyorgililer, hızlı başlayıp nedense erken kapattılar bu defteri.

Peşkeşin sonrasında Kaya grubunun deniz kıyısındaki otel inşaatında, fazladan çıktığı kaçak katlar, emirname değişikliğine gidilerek yasallaştırılacaktı.Bunun için danışma toplantısı düzenleneceği ilan olundu. 3 Ağustos 2016 tarihinde, Leymosun Kültür Evi, öyle bir kalabalığa, öyle bir tartışmaya sahne oldu ki… Emirname değişikliğine karşı toplantıya giden Girne ve bölgenin sakini katılımcılar, binaya sığmadı dışarıya taştı. Müdür toplantıyı çaresiz ertelemek zorunda kaldı.

Oradaki tartışmanın sinerjisiyle Girne İnisiyatifi ilk toplantısını Zeyko’da bölge sakinleri ile yaptı.

O gün bir evde gerçekleşen toplantıda bir elin parmakları kadardılar…

İlk eylemlerini ellerinde pankartlar, davul ve düdüklerle, küçük bir karnaval alanına çevirdikleri Hirondel Kavşağında yaptıklarında, tarih 10 Ağustos 2016’yı gösteriyordu.

DanışMA Değil, Danışma!” “Rant Değil Planlama!”, “Halk Peşkeşi Affetmeyecek!”,

“Şimdi Girne’ye Sahip çıkmanın Tam Zamanı” “Girne Rant Kapısı Değildir”. Bütün bunlar Girne İnisiyatifinin hafızalarımızda yer eden sloganları oldu.

İnisiyatif “Planlı Kentler Bildirgesi”ni imzaya açtı ve isteklerini 4 maddede özetledi:

  1. Kent sınırları içerisinde bulunan kaçak yapıların yasalara uygun olarak durdurulması ve kaçak bölümlerle ilgili, İdare tarafından gerekli işlemlerin yapılması,
  2. Yürürlükte bulunan emirnamelerle ilgili tüm değişikliklerin askıya alınması,
  3. Yeni yasama döneminin açılması ile birlikte en geç 2016 yılı sonuna kadar 55/89 sayılı İmar Yasası’nda değişikliğe gidilerek merkezi yönetimle yerel yönetimlerin görev, yetki ve sorumluluklarının yeniden tanımlanması ve bu çerçevede imarla ilgili süreçlerin yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşların demokratik katılımını esas alacak bir biçimde yeniden düzenlenmesine olanak verilmesi,
  4. Emirname düzeninin ortadan kaldırılarak imar planlarına dayalı bir sisteme geçilmesi…

Öte yandan Kaya grubu çıkacak Emirname yoluyla “fazladan çıktığı kaçak katları yasallaştırmaya” çalışmakta ısrarcı olur. Girne İnisiyatif ise bir yandan “kaçak yapıların yasalara değil, yasaların kaçak yapılara uydurulması” anlamına gelen ve betonlaşmayı artıracak, öte yandan zaten keşmekeşe dönmüş Girne trafiğini daha da kilitleyecek emirnameye engel olmakta kararlı davranır. Dahası kanalizasyonu verimli çalışmayan belediyenin ve pek çok otelin atıklarıyla kirlenen kıyıların, emirname değişikliğiyle (sahillerdeki yeni otel inşaatlarına uygulanacak kat artırımıyla) daha da vahim hale geleceğini açıklar.

İnisiyatif, miting düzenler. Halk ile olabildiğince aydınlatıcı toplantılar gerçekleştirir. Radyo ve televizyon programlarına katılır. Kararlarını şeffaf bir şekilde ve üyelerinin birbirlerini ikna etmesiyle alır. Aslında İnisiyatif iş bölümüne gidecek çeşitli mesleklerden kadrolara sahiptir ve İmar Planı’nın gerekliliğine sürekli vurgu yapar.

Bu arada Girne Belediyesi İmar Planı için vites artırır.

Kaya Grubu ise, kendisine, kaçak çıktığı katlar için ilgili bakan ve yerel yöneticilerin verdikleri sözlerle ilgili gazetelere demeç vermekten kaçınmaz.

Bu açıklamaları onun kamuoyunda mevcut yasalara meydan okuması olarak kabul görür.

Girne İnisiyatifinin çalışmaları, beş belediye başkanının bir araya gelmelerini sağlar. Beş belediye, emirnameyle ilgili halka açık danışma toplantısı öncesinde, sivil toplum ve diğer meslek gruplarının yer alacağı geniş ölçekli bir tartışma ve görüş bildirme toplantısı düzenler.

Yüksek Yönetim Denetçisinin emirname değişikliğiyle halkın plajlara nasıl ulaşacağına dair sorusu ile İnisiyatifin dört maddelik planlı kentler bildirgesi toplantıya damgasını vurur.

Ancak merkezi hükümet, emirnamenin çıkarılmasında (bugün artık İmar Planı tasarısında da hatalı olduğu ortaya çıksa da) diretince, ilgili müdür, kendisine göreve atayan bakanın dediğine uyar ve danışma toplantısındaki eleştirilere kulaklarını tıkar. Bu durum liyakata göre değil de, siyasete göre yapılan müdür atamalarının yanlışlığı da bir kez daha gözler önüne serer. Ve birkaç gece sonra, gizlice, yangından mal kaçırır gibi emirname değişikliği yayınlanır. Girne İnisyatifi de yasal hakkını kullanıp emirnameye karşı dava açarak anında durdurmasını bilir.

Girne Belediyesi ise Kaya Grubunun fazladan çıktığı katlara karşı açtığı haklı davasını, protokol imzaladığı otel sahibine güvenerek ilerletmeyince, İnisiyatif de bir artık kendi olanakları ölçüsünde, destekleyenlerine ve Girne halkına dayanarak mücadelesine kaldığı yerden devam eder.

İMAR PLANI

26 Ağustos Çarşamba günü Girne-Çatalköy kentlerinin İmar Planı için danışma toplantısı yapıldı.

Girne İnisiyatifi daha birinci yılını doldurmadan İMAR PLANI da taslak olarak ortaya çıktı. Kırk iki gün sonra gelen önerilere göre de son halini alacak.

Elbette İmar Planının hazırlanması için, işinden, evinden, düzeninden, rutininden, fedakarlık eden her iki İnisiyatif üyelerinin de bunda katkısı büyüktür. İşin ucunda kişisel değil ama kamusal kazancın olduğu bir mücadele için fedakarlık etmek vardır… Sanırım yurdunu sevmek de böyle bir şey olmalıdır.

İmar Planı kolay bir iş değildir ve bunda emeği geçen başta Şehircilik olmak üzere iki belediyenin konuyla ilgili çalışmalara katkıda bulunan personeli de, elbette takdiri hak etmektedir.

Direnerek çoğalmak, haklı olduğunda sonuna kadar ısrarcı olmak, bunun için fedakarca çalışmak ve sonunda siyasilere ve bürokratlara baskı unsuru olup işi bir yerlere taşıyabilmek.

İki İnisiyatifin üyeleri de koca bir alkışı hak ediyor olsalar da daha işin başındalar…

Girne sakinlerine, temiz bir deniz, sokakları, kaldırımları ve trafiğiyle düzenli bir kent, yeşil bir alan, temiz bir hava bırakılmadığı sürece, İnisiyatifler de yönetenlerin yakasını bırakmamalı. Zaten bırakmayacak gibiler.

Girne kurtulduğunda, İnisiyatifler de, belediyeler, siyasiler ve bürokratları yani bizi yönetenler ancak o zaman “rahat” edecekler…

İMAR PLANINA SAHİP ÇIKMAK

Şimdi önemli bir sorun daha var.

Kaç kişi, kaç uzaman, kaç Girne sevdalısı, hangi sivil toplum örgütleri, şirket, müteahhit bu 42 günlük süre içerisinde, İmar Planında, kamu yararı adına bir şeyler üretecekler?

Eksikliklerin neler olabileceğine çalışıp, önerilerini yazıp Şehircilik ve Planlama dairesine gönderecekler?

Ve hangileri, Planın yasalaşacağı 42 günü, kamunun değil de cebinin yararına fırsata dönüştürmek için çok katlı bina inşaatlarının onayı için başvuracak?

Bu sorunun cevabında mı saklıdır Girne ve yurt sevgisi?

Hem bir şey daha var!

Şimdi ipler Şehircilik dairesinin, dolayısıyla da hükümetin elinde. Peki kendi imar planına sahip çıkmayacaksa ve fırsatçılara, rantçılara prim verecekse neden bu imar planını ortaya attı ki bu şehircilik ve neden bu sürece destek verdi ki bu hükümet?

Ve son olarak…

Şehircilik dairesi müdürü, Girne-Çatalköy Belediye Başkanları ve nihayet bakanlık…

Bilinen bu fırsatçılığa karşı önlem alacaklar mı yoksa gözlerini mi kapayacaklar?

Yaşayıp göreceğiz…