Ne isterse olsun, şu anda Türkiye’de yaşananlar elbette akıl tutulmasıdır. Şimdi daha önce daha mı iyiydi?, diye sorulacaktır. Elbette iyi değildi. Askeri idareler de hep demokrasiyi altüst ettiler ve Türkiye siyasetiyle, kültürüyle, ekonomisiyle hep geriye gitti. 2002 ‘den sonra AKP ve RTE iktidarı bir müddet sözde liberal gibi davrandı, bu liberal gibi davranmasının gene de ekonomik götürülerini yedi- yuttu ve sahte bir vizyon gösterdi. Güya AB normlarını uygulayacaktı ama daha sonra bu iki yüzlü politikasını çıkardığı yasalarla, yok güvenlikmiş, yok stratejik derinlikmiş diyerek bir bir bertaraf etmeye başladı. Kürtler konusundaki sözlerini de geriye aldı ve İslamcı-faşist bir anlayışı sunmaya başladı. Şu anda tek adam diktatörlüğü ve faşizmiyle despot, anti demokratik, totaliter bir yüze bürünmüş durumda.Ama şu anda gene demokrasi olmadığından ve abuk sabuk, insan haklarına uygun durumlar olmadığı için, gene Türkiye geriye gitmekte. Kendisini Allah gibi görüp saltanatını ilan eden, hatta 12 Eylül anayasasını ortadan kaldırmayıp saltanat sürmeye başlayan yeni Sultan, Türk ekonomisini, demokrasisini ve de demokrasisi olmadığı için alt yapısını da altüst etti. Üst yapısal bozulmalar Türkiye’nin herşeyini götürüyor. Daha önce Suriye ile başlayan maceralar ve düşüncesizliklerle çılgınlıklar, şu anda eğitiminden tut ekonomisine kadar yansımış ve Türkiye’yi kemiren kurtlar olmuştur. Son zamanlarda Darwin tartışmasıyla başlayan ve açıkça bilime darbe vuran olay, elbette Türkliye’nin itibarını altüst edecek ve bu arada Türkiye’de görülen ekonomik gerilemeye de büyük darbeler indirecektir. Kapitalist anlamda düşünseniz bile, şu anda %85 üretilmiş endüstri mallarını bile Avrupa’ya satan Türkiye, teker teker tüm Avrupa ülkeleriyle takışan, onlara her gün savaş ilan eden bir devlet başkanına sahiptir. Açıkçası Türkiye her geçen gün kendi gırtlağını kesen bir zavallı adama bürünmüş. İntiharı beğenmiyor, daha da kötüye gidiyor. Peki bu halde yabancı yatırımcılar niye Türkiye’ye yatırım yapsınlar? Kendi güvenliği bile olmayan bir ülkeye niye gelip yatırım yapsınlar? Bu adamların aklılarında zorları mı vardır? Bu yıl Rusya’dan sonra Türkiye’ye turist gönderen Almanya ile kavga etmekte Türkiye Cumhurbaşkanı. Onu bırakın Merkel artık “Gümrük Birliği Andlaşmasını da gözden geçireceğiz” diyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Türkiye’ye AB ambargo koyacak demek. Bu arada gene Türk asıllı milletvekilleri bile AB parlamentosunda Türkiye’ye ambargo konulmasını, Türkiye’ye baskı yapılmasını savunuyorlar. “Quo Vadis” yeni Sultan?
İnsan Haklarında sıfır alıyor Türkiye. Kendi insanlarını, kendi beyinlerini kodeslere tıkıyor. Bir paranoya ki herkesi alabandaya almış. Bir zamanlar tarikatlarla böyle sıkı fıkı olmasını eleştiren insanları da sarmış paranoyalar ve şüphecilikler. Ordusu bile etkilenmiş. Beyin takımları, komutanları, ya tutuklanmış ya da tasfiye olmuşlar. Büyük bir akıl tutulması bu. Düşürülen Rus uçağına önce destek verip tezahürat yapan Cumhurbaşkanı, birkaç hafta sonra bu işi Fetö’cüler yaptı deyip işin içinden çıkıyor. Darbe yapıldı deniyor ama darbeyi yapanlar, kınayanlar da kodesi boylamış. Kanun hükmünde kararnameler, seçimlerin OHAL de olmayacağı söylenmesine rağmen herşey ama herşey, referandum da dahil OHAL’de oluyor. İnsan Hakları ve özgürlükler var deniyor ama gün geçmiyor ki dernekler, gazeteler, örgütler kapanmasın, Bankaların mallarına el konmasın. Aileler, partililer, şüpheci iddialarla ihtiyar kadınlar, memleketin masum insanları hapislere tıkılıyor. Bir akıl tutulmasıdır, bir çılgınlıktır ki aldı başını gidiyor. Bu arada muhalefet eleştiri için ağzını açtığında gene tutuklanıyor. Parti başkanları hapishanelerde, milletvekilleri hapishanelerde… Memlekette güvenlik kalmadı diye doğru bir söz söyleyen ana muhalefetin başkanı da tutuklanma tehditleri alıyor. Yahu, adam krallığını ilan etmiş, ama kendi partisi içinde bu durumu eleştiren , demokratik davranan yok. Herkes tek bir adamdan çıkan sesi tanrı vahyi diye benimsiyor ve kabul ediyor. Kayıtsız şartsız biyatla insanlar herşeyi kabul edip o tek kişiyi savunmaya çıkıyor. Ne biçim bir tanrı kelamı bu, ne biçim bir kabulleniş yarabbi! Hiç eleştirel düşünce yok. Ülke pek tabi ki insan hakları ihlallerinde ve anti demokratik baskıcı uygulamalarından dolayı demokraside, dünyanın en sonuncusu, sonlarda bir ülke haline gelmiş. Artık İkinci Dünya Savaşı’nın Nazi Almanyası’nın peşinde. Ekonomi iflas, demokrasi iflas, eğitim iflas, sonra da darbeyi bastırdım diye bu zat, demokrasiyi ihya edeceğine, demokrasiyi ortadan kaldırıp kendi diktatörlüğünü ilan ediyor.Battıkça batıyor, geriledikçe geriliyor ve tüm bunlar olurken daha da kızgın daha da baskıcı olup çıkıyor.
Yapılan kamuoyu yoklamaları veya anketleri artık hızla kaybetmekte olduğunu göstermekte. Bu curcunadan kurtulmak için içte ya da dışta ya büyük bir kaos yaratacak, ya da büyük bir savaş çıkaracak. Mesela Ana Muhalefet partisi başkanını tutuklatıp yeni bir hengame yaratabilir çünkü onun nefes aldığı ortam sadece kaoslar. Türkiye geriliyor, Türkiye son hızla sona doğru koşuyor artık.
Türkiye çok zor durumda…