YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı Öğretmen Akademisi ile LAÜ arasındaki protokol ile yapılmaya çalışılanların çok net olduğunu vurguladı, mücadeleye destek belirtti. Açıklama şöyle:
Öğretmen Akademisi ile LAÜ arasındaki protokol bir süredir kamuoyunda tartışılmaktadır, haklı olarak KTÖS ve akademi öğrencilerinin tepkisine neden olmaktadır, YKP olarak dayanışmamızı ortaya koyarız…
Sendika ve birçok kurumun belirttiği gibi, esas niyetlerden biri Kıbrıslı Türklerin yönettiği kurumlardan birini daha kapatmaktır, bunu protokolü okuyan herkes rahatlıkla anlayabilir. Tartışmalardan anladığımız Sayın Berova’nın kesin olarak protokolü henüz okumadığıdır…
Sayın Berova’ya tane tane anlatmamız gerekirse, bir doktor olarak bilecektir ki, benzeri bir protokol süreci Hemşirelik Yüksek Okulu için de yapılmıştı, özel okul bünyesinde bir sürü vaatlerle devam edecekti ve sonucunu sanırız yakından bilmektedir… Bu nedenle arşivler unutmaz, sözler verirmiş gibi yaparken geçmiş örneklere bakıp, dikkatli olmasını hassasiyetle öneririz.
Bunun yanında başka bir tehlike, yıllardır tartışması yapılan okul öncesi ve ilkokul öğretmeni yetiştirme konusunda, akreditasyonda yaşananlar için arka kapı yolu denendiği anlaşılmaktadır. İsmi çok tartışmalı olmayan LAÜ aracılığı ile okul öncesi ve ilkokul öğretmeni yetiştirme akreditasyonu özel üniversitelere de kaydırılmak isteniyor, protokol buna da aracı olacak…
Protokolün haklılığı için kamuoyuna sıralanan gerekçeler de bir kez daha plansız ve programsız yapılan işleri bizlere hatırlattı… On yıllardır öğrenci sayısı belli olan bir kurum için önce akademi yapılması, sonra koca bina yapılması, bugün ise ‘koca bina atıl mı kalsın’ sorusu ile Öğretmen Kolejini adım adım kapatma sürecine zemin arandığına şahit olmaktayız. Giriş kapısı yönünün bile yanlış yapıldığı, zaman zaman sağlamlığının tartışması da gündeme gelen Akademi binası hangi plan ve program çerçevesinde bu hali ile yapıldıydı? Bu bina yapılma sürecinde birilerine rant sağlandı mıydı? Bina atıl kalmasın diyenleri bu soruları cevaplamaya çağırırız… Her şeye rağmen bina ordadır, bu bina hizmet içi kurs merkezine dönüştürülebilir, bu bina içine ölçme değerlerdirme ve program geliştirme merkezi kurulabilir yani eğitim sistemini ve eğitimcileri geliştirecek bir yapıya dönüştürülebilir. Ama bu binanın en son yapılacağı şey ise yeni bir üniversite kampüsüne dönüştürülmesidir!
Bu bina tartışması yalnız Akademi binası ile ilgili değildir. Doktor bulmakta sorun yaşanırken dev hastanenler yapma girişimlerinin de bizleri nerelere sürükleyeceğinin işaretlerini taşıdığı için de önemlidir. Yarın benzer protokoller sağlık sistemi için de gündeme gelebilecektir.
Kıbrıs’ın kuzeyinde tüm sektörler rantın insafına terk edilmiştir. Kamusal olması gereken sağlık ve eğitim de üniversite tabelası taşıyan kurumların zengin sahiplerinin iştahını her zaman kabartmıştı, doyumsuzca taleplerini devam ettiriyorlar. Son protokol ile eğitimden daha da fazla rant elde etmek için de böyle operasyonlar yaptıkları anlaşılmaktadır.
YKP, eylemleri devam eden KTÖS ve akademi öğrencileri ile dayanışmasını bir kez daha ortaya koyar, kurumlarımıza sahip çıkma ve rant için kamusal varlıkların yağmalanmasına karşı daha fazla direniş çağrısı yapar…