YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı, Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden de sorumlu Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, katıldığı bir televizyon programında Kıbrıs’ın kuzey kesimine şehir hastanesi yapılacağını açıklamasına tepki gösterdi ve Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) şehir hastaneleri konusundaki açıklamalarını referans göstererek “şehir hastaneleri kamu sağlığına zararlıdır” dedi. Açıklama şöyle:
Recep Akdağ, katıldığı bir televizyon programında “Lefkoşa’da, Türkiye’deki şehir hastanelerine benzer bir hastane yapacaklarını” söyledi ama bu doğru değildir.
Neden doğru değildir?
Bunun sebebi Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) “neden şehir hastanesi” sorusuna verdikleri cevaptadır. Bunlar devlet hastanesi değildir. Türkiye’de yapılan şehir hastaneleri, bedelsiz olarak şirketlere tahsis edilen Hazine arazileri üzerine özel şirketler tarafından yapılır. Bu hastanelerde Sağlık Bakanlığı kiracıdır. Mülkün sahibi olan şirketlere Sağlık Bakanlığı en az 25 yıl boyunca kira ve bina bakım parası öder.
Yani Lefkoşa’da yapılacak olan şehir hastanesini Türkiye Cumhuriyeti yapmayacak, kendi sermayesi ile özel şirket tarafından yapılması için ihaleye çıkacak! Tıpkı Ercan’da olduğu gibi! Şehir hastanesi için arazi özel şirkete bedelsiz verilecek, yap işlet devret mantığı yani kamu özel ortak girişiyle bir sermaye tarafında Lefkoşa şehir hastanesi yapılacak! Hastane yapımı için ne TC, ne de burdaki hükümet para ödemeyecek ama sonrasında oradan alınacak hizmetler için bütçe olanakları çerçevesinde hasta ve hizmet karşılığı bütçe olanakları çerçevesinde ödeme yapılacak! Bütçe imkan vermediği koşullarda her bir hasta kendi tedavisi için gereken masrafları ödeyecektir. Bunun özel sağlık sigortası ile kamufle edilmesi de durumu değiştirmez, paran kadar sağlık hizmeti alma devri başlayacak!
Lefkoşa şehir hastanesi yapılması durumda, başka kamu hastanesi alternatifi olacak mı? Bunun cevabı da şu aşamada Türkiye’de yapılan şehir hastaneleri pratiklerinde görülebilir. Gene TTB verdiği bilgilerde şehir hastanelerinin yapıldığı yerlerde yatak kapasitesi artmadığına dikkat çekilmektedir. Bunun nedeni ise yüzde 70 doluluk garantisi ile ihaleye çıkılması yani mevcut hastanelerin kapatılması ve hastaların özele kanalize edilmesi söz konusudur. Ortada gene alım garantili bir proje vardır. Yani Lefkoşa şehir hastanesi hayata geçtiğinde Burhan Nalbantoğlu hastanesi kapatılacaktır!
Gene Türkiye’deki örneklerden gördüğümüz, Lefkoşa şehir hastanesi için bir döner sermaye oluşturulacak, kira ve hizmetlerin karşılanması sağlanmaya çalışılacak. Eğer yetersiz olursa sağlık bakanlığının ayırması muhtemel diğer fonlar devreye girecek. Ama burda öncelikli ödenecek olan özel şirketin giderleridir. Sağlık çalışanlarının nasıl ödeneceği kuşkuludur çünkü Türkiye Sayıştay’ının döner sermayeler için hazırladığı raporda, Türkiye’de herhangi bir sermayenin dönmediği gösterdiği ortaya koymaktadır. Benzerin burada da olacağı düşünmek mümkündür. Bu nedenle şehir hastanelerinin yapılması durumunda sağlık hizmetlerinin ve sağlık çalışanlarının nasıl ödeneceği ciddi tartışmalı konudur.
“Lefkoşa şehir hastanesinin” anlamı kamusal sağlığın özelleştirilmesi, sağlık alanın da cemaatlere ait bir yeşil sermaye peşkeş çekilmesidir.
Kamusal sağlığın özelleştirilmesine karşı YKP, tüm kesimleri, HAYIR demeye, 7 Ocak’ta bu özelleştirmeyi gerçekleştirecek olanların seçileceği ACENTAlara karşı sandıkta değil, sokakta mücadeleye çağırır!