HAYIRlı seçimler

1551

YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı Pazar için “hayırlı” seçimler diyerek halkı iradesine sahip çıkarak boykota katılamaya çağırdı. Açıklama şöyle:

Yeni Kıbrıs Partisi olarak, erken genel seçiminde taraf olmayacağımızı duyurmuştuk.

YKP olarak her seçimi kendi koşullarında değerlendirerek kararlar ürettiğimizin ve bu kararları verirken de kılavuzumuzun yaşadığımız toplum ve bütün dünya üstündeki yaşamın daha eşite, daha özgüre, daha adile doğru evirilmesi olduğunun altını bir kez daha çizeriz.

Bu seçim propaganda sürecinde de ağırlıklı olarak toplumu ilgilendiren siyasi konuların değil adayların yaş, cinsiyet ve nereli olduklarıyla ilgilenilen, tüm sorunları en erken zamanda çözme iddiasında bulunup neyi nasıl yapacağının, engellerin neler olduğunun ve nasıl aşılacağının konuşulmadığı, fikirlerinin değil içi boş slogan ve aday portrelerinin binaları kapladığını, bireysel çalışmaların bir kez daha tavan yaptığını üzülerek yaşadık ve yaşamaktayız…

Bir seçim süreci daha reklam şirketleri zenginleşti, adaylar benzeşti, aday olunan pozisyonun görev ve yetki sınırlarına aldırış edilmeksizin vaatler havada uçuştu…  Medya araçları alternatifsizliği aşıladı, sistemin güçlendirdiği bazı adaylar çerçevesinde tüm tartışmalar döndü. Bu çarpık, çürümüş sistemin alternatifi sorgulanmadı, sorgulanamadı, herkesin sistem karşıtı olduğunu söyleyenlerin bile, işi gücü sistemi kurtarmaktı! Ama bu sistem ganimetin, yağmanın, uluslararası hukukun çiğnenmesinin üzerine kurulmuştu yani çirkef yatağında gülistanlık olmazdı ama bolca gülistanlık yapma vaadi ile bir seçim döneminin daha sonuna gelindi…

YKP, bugünkü mevcut durumda, kimseye hayırlı olmayacak bu seçimlere “hayır” denmesini, böylesi bir alternatifsizlikte sistem içi alternatiflerden bir kopuş olarak düşündüğü açıklamıştı. Sınırlandırılmış, etki alanı daraltılmış böylesi bir temsili sistemin reddinin örgütlenmesi, bu kişiler “beni temsil etmiyorlar” çağrısı yapılması, biliyoruz ki, ilk etapta yalnız bir karşı duruştur. Bu karşı duruşun, taban örgütleri yaratılarak, toplumsal hareket güçlendirilerek alternatif üreten bir sürece dönüştürülmesi gerektiği bilincindeyiz, bunun için çalışıyoruz…

Bu süreçte de “boykot ne işe yarayacak?” sorusuna muhatap olduk… Soruyu tersten soralım, oy vermek ne işe yarayacak? Meclis tam anlamı ile denetleme ve yasama görevini her hali ile yerine getirebiliyor mu? Muhalefet tüm bilgilere ve belgelere ulaşarak istediği şekilde görevini yapabiliyor mu? Meclise tüm bilgiler geliyor ve herkes görevini yerine getiriyor diyemeyeceğimize göre oy vermek ne işe yarayacak?

Meclis toplanamıyor, toplandığında da dayatma yıkım paketleri içindeki yasal düzenlemeler, özelleştirmeler geçiriliyor, TC ile entegrasyon adım adım ilerletiliyor. Daha fazla dini uygulama sosyo-ekonomik yaşama adapte ediliyor. İtiraz edince de ‘hükümet, halk iradesi ile seçildi, saygı gösterin’ deniyor yani oy vererek sorumluluk alınmış olunuyor.

Boykot, en azından sandığa gitmeyen veya gidip de yakanlar toplamı kadar ‘biz size kesin onay vermeyen yüzde şu kadarız ve itiraz etmeye devam ediyoruz’ deme hakkının ifadesidir. Bundan rahatsız oldukları kesindir ki çeşitli araçlarla sürekli sandığa gidin çağrısı yapıyorlar, ilerde geçirecekleri TC yıkım paketlerine onayda, bu “irade bendedir” diyerek aleyhimize kullanma niyetindedirler… Tepkimizi ve tarafımızı bugünden belli etmek için sandığa gitmemek bu nedenle önemlidir…

YKP olarak çağrımız;

Pazar günü mevcut sisteme karşı öfken, seçimi boykot ile sokakta umuda dönsün…

“HAYIR”lı Pazarlar…