yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGenel politik oyunda Suriye – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Genel politik oyunda Suriye – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Doğu komşumuzda dünya politikasındaki oyuncular, kendi kurallarıyla hegemonya mücadelesi ve savaşı Suriyede kabulenme taktikleriyle örülü operasyon politik kuralları gerçekleştirmektedir. Çoğu yazımda, güncel gelişmelerle oluşan bilgi eksikliği üzerinden yazılar yazıp öngörüler yaptım. Amacım, bu makalemde de size genel güçlerin Suriye oyunundakai bazı noktaları öne çıkaran konuyla zamanınızı alacam. Daha önceleri toptan veya yerel ile ulusaldan başlayıp, bölgeselden evrensele varan tüm çevrelerin kurallarıyla birlikte bu konuda yazılar yazdım. Genellikle genel temel güçleri gerektiği kadar olayı tetiklerkenki amacı kadar, oyun sistemindeki yerine pek fazla da bakmadık. Sadece, ABD gerilemesi,Rusyaya müdahale etme konumu, Türkieye iran eksenli bölgesel konumla,oynadıkalrı Suriye yerel güçler denklemi ile karışık bir tutumla yazdım. Anladım ki genel güçelri yazsam da yarına da yardımcı olan bazı noktaları hep eksik braktım. Bu yazımda, bunları biraz gidermek amacındayım…

Konuya girmeden, buna neden oloan yaşanmış güncel örnekle de katgı yapalım! Bugün 28 Şubat* Türkiyenin yakın tarihindeki önemli günün yıldönümü. Kimine göre Posmoderin, kimisine göre Balans ayarıl darbe olarak anılmaktadır. Ben de ayni günleri hem de birikimim gayet iyi olduğu dönemde yaşadım. Belki de Kıbrıs yayınlarında konuyu değişik yönde yorumlayanlardanım! Aradan geçen yıllardan sonra ilgili darbe veya ayar yeniden konuşuldu. Dahası, yaşanırkenki koşulalr ile şimdikilerin arasında da zamana göre az olsada, yaşananlarla epey geçip yeni koşullarla konuşulan gün oldu. Anladım ki yaşarkenki koşulların sıcaklığında eğer doğru bilgilerle konuya bakarsanız, o koşullarda oluşan gelişmelerle gelinen noktadaki değerlendirmeleri de anlamak daha kolay olur. Çünkü, kazananın yapılandırdığı koşulardaki şartlarla oluşan yeniden tartışma zemininde elbet kaybedenin veya o günün bazı can alıcı durumları da unutulup, arada kaynar. Hele de Uluslar arası ayak ile sistemsel politik yönelişler genellikle unuturulur. Özellikle de sistem karşıtlı seçenekli politik olgular… Nitekim, AKP sonuçlu 28 Şubat Posmoderin darbesi, şimdilerdeki yönelişle gelinen noktada kimisine göre banbaşka yöntemlerle ele alınmaktadır. Özellikle Emperyalist sömürge politik yeniden sıçrama, kültürler çatışmalı stratejisindeki dinsel Siyasal İslam ve mezhepsel ağırlıklarla bölgesel BOP projeleri, o dönem başlangıç konumları hep ötelendirilip nereden ise bellekten sildirtildi. Bundandır ki Suriye oynunda da daha şimdiden BOP anlayışının temel katgısı veya daha basitiyle Suriyenin ezberletilen yapısı çoktan unuturulup, şimdiki hesaplarla algı operasyonlarına hız verilmektedir…..

Olaya güncel adımlarla genel politka eksenine girecem! Çok basit bir Ulusararası kararla oluşan denkleme bakacam. Güvenlik Konsey kararıyla Suriyede genel Ateşkes ilan edildi. Bu karar dışında hesapta “IŞİD, ELnusra” gibi örgütler dışta brakıldı. Amaç birazda tıkanılan savaş koşulalrında topralanma ve nefes almaktı. Fakat, hem de Güvenlik Konsey tarafından alınan ve belirli zaman içeren Ateşkesin uygulanmada zorluklar ortaya çıktı. ABD için bir toparlanma, Rusya için fırsatı kulanarak diplomasi hamlesi yapma içerikte olurken, Britanya kralığı ise konuya yine derinden el atarak kazanç sağlama olur, AB için enazından savaş halindeki zayıflığı diplomatik hamlelerle katılma olurken; Türkiye gibi ülkeler se sanki kendilerini içermiyormuşcasına davranılma çabası vardır….

Bu karar alınırken, hedefler şöyleydi: ABD aslında amacı kazanıp yeniden yapılandırma olurken, bu şimdilik başarısızlaştırıldı. Hat ta, ASTANA konferansı gibi alışılmamış diplomatik hamlerlerle ABD direk katılımcı olamadı! Rusya ise Suriyede en azından kalıcılaştı. İngiltere tıpkı öteki politik oyunlardaki gibi, resmen nerede olduğunu pek fazla öne çıkarmıyor. Ancak, doğru oynayan bölgesel güç iran sıranın kendine geleceğini bilerek, savaşı Suriyede kabulenip, orada vermeğe çalışıyor. Türkiye ise resmen yalpalıyor! Şam, Halep ve derken kaybettik derken Afrin ile yenidenhem dış hem iç politik mavzemeleri yakaldı. Rus ABD kırılgan ve dengeleşen denklemde bu iki ülkeyle de çatlaklıkarla oynama oyuncusu oldu. Yalnız, Yeni Osmanlı ihdiyacı ile iç politik oy devşirme ikilemleri de fırsatlarla kulanılma çabasında….

Afrin, Rus etken alanı olup izinle girişilip, ABD Doslukla Mengüç hamlesi planlanmaktadır. Yalnız genel ezberin pek tutulmadığı ve imzalanan Uluslararsı belgelere de fırsat oldukça takılmadığı da anlaşılıyor. Nitekim, bolca Uluslararsı anlaşmalar veya Suriyenin toprak bütünlüğü denilirken, örneğin ABD Fıratın doğusuna yerleşirken, Türkiye de Suriyenin kuzey coğrafyasına şöyle veya böyle yerleşme peşind. Yeri geldiğinde Rusya, fırsat oldudkça ABD ile oynayarak bu defa Afrin Mengüç kartını koz olarak masaya sunmakla meşkul. Suriye toprak bütünlüğü ise resmen silikleşti. Suriyede savaşan taraf olmasına karşın “bizi bağlamaz” denecek çarpıklıklar da oldu. Çünkü, baskı dıştan gelmedikçe, buna inanacak ve takılacak kitlesel halk gerçeği vardır!

Gerçek olan, Suriyede resmen Üçüncü Dünya savaşının ülkesel alanda verildiğine tanık oluyoruz. Bu arada bazı kavramlar silikleşti! Sömürgeleşme, ülkenin toprak bütünlüğü, Uluslar arası anlaşmalar denilen manzumeler hepsi adeta arada uçuşup sonsuzluğa doğru gidiyor. Saldırmak, işkal etmek,sömürgeleşme gibi temel kuramların yorumlara katıldığı görülmüyor. ABD Suriyenin Doğusuna yerleşiyor, Türkiye Afrine yöneliyor, İsrail Güney Suriye için tanpon devlet talep ediyor, Mengüç Suriye toprağı olmasına karşın, Türkiye, ABD pazarlık sorunu oluyor! Bunlar, Suriyede yazılıp çizilen ulusrarası anlaşma ve belgelerin de hükümlüklerinin sonlandığını da kanıtlıyor.

Daha da çelişkili olan; IŞİD veya Elkayde unsurlu yapılara bakarsanız en sert tavrı dilde ABD kulanıyor. Halbuki görüyoruz ki sanki özellikle batılı ve Türkiye İsrail kesimleri bu yapıların da ayakta kalmaları için de mücadelede bulundukları da anlaşılıyor. Suriye kuvetlerinin bu yapılara karşı Derazedeki hareketi ABD uçakları bobalarken, Kuzeyde Türkiye ÖSO yapısında ayni kesimelr yer almaktadır.Benzer ilişkiler SUriyeye karşı İsrail cepesinde de görülmektedir. Aslında, Suriye ve daha başlangıçla, Ortadoğu proje girişimi ile bildik sömürgecilik veya bir sonraki Yeni Sömürgecilik yapıları geride doğru kaydırılarak yeni parçalanmalarla, banbaşka haritalar ortaya çıktı. Uzağa gitmeden, ırak bunun gerçeği ile karşımızda duruyor. Suriye de şimdiden belli oldu ki ülke bütünlüğü tartışmalı olurken, ABD, Rus gibi genel güçlerin oranları kadar etkin buraya yerleşecekleri kesindir! Eski, israile karşı direnen Suriyenin olmasına olanak vermiyecekler….

Dahası, Suriyede savaşanlar salt Suriyeliler değildir. Hele muhalefet denilen kesim nerede ise hiçtir! Toplanan cihatcı oranlar zaman zaman Yüzbinle ifade edildi. Dedik ya: Dünya savaşının Suriyedeki yaşanmışlığı yapılmaktadır! Başka açıdan; Suriyede karşılıklı ordularla savaş sadece yapılmıyor. Çoğu ordu dahi değildir. İstihbaratlar, Medya, piskolojik hareketler ve nicesi ayni olayın parçaları oluyor. Hele de habercilik! Örneğin, batı ajansları zaman zaman Terörist dediği Elkayde türevli örgütlerin bilgileri ile habercilik yapılmaktadır. Son kanıtı Doğu Guta! Bu yöre öyle anlatılıp haber yapılıyor ki şaşarsınız. Yeter ki doğru bilginiz olsun.

DOĞU Guta Şam şehrindeki birkaç semt olmaktadır. Burada boca sivil insan Yüzbinin üstünde denmektedir. Buradan Şamın ötesine füzeler atılıyor. Düşünün, Lefkoşa kentinin Surlar bölgesini cihatcılar işkal edip, halkı orada esir alıp, öteki Lefkoşaya roketler yağdırmaktadırlar! İşte, Doğu Guta olayı tam da böyle. Bne zaman Esat güçleri harekete geçse, dünya batı kamuoyu “Suriye katliyam yapıyor” feraganlığı yapılmaktadır! Birçok bilgi batılı gazetecilerce bu tip cihatcı kaynaklı olup probagandası yapılmaktadır.

İşin toplamında, batılıların Suriye politkası vardı. Bu, Esatın ayakta kalmasıyla başarısız oldu. Desteklenen Cihatcılar ise yenildiler. Fakat, ayakta kalmaları için de hala uğraş veriliyor. Suriyeninb toprak bütünlüğü ile Uluslararsı kararlar denilir de bunlara uymamanın da doğal olduğu koşularla diplomatik algı probagandası medya tarafından yapılmaktadır. Sadece, uydurulup durmadan kamuoyu yaratılan Kimyasal yalanların aratıkları dahi savaşla yalanın nasıl saydamlaştırıldığının acı kanıtıdır.

Şimdi, anladınızmı neden Suriye genel politik oyuncularına değinmek istediğimi! Bize ABD eksenli haber ve bilgiler aktarılırken, Ta uzaktaki Vaşinktonun Suriyedeki işini sorgulamamızı unuturuyor. Afrinin, Mengüçün Suriye kasabaları da olup Toprak bütünlük kuralını da kafamızdan sildirtildi! Başka ülke toprağına girip bayrak çekip yerleşmenin işkal olmasını da yazmak tehlikelidir. Salt şu ülke demeğin, ta uzakta Vaşinktonluya Suriyede yerleştiğimiz yer eşitdir işkaldır denilmez! Haklarımızın koruması ve yeri geldiğinde Suriye kesimini kendi ülkesinde işkalci göstererek suçlama algısı da yaratıldı. Hat ta Suçlanan IŞİD karşı saldırı yapan Suriye ordusunun bonbalanması da normal başarı gibi yuturuluyor! Sonra da sıkılmadan: “Suriyenin toprak bütünlüğü* Uluslar arası hukuk* Ülkenin geleceğini Suriyeli kardeşlerimiz kuracak” gibi keskin kokulu yalanları, tatlı sunar gibi diller döküyor.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
358AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin