İklimlerin bozulma yaşantıları ile birkaç günü yaşadık. Hem artan sıcaklıkla iklim üzerine çıkan günlük sıcaklıklar, hem ansızın çöken Afrika toz bulutları ile dışarıda durma tehlikeleri sonucu nefes alamama noktasına gelme dakikalarını yaşarken, ve hem de ansızın sel tipi dakikalık yağışlarla yağmur dolu karışımlı yağışlarla, ardından ısınan güneşli sıkıntılı havanın birlikteliğine tanık olduk. İklimleri böylesine bozarak, doğa katliyamlarla günümüze taşındı. Mart sonuna ve hafta tamamlama sürecine de girerken, geceleğinki haber birden içimdeki “şeytanı” tetikledi: Haber, aslında asra doğru giden konunun, unutulma normaliğini bozan bilgi şeklinde akıyordu! Filistindeki Gazle bölgesine ateş açan İsrail askerleri, 15 Filistinliği öldürdü. Konu: Filistin Toprak gün nedeniyle insanları toplanarak güne uygun eylem yapmalarıydı…..
Haberin devamı ise daha bir “şeytani” öz gizliyordu: “Acil, Güvenlik Konseyi toplantıya çağrıldı”! Sanki bu Uluslar arası kuruluşun yapacak bir şeyi varmış gibi de haber gayet tamamlayıcı akışkanlıkta verildi. Oysa bu B.M. yapılı tüm organlarında kuruldukları günden beri Filistinle ilgili birçok kararlar aldı. İşkallerin sonlanmasından tutun, Filistinlerin devlet kurma hakına dek önemli kararlar verileri yarım Asrı çoktan geçti… Şimdi ise gazlede toplanıp toprak işkal yıldönümü kınama gösterilerine ateş açan israili kınamak için karar almaya çağrılıyor! Hem de nasil günelrden geçtiğimizin gerçeğinin örtülerek, Güvenlik Konsey kararlarının silikleştiği dönemle birlikte toplantı çağrısı oldu! Daha dün, Suriye için genel ateşkes kararı alıp da uygulanmaması biryana, Türkiyenin Afrine girip daha dün ÖSO yağması ile kendi kendielrini öldürtme resimleri internetlerde dolaşırken ki günerler çakışırken ki süreçten söz edilirken…..
Onbinler Gazle yöresinde kamplarda toplandı. Amaç, 1976 yılında ilan edilen israilin işkal edilen toprakları el koyma kararına direnç günü olarak hatırlatma içerikliydi! Tam da Kıbrıs hareketinin üzerinden 2 yıl geçtiği tarihte bu karar verildi…Tam da israilin toprak kararıyla el koyma uygulanma tepkisi Filistinden yükselirken; benim Dilirga köyüm göç ederek Yalusaya yerleştiği tarih! Ayni şekilde Kuzeyde ahaliye yalusada Rumların evleri yerleşilecek yer olarak gösterilip, içerdeki yaşayan Rumları göç etirmek için baskı aracı olarak kulanılan yıl ile çakışırken…. Üstelik, 74 ikinci ve üçüncü Viyana anlaşmaları ile yalusa gibi bazı Karpaz köylerinde kalan Rumlara kantonal özerklik ve kalıcılık verildiği anlaşmanın da yapıldığı gerçeği de aklıma geldi.*******
İsrail Filistin topraklarını dönem dönem işkal ederek büydü. Filistinlilerden milyonlarca insan vatansız mülteci haline geldiler. Bunların topraklarına el konuldu.Güvenlik konseyi defalarca kararlar aldı: Filistin işkal altında isimlendirilen topraklardan çekilerek, onlara devlet kurma hakkı verildi! Hiçbiri uygulanmadı. Tam aksi, İsrail işkal yaptığı toprakları bazen yerleşimler kurarak, bazen de ilhak adıyla el koyup işkal altı hukukundan, yerleşik ilhak hukukuna çevirdi. Hem de B.M. kararlarının aksine rağmen. Bu konu bize hiç yabancı gelmiyor. Çünkü, bizde ezber olarak B.M. parametreleri, kararları dense de okunduğu zaman, bu kararların tam aksi olduğunu görecek kadar paradoksal gerçekliklerle dolu yakın tarihimiz vardır….
Filistinliler topraklarını istiyor. Yürüyüşlerle birlikte buna dikat çekmek istiyorlar. Kararlara ve hukuki haklılıklarının yanında, unuturulan genel Filistin sorununu da gündeme getirme anını kulanma eyliminde oldu. Klasik İsrail gerçekli mermilerle de 15 kişi katledildi. Adını da geyet ince imajla da sundular. Öyle bir katliyan Mart sonu yaşanıyordu ki Bölgede cihatcı İslamcıların kafa kopararak, kadın köleleştirmelerle dolu Müslüman ceheneminin de yaşandığı tarihlere geliyordu. Kocaman İslam dünyası denilip ağızlar dolduruluyor. Dini hurafeler otoriter yönetim ilkeleri olunan Coğrafyada, İsrail Filistinli katliyamlar yapıyordu….
Sudi Prenslerinin ABD saraylarında cirit atıp medya nutukları ile irana karşı savaşları vurguladığı, Şii karşıtlara ve özellikle irana karşı Sudi ve Mısır gibi İslamcı kesimlerin irana karşı ortak savaş itifak zinciri için çabalandığı günlerde, ortaklaşılan İsrail ile birlikte Körfez irana karşı savaş naraları atılıyor. Ama, Filistin sorunu çoktan unutuldu. Yeri geldiğinde de gazle katliyamlarından rant alma anlaşmalarıyla da yıkan İsrail ile imar eden İslami devletler itifakları da yaşanılma normaliği oluştu…..Filistine destek veren ve israile karşı direnen Suriyenin parçalanması için de rol alıyorlar. Nitekim; Suriyenin güneyinde tanpon bölge kurulup Ürdün ve Mısır dahi destek veriyor. Tıpkı Suriyenin Kuzeyinde Türkiye, ABD ve öteki bazı ülkelerin ayni isimde kontrol yöresi kurmak istemeleri gibi… ama, Filistin Toprak gününde bu ablukayı kırmak isteyen, kendi topraklarını sahiplenme çabasındaki temel hak sahibi Filistinliler, asıl kurşunlarla vurulup, toprakları sulandırmakla meşkuldular. Tam da bunlar olurken de manidar Kıbrıs çözümlü Güvenlik Konsey tuhaflık resmi Kuzey Kıbrısta yeniden çizilmeğe çalışılınıyor! Barışçıl partiler cesaretlendirme masa açma çabaları açıklamaları yayınlarken, Filistin gerçeği veya Ortadoğu coğrafyasındaki dini kuşatılmışlığın adaya gelişinden bihaber gibiydiler. Örneğin, Türkiyedeki meclisteki çanakale tiyatro olayı burada hiç duyulmaz! Hani, provasına dek kadın oyuncularla sahnelenen tiyatronun, sahnede oynanma Anında, kadın sanatcıların sahneye çıkarılmayarak yandaki merdivenlerde tutulması veya Atatürkün resimlerinin kaldırılma tavırları pek de haberleştirilmedi! Nasıl haberleştirilsin: laiklik ezberi bozulacak, İslami yolda gidilecek yarının bugün yaşanmış gerçeği ile yüzleşilecekti! Onun için haber ya istenilenle kısıtlanacak veya tamamı sansürleşecektir. Tıpkı Varnadaki liderler toplantısı gibi…..
Bulgaristanın Varna kentinde AB ve Türkiye liderleri bir araya geldiler. Zirve değil! Liderler toplantısı olarak gerçekleşti. Orada olanlar değil, verilen ağırlıklı Türkiye yetkililerin demeçleri ile konu geçiştirildi. Buda, alınan ve ortak kararlar gibi yuturuldu! Oysa, Varna toplantısı gayet net resim verdi: Artık şu meşur ezberimiz şimdilik tarih oldu! Tek anlaşılan “anlaşılmayarak günü kurtarmak oldu”! Türkiye AB üyelikten uzaklaşırken, AB de Türkiyeyi üye değil, stratejik ortak olarak kabulenmenin resmi burada çizildi. Bu ezber bozma adına şunu içeriyor: Hani bazı kesimlerimiz “Türkiye AB üyesi olması için, Kıbrıstan da taviz verecek” veya başka şekil ile” Kıbrısı Türkiye AB üyelik için rehim tutuyor” kurgusu artık sıfırlandı! Üstelik, Kuzey Kıbrıs gerçeği ile Türkiye AB endeksi artık başka dil ile yorumlanması şart. Tabi, hala konuların doğru konuşmak istenip, ona göre değişim yapmak isteyen varsa! Oysa, Akıncı Türkiyeleşme işbirlikcisi olarak bunu belli ki yakaladığı için, “AB suçlayarak ve Türkiyenin de çıkarları” denerek bu yelpazeye saray hülyalarıyla çoktan oturdu. Boşuna değil hafta sonu “panayırlarda” çivi çakarak sandırkları kapatma girişimlerine hız vermezdi…..
Bir Filistin katliyam haberiyle başladık. Haberle, etrafında dönen öteki haberleri birlikte yazdık. Haberin önemi onu haber yapınca ve bilgielrle yorumlayıp genilşletikçe anlamı olur. Çoğu medyanın yaptığı gibi yapamazdık. Salt tarafsal resmi demeçle haber denilip brakılamazdı. Hele son Afrin rezaletine ne demeli: Afrine giden Haber Türk mühabiri oradan reportaj yapar. Kürtçe konuşan bir insan “ÖSO mensuplarının tecavüzlerinden ve yağmalarından söz eder”! Muhabir Kürtçeden Türkçe çeviri yaparken “PYD” yaptı” çarptırma ile konuyu değişik tercüme edip yayınlar. Nede olsa Ana Akım medya dersi veriyordu!****
Filistin sorununu çoğumuz unutuk. Varlığını sadece arada oluşan katliyamlar veya kendi idolojik kılıfları için hamasetleştirip kulanan resmi siyasetcilerin probagandalaştırması ile duyarız. Oysa, Filistin temelinde yaşanan gerçekler günümüz ortadoğunun ta derinliklerine dek sarsacak nedenlere dayanır. Filistin toprak gününde olanlar asrın bölge sömürgeleştirme durumundan tutun, Ortadoğuda yaşatılan gerçeklerin adeta yalın kesen olgularından ayrılamıyacağını anlarız. Hele, burada yaşanana tepki konmak istenirse, aynisinin başka yerlerde yaşatıldığı ve hat ta gelecekteki anlayışa da konulmak istendiğini de göreceğiz. Bundandır ki Filistin Gazle katliyam resmi çok hem de çok olayın buluşacağı haber olarak benim de yazıma gelip takıldı.