Evde oturarak maaş alma devri kapandı ama keyfi çalışma düzeni ellenmedi

2253

YKP Sekretarya üyesi Alpay Durduran müşavir konusunu değerlendirdi. Açıklama şöyle:

İdari işler komitesinde müşavir kadrosu kaldırılmış ve evde oturup maaş alma düzeni artık sona ermiş. Ancak kamu görevlileri ve kuruluş yasalarıyla belirlenen görev yetki ve sorumluluklar genel ifadelerle bırakıldığı ve genel ifadelerin tanımını tamamlayacak olan ve görevlilerin yaptıkları işleri ölçüp siciline başarılı olmadığını değerlendirecek olan düzen kurulmadığı için başarılı olan, işini yapan ve ne kadarı yaptığı görevlilerle yarım yamalak yapan hatta insanlara eziyet haline döndürecek kadar yanlış bir biçimde uygulayanlar ayrılmadıkça evde oturarak maaş alma devri kapanmaz. Azalmış bile olmaz. Çünkü memurların çoğunluğu vakit geçirmek için veya ikinci iş yapmak için olanaklar bulurlar. Devlet ihalelerinde ve işlerinde çalışan memurlar da görülmektedir.

Mimar ve mühendis odaları boşuna mı memur üyelerinin proje yapmaları yasak olduğu halde proje yapmalarını engellemek için devletten destek beklemektedir. Doktorların durumu apaçıktır.

Ne yazık ki durumu en iyi bildiğini sandığımız milletvekillerinin müsteşarlık makamının kaldırılmasının popülizmden başka bir iş olmadığını baş popülistler olarak görmediğimiz sanmasını aklı selimle dalga geçmek olarak değerlendirmek gerekir.

Layık olan atanır, liyakati sürdükçe orada kalır veya kalitesine göre terfi eder sistemini yaratmak esastır. Siyasi görüşü farklı olan yasal tanımına uygun olarak görevini yerine getirmezse bu durumu saptayacak sistem çalışmalıdır. Yoksa bu durum saptanmalı ve sistem ıslah edilmelidir. Başka çaresi yoktur. Gerisi fasa fisodur.

Çareleri AB projeleri çerçevesinde İngiltere uzmanları gelip ilk bilgi raporunu hazırladı. Raporu sunduğu hükümetin başı olan Ferdi Sabit Soyer, ‘reformu altı aya kadar tamamlayacağız, altı ay sonra da yıl sonuna kadar tamamlayacağız’ diye demeçler verdikten sonra unuttu gitti.

İngiliz uzmanlar ‘raporumuzu inceleyin ve reformu tamamlamak için bizi davet edin’ dediler ama davet edilmediler. Halktan da durumu sakladılar. Reform bize gerekmez veya biz reformla beraber idare sürdüremeyiz düşüncesiyle hareket ettiler.

Yeni hükümet ‘reform projemiz hazırdır’ diye işe başladı ama şimdi ‘reform arkadan gelecek’ demeye başladılar.

Başarısı ormanlaştırma, verem, sıtma, kuduz ve bağırsak hastalıklarını yok etme ve yolsuzlukları önleme konularında dünyaca ün yapan Kıbrıs’ın idari mirasını yok ettiler, varisleri şimdi hastane artıklarının bağırsak hastalıklarını gene yaygınlaştırma olasılığından korkmaya başladı. İdari sallapatilik tıbbi atıkların yakılmasını, depolanmasını sağlayacak olan sorumluları saptamak için bile olanak bırakmadı. Biri “para yok” dedi, öteki “maliye para vermedi” dedi gibi savsaklamalarla işi geçiştirmeye alıştılar. Bir görevli sorumlu tutulamazsa, aksaklıkların raporları zamanında hazırlanıp gereğine söre sorumlulukların hesabı sorulmazsa yeni görevliler de işin içinden çıkamaz. Ama yeni görevliler neden hesap sorulabilirlik düzeneği çalışmıyor diye üstüne düşmezse onlar da ayni sallapatilikten mustariptir.

Erken seçimlerin çare üretmediğinin kanıtlarıyla da bir ıstırap duyuyoruz. İsterlerse uzmanların adlarını ve adreslerini Devlet Planlama Örgütünden alıp onlardan temasa geçerler. Değerini anlarlarsa yardım gelebilir.