Kapı açılsın biz çamurda yürüyerek de geçeriz

Mağusa Suriçi esnaflarından Yılmaz Parlan, Derinya Kapısı’nın açılması için ara bölgede asfaltlanması gereken 150 metrelik yolun, kapının açılmaması için üretilen bahanelerden biri olduğunu söyledi

6190

Ahmet İlktaç – Kıbrıs Gazetesi

Derinya Kapısı’nın açılmasıyla ilgili olarak geçmişte yaptığı söylemler ve organizasyonunda yer aldığı eylemlerle kapının açılması için önemli mücadelelerde bulunan Mağusa Suriçi esnaflarından kuyumcu Yılmaz Parlan, herkesin Derinya Kapısı’nın açılmasını istemesine rağmen, devletin kapının açılmasını istemediğini savundu.

Yılmaz Parlan, kapının açılmaması için sürekli bahaneler üretilmesinin bir devlet politikası haline geldiğini, çünkü devletin esnafın para kazanmasını istemediğini öne sürdü.

Derinya Kapısı’nın çözümün şifresi olduğunu, Derinya Kapısı’nın açılmasının küçük gibi görünse de barış yolunda atılacak dev bir adım olacağına dikkat çeken Parlan, ara bölgede asfaltlanması gerektiği söylenen 150 metrelik yolun da bir bahane ürünü olduğunu, kendilerinin bu kapıdan yağmurun ve çamurun altında yürüyerek geçmeye de hazır olduklarını dile getirdi.

Parlan: Devlet, kapının açılmasını istemiyor

Gazetemiz KIBRIS’a konuşan Mağusa Suriçi esnaflarından kuyumcu Yılmaz Parlan, Derinya Kapısı’nın açılması için sözde tüm siyasilerin desteğiyle birlikte eylem yaptıklarını ve hatta son seçimlerde siyasi partilerin kapının açılması ile ilgili söylemlerde bulunduklarını anımsattı.

Yılmaz Parlan, herkesin istediği, hiç kimsenin karşı çıkmamasına rağmen, parası ödenmiş olan kapının hâlâ açılmamasının bir devlet politikası olduğunu, Derinya Kapısı’nın açılmasını herkesin istemesine rağmen devletin istemediğini söyledi.

Devletin, toplumun para kazanmasını istemediği için Derinya Kapısı’nı açmadığını öne süren Parlan, halbuki 2003 yılında kapıların bir gecede açıldığını hatırlattı.

Yılmaz Parlan, yeni hükümetten de Derinya Kapısı’nın açılmasıyla ilgili herhangi bir kıpırtı dahi gelmediğinden yakındı. Derinya Kapısı ile ilgili bütçede herhangi bir kaynak da ayrılmadığını ifade eden Parlan, kendisine göre Derinya Kapısı’nın çözümün şifresi olduğunu, Derinya Kapısı’nın açılmasının küçük gibi görünse de barış yolunda atılacak dev bir adım olacağını ifade etti.

Yılmaz Parlan, yapılan araştırmalarda son 10 yılda 25 milyon insanın karşılıklı ziyarette bulunduklarının belirlendiğini belirterek, adamızda sadece 1 milyon insanın yaşadığının göz önünde bulundurulduğunda bu rakamın oldukça önemli olduğunun altını çizdi.

Yılmaz Parlan, “barış” kelimesinin siyasilerimizi ürküttüğünü, 40 yıldır bütünlüklü çözümle toplumun avutulduğunu ancak bütünlüklü çözümün yıllardır denenmesine rağmen bir türlü yaşam bulamadığını dile getirdi.

“Esnafın para kazanmasını istemiyorlar”

Derinya Kapısı’nın açılması halinde Güney Kıbrıs’a kentimizin hemen dibine kadar gelen turistlerin sadece 5 dakika da Mağusa Suriçi’nde olacaklarını anlatan Parlan, esnafın bu şekilde para kazanacağının bilindiği için de para kazanan esnafın kontrol edilemeyeceği için kapının açılmak istenmediğini kaydetti.

Yılmaz Parlan, Derinya Kapısı’nın Aplıç Kapısı ile birlikte açılması öngörüsünün, Derinya Kapısı’nın açılmaması için ortaya konan bir bahane olduğunu ifade etti.

Ara bölgede asfaltlanması gereken yolun tamamen bahane unsuru olduğunu öne süren Parlan, bu bahanenin de ortadan kalkması için Birleşmiş Milletler’in (BM) yolu yapmayı üstlendiğini söyledi.

Yılmaz Parlan, kendilerinin kimseden yol istemediklerini, yolu yürüyerek de geçmeye razı olduklarını, ifade özgürlüğü için yapılan mitingde olduğu gibi yağmurun, çamurun altında yürüyerek de kapıdan geçmeye razı olduklarını açıkladı.

Önümüzdeki aylarda Avrupa’dan bir grup parlamenterin adaya geleceğini ve konu ile ilgili görüşmeler yapacaklarına da değinen Parlan, kapının bu süreç içerisinde açılmaması halinde bir dizi eylem politikası belirleyeceklerini sözlerine ekledi.