Kuzey ve doğumuzda Rusya savaş gemileri,
Güneyimizde Amerika savaş gemileri ve denizaltıları,
Batımızda Amerika ve Fransa savaş gemileri,
Ada üzerinde savaş üsleri,
Biraz daha doğumuzda, Suriye topraklarında, sayısı meçhul savaş üsleri,
etrafta nükleer güç taşıyan gemiler,
Türkiye iktidar güçleri ile Adadaki Türk, Rum yönetim ve devletlerinin, yürüttükleri senkronize, halkları birbirine kırdıran egemenlerle uyumlu duruşları,
az kuzeyde, Mersin’de inşasının başlandığı söylenen nükleer santral,
Yedi düvelin iştahını kabartan, doğal gaz tantanası…
Buralarda kullanılan füzelerin tanesi 2,5 milyon dolar…
Hükümet, Türkiye iktidarı ile birlikte, diğer Kıbrıs iktidarıyla enerji kavgasındalar! Bu noktada, CTP-HP-DP-TDP koalisyonu, zora dayanan egemen güçlere çanak tutmaktadır. Güneyde olsun, kuzeyde olsun, adadaki ‘Yönetenler’ ve dışarıdaki işbirlikçileri, bölge hegemonyasına uygun bir şekilde organize olmuşlardır.
‘Sosyal demokrat’ ağırlıklı intiba ile yönetime gelmiş olan hükümet, bölgenin tahribine ve acıların sürdürülmesine ortak olmaktadır…
Daha güzel otoyol yapmak, sizi diğerlerinden daha insancıl yapmaz…
Baksanıza; Özdil Nami, Türkiye’ye gidince, kendisini Akdeniz’deki enerjinin paylaşımının taraflarından birisi sanmış ve ‘Enerjinin tamamında hakkımız var’ demiş.
Bu tavırlar, asıl egemenleri rahatlatmak ve daha çok kaynaklara ulaşabilmelerine yardımcı olmaktan başka bir işe yaramaz.
Bu tür yaklaşımlar, işbirlikçi duruşların onaylatılması anlamını taşır.
Yapılması gereken, paylaşım kavgasına karşı olmaktı… Fosil yakıtın sahiplenilmesi tavırları yerine, kullanılmasının reddedilmesiydi…
NÜKLEERE HAYIR
SON SAHNELER OYNANIYOR OLABİLİR.
BUNUN ÖTESİ YOK.
Kapitalizm, sınırsız kara ulaşabilmek için doğanın depolarından enerji çalma eylemini çok mantıklı görmektedir.
Yaşamın varlık koşullarını ortadan kaldırarak ve bundan karlı çıkmayı hedefleyerek, doğadan çaldığın enerji ile mutlu olmana izin veremeyiz.
Kar edeceksin diye zincirleme madde bozulmalarına sebep olamazsın.
Dur denilmeli.
Her şeyi bir arada tutan enerjiyi kullanamazsınız.
Doğada serbest dolanan, madde dışı enerjiyi kullanabiliriz. Bütün mücadelemiz bu yönde olmalıdır.
‘Her şey egemenlerin sömürüsüne müsait, bahşedilmiş metalar’ olmamalıdır.
Bilim, sermayenin elindeki, daha çok para kazandırma aracı değildir. Eğer böylesi noktalarda karşı durulamazsa, bunun daha ötesi yok.
Enerjin mi yetmiyor?
Nükleer değil, başka yol ara.
Ülke ekonomisi kötüye mi gidiyor?
Önce en zayıfların yanında ol.
Şiddetli savaş gücü mü istiyorsun?
KÖTÜSÜN.