Doksanlardan beridir planlanan ve Clintonun dahi 97 yılında “saçmalık” deyip de ötelediği Ortadoğu projesi, şimdi de onca kriz ve savaş bölgede yetmezmiş gibi, İsrail eksenli ABD ve Sudi hanedanlığı ısrarla iran pimini çekmeye çalışıyorlar. Çalışıyorla kalmayıp, yalanlar uydurup, Suriye topraklarında Suriye ve iran askeri tesisleri vurarak buna koşul hazırlamaya uğraşıyorlar. Yapılan ve B.M. kararı olarak geçen iranla olan anlaşmayı, başta Tramp ve yanında İsrail Başbakanı yırtıp atıp, askeri saldırıya geçmek için, koşulları ısıtıyorlar. Son israilin açıkladığı ve daha açıklanır açıklanmaz içinde kuşkulardan da öte klasik Ortadoğu yalanlarının havada uçuştuğuna tanık olduk. Zaten, Doksanlardan sonra Ortadoğu denilince, Emperyalizmin yıkıp kavurması ile kocaman yalanlar uydurup, işkal nedeni, savaş açma bahanesi yaptığı siyasi tarih artık yazılarak bilimseleştirildi…..
İsrail iran ekseninde önemli hamleler yapılıyor. Suriye krizinde de görüldü ki tıpkı Filistine karşı yapılan katliyamlar gibi, yapılan İsrail saldırılarına karşı gereken kamuoyu karşı çıkışı olmuyor. Bazen, haberi dahi arada sıkıştırıp brakılıyor. Bunlar olurken, israilin Sudi hanedanlılarla anlaşarak hava sahasının kendisine açılması da sesizce geçiştirildi. Bunlar özellikle son dönemde İsrail Suriye iç olaylarına müdahale ederek bonbalamalar yaparken de dünya kamuoyu sesizce geçiştiriliyordu. Oysa, İsrail açıkca saldırıyor ve yeni hedefin iran olduğunu, Sudilerle de anlaşıp İslami Sünni eksenli geniş cepeyle bölgede yeni bir saflaşma da yaratıyorlar.
İsrail başbakanı birden bir açıklama yaptı! Öyle bir açıklama ki “iranın nükler silah geliştirip, anlaşmaya uymadığı ve ona saldırmak gerektiğini” söyledi! Hemen, Mister Trump havada bunu yakaladı. Zaten, daha kötüsü, ABD yeni başkanı Trump, daha seçilir seçilmez, onca çabayla yapılan iran anlaşmasını bozacağını ve iranı cezalandıracağını defalarca açıkladı.
Dikatli bir gazeteci hemen bölge gerçekleri ile konuyu yakalar. Ortadoğuda öylesi yalanlarla politika yapılıp askeri müdahaleler yapıldı ki doğrular denizdeki damlacıklara benzemektedir. Irakın işkalinden başlayıp, Lipya müdahalesi ve en son Suriyedeki ardı ardına Kimyasal kulanılma probagandaları hep yalan çıkarken, bu yalanlarla resmen önemli yıkımlar da yapıldı. Fakat, yalanın yargılanması veya cezalanması hiç olmadı!
Son İsrail açıklaması da ayni probagandanın yeni iran versyonu olmaktadır. Nitekim, bazı gazeteciler, açıklanan belgelerin yeni olmadığını ve 2003 öncesi belgeler olduğunu yakaladılar. Hat ta, sonradan Güvenlik Konsey kararıyla da bu araştırmaların durdurulduğu da kabulenildi. Fakat, güç zehirlenmesi ve medya algı operasyon gerçekleri sonucu, İsrail başbakanı yok olan ve eski belgeleri belli ki B.M. Atom komisyonundan birileri ona verip, sanki yeniymiş gibi de irana karşı saldırı için bahane probagandasına ekledi….Nedense, hala Atom Komisyonu bu konuyu açıklamadı!
Konuyu bilenler, Ortadoğu planının özünü yakalayanların, Suriye sonrası hedefin iran olup, bu pimin de İsrail tarafından çekileceğinin olacağını da anımsar. Ama, o denli algı operasyonları tutsağı dünya yapıldı ki yalanların dahi çekilmeden söylenip,devamında savaşlar çıkmaktadır. Daha Suriye Kimyasal masalının kulaktaki sesi,kulanılan füzelerin yıkımları canlıyken, İsrail başbakanının hem de inandırıcı olmasa da güç zehirlenmesi kulanıp iranı hedeflemsi, bize Ortadoğu ve Emperyalizim gerçeklerini suratımıza vurmaktadır. Emperyalizmi konuşmayanlar ve durmadan ayni yalanları yutup istenileni yapan dünya egemen kesimleri,yıkımda da ortak sorumlulukları olmaktadır.
İsrailin saldırdığı zaman sesiz kalan, siyasal hedflerde İsrail bölgesel merkez oluşu, İsrail Sudi gibi en gerici, faşist rejimlerin ortak buluşması, bize mutlaka bir şey anlatması şart. Üstelik, İsrail başbakanı kendi meclisini de devre dışı brakıp, Filistinli öldürme, Suriye bonbalaması gibi doğal kabuller yaratı. Artık Gazledeki katliyamları, Suriyedeki bonbalanan tesisleri konuşmuyoruz. Güvenlik konseyi toplanıp başka ülkeye saldırmayı kınamıyor bile! Ama irna hep veriştiriyorlar. Nedense kimse “israilin nükler silaha sahip olmasını da” konuşmuyor. Ama başkası olamaz. Trump dilediği yalanı söyleyip, dilediğine saldırma “hukukunu” mutlaklaştırdı. Sahi, kaç yargı kesimi olmayan kimyasal la yıkım yağdırılan Suriye gelişmelerini sorguladı!
Kısaca, Ortadoğu kaynamaya devam ediyor. Suriyede vekalet yerine direk ilişkiler savaş meydanında yaşanıyor* Lübnan seçimleri yeni bir denkleme de adaydır* israilin saldırıları ve Sudi itifaklaşması ile yeni bloklaşma da oluştu. Bunlar bölgenin yeni tehlikelerinin de işaretidir. Boşuna değil, Suriye konusunda hep bölgesel dünya savaşı imgesini koyuyorum.