Şimdiden görülüyor ki, gerek bizde gerekse Türkiye’de bu Haziran ayı seçimlerle dolu geçecek. Türkiye’de adeta bir ulusal felaket halini alan Tayyip Erdoğan ve AKP’si, gittik sonra hem TL’yi hem de Türkiye ekonomisini berhava etmiş durumda…Recep Tayyip Erdoğan ta başından, gerek içteki ve gerekse dıştaki siyasi istikrarı bozarsa bunun memleketin ekonomisine ve parasına kötü yönde etki edeceğini bildiği halde, en dengesiz en istikrar bozucu konuşmalar yapmaya başladı. Bu arada Suriye sınırlarında önceleri Isid gibi bir dinci terör örgütü etkinken, kılını bile kıpırdatmadı, velev ki sınırlar üzerinde YPG ve HPG gerillaları kontrol kurmaya çalışınca, hemen Afrin veya başka bölgelere girmeye başladı. Afrin’e girdi ama orada sınırda gerillaların mukavemetinden ötürü iki ay bekledi ve hala daha sızan haberlere gore de bayağı zorlukla karşılaştı. Tabi bunlar elbette Türkiye gibi ülke parasının dolara bağlı olduğu bir ülke için ekonomik mükellefiyetlerdi. Kemal Derviş’in sırf Türkiye ekonomisini düzeltmek için 1998 yılında aldığı önlemler, ki Türkiye para birimini borsalara da bağlamıştı, Türkiye’nin siyasi istikrarıyla da ilgiliydi. Belli ki bu durumda AKP içindeki yarılmalar da buna etki etti ve stratejik derinlik dedikleri bir teori ile adeta bir savaş ülkesi haline geldiler ve tüm komşularıyla da düzenlerini bozdular. Tüm kendilerine yakın ülkelerle kavga etmeye başladılar. İhracatlarının en az %60’tan fazlasını yaptıkları AB ülkeleriyle tüm dengeleri bozdular ve yerine kavga etmeye başladılar. Aynen vesayet askeri demokrasisinde olanlar bir anda geri geldi. Meclisten geçirdikleri yasalar güvenlik üzerineydi ve gene daha fazla Kürt halkına karşı önlemler aldılar. Bu yasalar geçtikten sonra acımasız bir şekilde Güney Doğu’daki insanların üzerine hendek savaşı diyerek saldırmaya ve o bölgelerde yaşayan insanlara karşı en acımasızca operasyonlar yapmaya başladılar. Bu defa artık tüm Kürt halkının Türkiye Devleti’ne karşı güven ve sevgisini kaybettiler. Isid’e verdikleri güven ve destekle Türkiye içinde örgütlenen Isid, daha fazla Sol,Alevi ve Kürt alkına karşı eylemler yaptı. Yüzlerce insan bu eylemler veya bombalamalar sırasında öldürüldü.
Aslında nasıl olduğu hala daha anlaşılamayan bir FETÖ darbesi olayı iki sene once ortaya çıktı. Gene bakılırsa FETÖ ile bağları olan kendileriydi. Binlerce insan bu kurgulama gibi görünen FETÖ darbesi sırasında mağdur edildi. Türkiye içinde adeta bir iç savaş yarattılar. Kemalist diye bilinen asker bir anda FETÖ’cü diye nitelendi ve o çatışmadan sonra Recep Tayyip Erdoğan adeta krallığını, başbuğluğunu ilan etti. Tek adam oldu. Yasamayı, Yürütmeyi ve yargıyı artık kendi belirler oldu. Türkiye adeta bir tek adam cumhuriyetine dönüştü. Darbe sonrasında gazeteciler, aydınlar, sendikacılar ve halk mağdur edilmeye başlandı. Kürtler ve Aleviler üstüne baskılar daha da çoğaldı. Belli ki halk tepkisini seçimlerde ortaya koyacak ama yine belli ki tek parti ve tek adam koşullarını getiren Recep Tayyip Erdoğan ve taraftarları bu seçimlerde de gene hile ile kazanmaya çalışacaklar. Türkiye insanlarının, bilhassa HDP’nin sandıklarda da örgütlenmeleri gerekir.Her ne isterse olsun görülüyor ki AKP ve başbuğu bu defa sert kayaya çarpacaklar ve bu seçim onlar için pek kolay olmayacak. Bu arada şunu da koyalım; görülüyor ki bu kaos ve krizlerle Türkiye ekonomisi ve dolayısıyla bizim ekonomimiz de pek kolay bir sınav geçirmeyeceğiz. Şu anda sterlin 6 TL ve Haziranda bu gidişle bu kaos ve kriz politikalarıyla 7 TL’ye çıkacağı söylenmekte; zaten gidiş de o gidiş.
Bizdeki gerek politikalar ve gerekse son zamanlarda aşırı Türkiye’ye bağlanma işaretleri, AKP’nin pervasızca buradaki içişlere müdahaleleri , daha da sorunlara yol açacak. Son zamanlarda buraya gene pervasızca pompaladıkları nüfus akışıyla daha da içinden çıkılmaz hale getirdikleri iç politika, bizde de büyük fireler vermekte. Afrika Olayında da görüldüğü gibi, o linç anlayışını getirdikleri Kıbrıs, adeta Kıbrıslıtürk kimliğiyle birlikte yok olma noktasına gelmiş durumda.
Gerek Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı için yapılacak seçimlerle, günden güne Türkiye’den de kaynaklanan, doğa ve çevre kirlenmesi görüntüleri, siyasal içinden çıkamama ve çözüm bulunamama çaresizliğinin kuşatmaya aldığı Kuzey Kıbrıs, eğer Türkiye istikrarsızlığından kurtulamazsa, Kuzey Kıbrıs da olumsuz olarak etkilenmeye ve sorunlar da birikmeye devam edecek.
Daha istikrarlı bir bölge, daha istikrarlı bir Türkiye, aslında Kıbrıs’ı da etkisi altına alıp, dünya barışına da oldukça büyük etkide bulunacak…
