Elimizde çok fazla olduğu iddia edilen memur işçi kamu görevlilerinin sayısı var. Onlar bizi ekonomik ve mali durumumuzu gösteren bilgileri de hazırlayıp vermek görevini taşırlar. Haberlere göre onlar yetmemiş ve istatistik kurumu oluşturulmasına karar verilmiş. Yani sayının artmasına gerek varmış. Onlar tepesinde oylarını da alan siyasiler oturur ve sorumluların başında yer alırlar. Hükümet ve meclis görevlileri arasındaki bakan ve milletvekilleri de sorumluların başındadırlar. Meclise gelen istatistik dairesi kurma yasası yeni bir daire yani yeni memurlar demektir. O halde bu devletin istatistik hizmetini veremediği anlaşılıyor. Haberin yayımlandığı ayni gün ekranda bize bilgi verilmiyor, bir şey bilemediğimiz için de eleştirimizi tahminlerimize göre yapmak zorunda kalıyoruz diyeni dinliyoruz.
Ancak neden bilgi alamıyoruz diye düşününce ülkemizde en önemli kurumlardan olan DPÖ’nün istatistik dairesi olduğunu anımsıyoruz. Demek ki istatistik dairesi çalışmıyor. Nedenlerini ise yeni kurulacak istatistik dairesinden değil DPÖ’den öğrenmemiz gerek. Başka yolu yok. Örneğin döviz bunalımı hakkında atılan adımları öğrenip sesini çıkaracak bir seçmen yurttaş ile bir denetleme kuruluşu arasında nedenler konuşulacak ama bilgi aktarımı yok ve kimse gık demiyor. Üstelik istatistik dairesi kurulsun diye adım atılıyor. Halbuki daire var ve bilgi de var ama dağıtım yok. Üstelik dağıtımı yapamayan DPÖ şikâyetlerine yanıt alamıyor. Bildiğimize göre yıllığım hazır matbaada sıra bekliyor. Öncelik askeri işlere imiş bekle baba bekle!
Yargını başı yeni dönem açılışında sesini çıkarabildiği kadar çıkarıyor. Personelim binam eksik, karar var uygulama yok diyor. İş yükümüz de arttı diye yakınıyor.
Paramızı basalım veya avroya geçelim diyenlere laf yetiştiren var da neden paramızı basamıyoruz sorusuna yanıt sadece Türkiye yardımlarını lirasıyla verir onun için yapamayız, iznini almalıyız oluyor.
Eleştirenlere anlamlı bilgi verilmiyor çünkü sorun çok. Farazi olarak ve akademik sayılacak yanıtlar veriliyor.
Bunun adı iflas ve çıkmazdır.
Önlemler diye ortaya atılan belki tek anlamlı şey muhtaçlara maaş ve şiddete maruz kalan kadınlara destek çabasıdır. Ancak onlarınki de sürekli değerlendirmeye ve hatırlanmaya dayalı bırakıldı. Sık sık anımsanıp ödemeler yapılacak gibi görülüyor. Yaşlılık aylığını düzenlemeli yani hayat pahalılığına bağlamalı değil mi? İlaç ve diğer sağlık yardımlarına da özel dikkat edilmelidir.
En önemlisi ise sorunu anlamak ve kendi ayakları üstünde duracak bir yapıya kafa yormaktır. Yargının başı idare iyileştirilmelidir dedi ya işte o. Yönetim çarkı çalışır hale gelmelidir.
Devler desteği alamayan tek sektör yoktur. Çok destek alanlardan ise hayır geliyor mu istatistikler bunu açıklamalı ve yardımın şartları bunu sağlamalıdır.
Turizm en çok destek alanlardandır ama bir gelen bir daha gelmek istiyor mu yoksa çok ucuz biletle geldi bir daha gelmeyi düşünmediği gibi gelecek olana da gitme seni soymak için etrafını kuşatırlar mı der?
Sorsanız göreceksiniz ki gelenler hiçbir kaydı olmayan korsan satış yerlerine baskıyla dolaştırıyorlar ve sahte mallar kakalıyorlar. İnternette eleştirileri izleyen yok mu? Yoksa dünya bizi de hedef mi seçti ve turizmimizi baltalıyorlar. Bunu da Trump mı organize ediyor!
DPÖ güncel dış ticaret cetvellerini bile yayımlayamıyor. Cari açığı bilmeden para sahibi mi olacağız? En büyük devletler aylık iş görür biz yapamıyoruz. Dünya kredi kuruluşları bilgi bekler ama bilgi ortada değil. Yıllar önce üşenmedim devlet kadrolarını ve dolularla boşların istatistiğini çıkardım. Gördüm ki alt kadrolarda yani çalışacak insanlarda büyük eksiklik varken üst kademe hep dolu. Yani asker yok, er yok generallerse bol iddiası doğru.
Reform dediniz mi memurlar titrer çünkü İMF’nin incelemesi ve kamu yüküne sınırlama getirmeyi önemesi olayını unutamıyorlar ama İMF’ninki özel bir politika reform ve reorganizasyon şart ve yasanın emri. DPÖ de bununla görevli. Kimsenin DPÖ’yü bir kenara koyma hakkına sahip değil ve onu çalıştırmak temel yükümlülük.
Kim ki DPÖ’yü kendi emrine aldı yani bakan veya başbakan yardımcısı oldu onu tutup hesabını sormalıyız. Utanmadan istatistik dairesi kurmayı da önerenler aksınlar etraflarına ve DPÖ’yü unutanlara hesap sorsunlar. Teşhir olurlar başkaları o duruma düşmezler.
Halk dalkavuğu ol, ağzın laf yapsın ve bir futbol kulübüne başkan olmak için paran yoksa bakan ol. Sonra da DPÖ’yü anımsama bile… bir devletin senin sandığın gibi lafla değil devlet memurlarını yani içlerindeki bilgilileri çalıştırma sanatı olduğunu öğren!
Muhasebeni erimekte olan bir paraya göre tutma kararını vermek akıl işi değil, esas çözülmesi gereken bu sorundur. Üç parayı kullanmak zorunda kaldın hesabını ona göre tutacaksın. En acil sorun sağlık, eğitim, adalet, muhtaç ve yoksullar için bütçeni sıkma, stoklarını ayarla yardıma muhtaç olan kimse onun bütçesini sıkı tut. Gerisini serbest bıraktığın piyasaya bırak. Desteğini şartlara bağladığına göre şartlarının yerine geldiğini gör yoksa kes. Kumarhane, gece kulübü, aşırı şişen üniversiteler ve yenilerine yardımı unut, taahhütlerini yerine getirmeyenlere vergi bağışıklıklarını iptal et.
Halk, kaçı kaç paradan halkın servetlerini ikram ettiğin kumarhane otellerine ve gece kulüplerine ne verdin ne aldın sana destek mi olur? Seçim şansı mı görün?