Fransadaki son gelişmeler, turunsol yansıtıcısı gibi etrafımızda dolaşıyor. Ezberlerin peşpeşe bozulması, cihalete takılmak veya bilmişlik cihaletin nedenli tehlikeli olduğuna tanık oluyoruz. İlgisizliklerle donatılan ve yaşananın günceleşmesi ile nasıl bir tersliğe düşmenin kanıtlarından birisi de Fransadaki son Sarı Yeleklilerin eylemleriyle yeniden yaşanmaktadır. Habir yazanın dahi özünü bilmediği, politikacının kulanırken cihalete dayanarak dilediği yanlışı kolayca kondurtuğu bir yaşamsal ders olarak Fransa karşımıza dimdik geldi. Ezberler adeta savrulurken, bilinsizliklerle cihaletin anormal bakışının doğrucu yakıcılığı da kulanıma sunuluyor. Tartışılmaz denilen ne varsa, hepsi tartışılır sırasına konulma garnatürü gibi aşlara yem olunmaktadır. Sosyal muhalefet ile sınıfsal mücadele ayrımını yapamayanlar, ezberci popilizimle politikayı sınırlayanların, Fransadaki tepkinin özüyle birlikte yorumlama kısırlıkları hepsi ayni resmin birer rengi olarak parıldamaktadır. Fakat, ilgisizliği dahi yırtarak adeta konuşturtulup dile konulan Fransa, sadece orada değil, buradaki bilinç ve sosyal bakışların nerelere gelindiğinin de gerçeklerini haykırmaktadır….
Tartışılmaz denilen ne varsa Fransa eylemelrinde yeniden karşımıza dikiliyor. En basitiyle; ezberletilen “zefkler ve renkler” tartışılmaz cümlesi dahi hiçeleşti! Özellikle renklerin gerektiği anda konulan imge ile nasıl siyasal simgeleştiği Sarı Yelekli muhalif ifadeyle yeniden yazıldı. Kadınlarn eylimlerinde “Mor, Kırmızı” gibi renkler ifade veya örgüt simgesi olurken, siyasal olarak Yeşil çevreciliği, Kırmızı radikalcılığı veya sosyalizmi, siyah faşizmi ve Sarı da mason sağı veya teslimmiyetci işbirlikçiliği temsil etirilirken; ansızın Turuncu ve başka renkler de siyasal kavramların isimlendirme imgesi oldular. Şimdi de Sarı Yelek Fransada sokaktaki protestonun simgesi haline geldi….
Fransanın başka özleri de var: Ülkede sınıfsal örgütlenme ile sokaklardaki sosyal muhalefet belki de dünyanın en dinamik yerlerinden birisidir. Fransada sokak eylemleri, örgütlü tepkilerle kazanılan hakların korunma direnişleri oldukça kabarıktır. Esasında, şimdiki protestoların bazı kendine has ayrıcalıklı soru işaretleri olmasından da konu hem ilgi ağına, hem de gelecek sorular nedeniyle daha da önemsetiliyor. Örnek, geçenlerdeki ulaşım ve gençlerik sokak eylemleri budenli medya önüne getirlimedi. Oysa, şimdiki Sarı Yelekliler eylemi Fransadan Belçika ve Holandaya sıçradı. Dahası, eylemlerdeki kural nedeniyle hükümetle görüşecek örgütlü heyet dahi oluşması zorlanan bir başka gerçeklik de vardır. Halbuki,n Fransada sendikal örgütlülük oldukça etkin olup, her kesim kendi yapısıyla eylem yapacak dinamiğe de sahipken, bu tip protesto da ilgiyi değişik kanalara çekti….
Sık sık yazdığım farkı bilmeden bu konuları anlamak imkansızdır! Sadece sınıfsal veya muhalefet eksenle Fransa son protestoları okunamaz. Belirtiğim gibi, onca örgütlenme ve yaygın protesto geneleklerine karşın, Fransa bu defa değişik bir sokak eylemlerine tanık oluyor. Konuyu uzatmadan özetini yapalım….
Hatırlarsanız son Fransa seçimlerinde önemli uyarılar yaptım. Özellikle seçimle Fransa sermayesi merkez partielri çökerterek kendine has yeni model ile Makronu seçer. Parlementoyu da buna yuarlar. Konuyu hafifletme ilacı olarak da “popilist” etiketini koyarlar. Makron aslında Fransada sağın gerçekleştiremediği Neoliebralizmi yeni enerjik siyasal sermaye desteği ile gerçekleştirmeğe girişir. Kararnameli kararlarla sermaye ödülendirilip vergileri azaltır. Büyük sermaye kesimine önemli servet vergilerini düşürtür veya keser. Bu ülkede hoştnutsuzluk yaratır. Bunun yansıması sosyal politikalara da olunca, öğrenciler ve sendikalar sokağa çıkarlar. Önemli grevler ve direnişler olur. Dünya bu Fransa resmine alışkın olduğu için basit habercilikle geçer. Yüzbinlerin protestosu bir aşk hikayesinin çok gerisine düşen yayındaşma haline gelinir. Bizde ise hiç denecek noktada yerini bulur….
Derken, Makron siyasal görevinin gereği olarak işi akaryakıt gibi ürünlere dek taşır. Buna da vergi koyarak fiyatları artırtır. Bu defa tepkiler sınıfsal alt kesimler yanında pek de sokağa çıkmayan orta kesimi de yakar! Bir yanda zenginlere servet vergisi düşürmesi, öte yandan orta sınıfların ve kırsal kesimin de kulandığı akaryakıta vergi koyarak fiyat artırma politika ikilemi tepki oluşturur. İşte Sarı Yelekli protestoların kaynağı bu. Sosyal medyada kamyoncu çağrısı ve değişik protesto birikimleri ile bir araya gelen kesimler sokağa çıkarlar. Kırsal kökenli ağırlıklı ve şehrin orta kesimli kamyoncudan esnafa varan yapılar protestoya katılır. Muhalefet eksenli ve pek de örgütlü olmayan böylesi protesto hareketi, yaygın birikimin patlaması ile katılım yoğun olur. Bunu fırsat bilen Ulusal Cepe adıyla faşist kesimelr de katılırlar. Bazı sol kesimler endişelenirler! Bir ara sesiz kalınır. Birçok çevre onca örgütlü Fransa toplumunda böylesi örgütsüz ve yaygın harekete de şaşırmışcasına başta izlerler. Sonuçta hareketin özü ile gidrek bazı sendikal hareketlerin katılım desteğine dek gelindi.
Eylemlere gençler değil orta yaşlılar ve emekliler yoğun katılım gösgterdiler. Benzin istasyonlarına baryerler kurdurtuldu. Polislerle çatışmalar yaşandı. Saraya yürünmek istendi… Yalnız iki ölüm de oldu! Fakat bunlar çatışma halinde olanlar arasından olmaması ise özellikle dikaten kaçırıldı. Nitekim, Erdoğan dahi kendi baskı konumunu gizleme ve savunma adına bu bilgisizlik akışkanlığını hemen kulandı. Fakat, ölenlerin olay yerinden geçerken, oluşan bazı olumsuzluklar nedeniyle ve dikasizlik sonucu olduğu söylemekten hep kaçınıldı….
Yukarda özetlenen Fransadaki Sarı Yelekliler protestoları aslında hala sürmekte olan Kapitalist finansman kriz ağırlıklı koşulların üretiği sonuçlardan biri olduğu yeniden kanıtlandı. Dahası, onca örgütlü Fransa gerçeğine karşın yine de kriz dönemlerinde oluşacak olumsuzlukalrla yeni sosyal muhalefet dalgaların da oluşma olasılığının da varlığı ortaya çıktı. Daha tehlikeli işaret ise gidrek güçlenen faşist hareketler, böylesi kitle protestoları kulanıp hem muhalefet ekseninde güçlenmelerine, hem de iktidar alternatifi olma seçeneğini de kulanmaktadırlar. Fransız Ulusal cepe denilen yapı böylesi tepkielrle seçenek olarak gücünü artırmaktadır. Hareketlerin sınıfsal mücadele eksenine oturmadıkça ve karşıt alternatif oluşturmadıkça, kitlesel tepkilerin adeta faşizme desteğe dönüşme potansiyeli de mavcutdur. Fransız solu bu nedenle oldukça önemli bir sınav yeniden bu alanda da vermek zorundadır.
Görüldü ki kriz dönemlerinde sol seçenek olmadıkça, kriz kitleleri vurmaya devam etikçe, faşizim güçlenme alanına da sahip olacaktır. Fransa gibi hem de örgütlerin sokakta etkin olmalarına ağmen oluşan orta sınıflı kırsal katılımcı hareketlerin protestosunda sağın da faydalanma koşulları birlikteliği, herkesi düşündürtmelidir. Şimdilik, Fransadaki Sarı Yelekli eylemi siyasal değişim yaratacak örgütlü güce ve siyasal talebe sahip değildir. Fakat: ülkede birçok örgütlü gücün olduğunu ve katılımla nelerin değişme olasılığının da varlığı ortada. Bundandır ki gelecekte bu eylemler salt muhalif ve protesto çizgisinde kalırsa, etkilerini kaybedecektir. Yeni katılımlar ise yön ile seçeneğe göre başka sinyaler de vermeğe de adaydır.
Son kapitalist kriz ile genel birçok ülkede siyasal çalkantılar yaşadık. Tunustan Mısıra veya Yunanistandan Fransaya birçok örneklemle tekrarlar veya dersler le tanıklaştık. Şimdi Fransa bildik Fransa dışında değişik siyasal boşaltılmış protesto muhalefet sokağına düştük. Bunun eğer siyasal yapılanması olmadığı taktirde Türkiyeden Tunusa varan sonuçlar burada da yaşanacaktır. Bundandır ki Fransayı doğru okuyarak izlemek gerekir. Üstelik, Fransa öteki ülkelerden farklı olarak hem uluslar arası emperyalist güç, Ab içi önmli merkez dinamiği ve sonuçlarıyla etkileyeceği önemli bir coğrafyaya hegemonyası vardır. Bu resmi iyi okuyup, renkelri güzel yorumlamak şart.Şimdiden, Fransa birçok ezberi bozarken, cihalet eksenine de kolay mavzeme sunduğu da kesindir. Gerçekler bundandır ki dünden daha önemlidir.