Anti- Taksimci Türk Milliyetçileri -3- Ulus Irkad

763

NEVZAT KARAGİL

Bir başka milliyetçi ve anti taksimci muhalif ise 1940’lı yıllarda İstanbul’a Kıbrıs’tan göçedip orada avukatlık yapan ama zaman zaman Kıbrıs’a gelip siyasi faaliyetlerde bulunan Kıbrıslı muhalif Nevzat Karagil’di. Karagil de aslında koyu bir Türkçüdür.16 Eylül  1950 tarihinde Kardeş Ocağı’nda yaptığı bir konuşmada şunları söylemekteydi (Nevzat ve Ben,sf.426):

“Türkiye ve Kıbrıs’ta konuşurken “Kıbrıs Meselesi” deyip duruyoruz. Önce bu yanlışlığı düzeltmemiz gerekiyor. “Kıbrıs Meselesi” diye bir mesele yoktur. “Türkiye’nin bir Kıbrıs Davası” vardır. Şunu iyi bilmek gerekir ki Kıbrıs adasını topraklarına katmak  için uğraşan Yunanistan, hayal içinde yüzmektedir. Türkiye, Kıbrıs’ın Yunanistan’a verilmesine asla izin vermeyecektir. Her ne kadar Kıbrıs nüfusunun çoğunluğunu Rum vatandaşlarımız teşkil etse de, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı için ayaklanarak kargaşa çıkarsalar da, uydurma plebisitler yaparak Yunanistan’la birleşmeyi isteseler de, sık sık dışarıya heyetler gönderip Kıbrıs’ın Yunanistan’a verilmesi için propaganda yapsalar da, bütün yaptıkları boşuna zaman harcamaktır”. Tüm bunlara rağmen Nevzat Karagil, aynen Talat Taşer gibi anti-taksimciydi. O yıllarda gene Kıbrıs’a gelip köylerde taksim aleyhinde konuşmalar yapar ama Türkiye’ye döndüğü zaman Milli İstahbarat Teşkilatı ve polis tarafından tutuklanır.

 Özker Yaşın, Nevzat Karagil için Nevzat ve Ben adllı kitabının 568. ve 569. Sayfalarında Kıbrıs’a gelip köylerde 1957 yılında Kıbrıslıtürk liderliği ve Taksim aleyhinde siyasi konuşmalar yapıp da Türkiye’ye döndükten sonra, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından tutuklandığını yazmaktadır:

”İlk gün kendisine Kıbrıs davasının nasıl çözümlenmesi gerektiği soruldu. Senin geniş bilginden yararlanmak istiyoruz denildi… Nevzat bu konuda uzun uzun konuştu. Söyledikleri not edildi.

İkinci gün yapılan sorgulamada, Kemal Aygün masasının üstüne koyduğu daktilo edilmiş bir kağıda bakarak, Kıbrıs’ta dolaştığı köylerde söylediği bazı cümleleri okudu. Köylülere bunları söylemesinin amacını sordu. Nevzat bu sorulara bazen mantıklı bazen mantıksız yanıtlar Verdi. Sonuç olarak Türkiye’nin “şayet Kıbrıs adası İngiltere tarafından terkedilecekse eski sahibi Türkiye’ye verilmelidir” şeklindeki politikasının doğru olduğunu açıkladı. Bu politikanın değiştirilip, Kıbrıs’ın “taksim” edilmesini istemenin yanlış olduğunu düşündüğünü vurguladı. Söyledikleri yine not edildi. İkinci gün sorgulamanın sonunda Kemal Aygün, Nevzat’ın düşüncelerini açıkça söylemesinden memnun olduğunu, yalnız şimdi Türk Hükümetinin Kıbrıs’ın taksimini istediğini, taksim siyasetini savunduğunu, bu durum karşısında kerhen dahi olsa Nevzat’ın da taksim siyasetini benimsemesini istedi. Kıbrıs’ta Türk köylülerine “taksim” siyaseti aleyhine konuşmalar yapmasının yanlış olduğunu açıklayıp, bunu devam ettirmemesini ihtar etti”(Özker Yaşın, Nevzat ve Ben, 1997,sf.569-570).

Nevzat Karagil Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş günlerinde bile bu görüşlerini devam ettirdi. Kıbrıslıtürk liderlerin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde görev almamaları gerektiğini devamlı olarak vurguladı. Özker Yaşın’ın “Nevzat ve Ben” adlı kitabında bunlar belgelerle ortaya konmuştur. Bu arada  Türk tezi ve taksim politikalarının da bu belgelerde veya anılarda ne kadar açık olduğunu görmekteyiz. Nevzat Karagil’in tutuklanması ve alıkonması da bunu bize Özker Yaşın’ın kendiyle ilgili anılarında isbat etmiştir.

-DEVAM EDECEK-

Not: Bir önceki yazıda Talat Taşer hakkındaki gazetelerde çıkan yazılar konusundaki bilgiler Araştırmacı-Yazar Sayın Ahmet Cavit An’dan alınmıştı. Kendisine yardımları konusunda teşekkür ederim.