Basit siyasal gerçek şu: bir kriz çözülmez de hep ertelenirse, yeniden kaşınarak yaşanmaya devam etme potansiyeline sahiptir. Bunu Hint yarım adasındaki Keşmir olayında yaşıyoruz. Yeniden Hindistan Pakistan ülkeleri birbirine değişik şeklerde saldırdılar. Krizin varlığı sadece kendi nedenleriyle değil, başka olayların kulanım alanına da sahiptir. Hem dış hegemonya hesaplarında, hem içsel sıkıntılarda veya belirli kesimlerin hesaplaşma nedenleri olarak Keşmir gibi sorunlar hemen kulanıma hazır bonbalardır. Hele de ta baştan bağımsız ülke sürecinde çözümsüz brakılan bu tip olgular, hep güçlü kulanım tehlikelerine de kolaycılıklar sağlanma potansiyeline sahiptir. Özetle, siz sorunları çözmeyip brakırsanız, eksradan karşıtlı örgütleri de alehinizde kulanım fırsatına getirirseniz, savaş potansiyel krizler her zaman gündeme düşmeğe adaydır….
Öncelikle, kısa bir anımsatma yapalım: 14 Şubat günü Keşmirdeki bir patlama ile onlarca Hindistan askeri öldürülür! Ardından olayı Pakistandaki bir örgüt üstlenir. İlginçtir, Keşmir Pakistan Hindistan arasındaki toprak sorunu olarak ta Britanya kralığı bölgeden çekilirken, hem de B.M. kararlarıyla da bilmeceli şekliyle brakılan sorundu! Senelerdir varolan bu sorun, zaman zaman Pakistan ile Hindistanı savaşa dek sürükledi. Fakat, sorun çözülmedi. Olaylar devam ederse, nedenselik bu noktada düyümlenirse, tekrardan ilerdeki yazılarımda deyinirim….
Hindistan hemen tehtidi savurur. Ardından bu örgüte ayit olan bir üstü de uçaklarla vurur. İki taraflı gerilim demeçlerle artı. Derken, karşılıklı iki taraf ta uçak düşürdüklerini idiya halinde haberleştirdiler. Böylelikle, yeniden Pakistan ve Hindistan savaşın eşiğine doğru yol almaya başladılar. İster istemez insan şu soruyu sormadan edemiyor: neden şimdi? Tam da Hindistan seçime giderken, Pakistanda şimdilik şeryatcı olmadığı söylenen imranın başkan olduğu dönemde bu tırmanış sağlanmaktadır… Kesin olan; Keşmir gibi bir bölgesel sorun olduğu, hem Pakistan hem de Hindistanın nükler silaha sahip olduğu, yine ilgili ülkeler için de uluslar arası güçlerce bölgesel hegemonya çabalarının tırmandığı koşullarda ilgili tırmanış sağlandığıdır….
Şimdilik gündeme getirilmeyen başka önemli içsel ve genel gelişmeler de vardır! Örnek, olayı gerçekleştiren örgütün şeryatcı olup Pakistanda bulunması, daha geriye giderken de bu yapıların ABD tarafından eğitilip, Afkanistandan Hindistana varan yelpazede Emperyalist güçerlce paramiliterlikten provakasyona dek kulanndığı, hat ta, Pakistanda içsel olarak şeryatcı politik eksende yer aldığı bilgileri hemen karşımıza gelir. Bu ttip yapıların Emperyalizim tarafından bölgedeki nifus alan mücadelesinde kulanılma amaçlı olması sonucu, hem Kuzey hem de Güney komşularla Pakistana sorunlar ital etiği de kesindir. Afkanistan politikasından Keşmir kaşıma sorununa dek bu İslami örgütler hep roller aldılar. Bundandır ki salt Pakistan siyasetiyle değil, Bbatılı Emperyalist çıkarlardan tutun son olayda Hindistan siyasal gelişmelerine bağlı birçok provakasyonda bu yapılar hep rol aldı. Bazı Pakistan yönetimleri bunları kaldırmak istese de güçleri yetmedi. Önceleri, Afkanistan ve Hindistan için alan geçliştirme dinsel eksenli kabulenilen yapılar, şimdilerde hem komşularla hem de iç politikada oldukça sorunlar yaratan örgütler olarak yerlerini alıyorlar….
Pek söylenmeyen ama önemli başka nokta da vardır: Hindistan Nisan ayında seçime gidiyor. Geçen yazılarımda da yazdım: Hindistanda Faşist kesimler yönetimde ve devleti faşistleştirme yolunda adımlar atıyorlar. Neoliebral ekonomik yapı da kurumsalaştırıyorlar. İçsel etnik ve dini ayrımları ayrıştırıyorlar. Şimdiki seçimi kazanırlarsa, Hindistan devletinin bağımsızlıktan sonra ilk defa Faşist devlet sürecinde gelişmesi tehlikesi de bulunuyor. Yönetim ise kaybetme tehlikesine karşın, ırkçı ve saldırı silahına hazır şekilde bekliyor. Buda Hindistan penceresi…
Pakistan ve Hindistan coğrafyasını iyice inceleyenler, daha bağımsız olurken yaşatılanlarla bir nifus mücadelesi savaş alanına yönelik kurumsalaştırıldılar. Pakistan devletinin kendisi dahi bölmekle oluşturulan yeniden hegemonasının bir parçasıdır. Tüm Hint yarımadasının bir devlet olmama adına Britanya Birleşik kralığının ayrıştığı siyasal alan oldu. Tabi, önemli kıvılcım sorunu da Keşmir olarak da brakıldı.
Son dönemde Pakistan ABD ilişkilerinde bulanıklıklar vardır. Özellikle Trump bazı konularda anbargolar uygulama peşinde. Hindistana ise ABD yaklaşıp, Çini durdurma ve Rusyaya karşı bir Asya cepesi açma peşinde. Faşist başkan da tam da aranan siyasal figürdür. Çin ise büyük projeler nedeniyle hem Hindistan hem de Pakistanla iyi ilişkileri dengeleme yöntemine geçti. Buna benzer başka dış etkenler de yeniden ayar adına bazı kırılmalardan faydalanma işdahcılığında olmaktadır. Bunlara ek olarak; hem Hindistan hem de Pakistan Nükler silahlara sahiptir. Her iki ülkede de kulanılmaya hazır örgütler ve dini etnik ayrılma isteyen kesimler de mevcut.Büyük yol hesaplarından tutun, tüketim üzerinden milyonlarca orta sınıf insan yaşanmışlıkları da katılınca, ekonomik veya askeri olarak Hindistan ile Pakistan ele geçirilmeğe aday ülke olmaya ışık yakmaktadır.
Yukarda kısaca özetlediğim koşullar, bunların kulanımına aday değişik çevrelerin de olması, Keşmir olayını hem de şidetle kaşıma da eklenince, bunu alevlendirmek veya dıştan içe politikada kulanım olanakların da olası olduğu değişken bir tırmanmadır. Faaşizmin, gericiliğin ve krizle daha da derine düşen genel Emperyalist çevreler savaş tırmanışı ile kontrolu krizlerle hem nefes alma hem de fırsat kulanma yöntemlerini neyazık ki kulanmaktadırlar. Hindistan Pakistan tırmanma krizinde neden ne olursa olsun, değişik güçlerin gerçeği ve fırsat kulanma politik hamleleri sonucu, krizi yaratan ile kulanıp kazanıma çevirmenin farklı alanlarda banbaşka sonuçlar da yaratması mümkün. Tek yaratamıyacağı, bence Keşmir sorununda çözüm şimdilik olmayacağıdır. Kimse Hindistan başkanının hem de seçimn öncesi bu konuyu kulanıp kaybetmekteyken, ırkçı ve üstün güç olgusuyla kazanıma çevirmesi sürpriz olmayacak. Pakistandaki örgütlere dizayin veya ülke içinde yeni güç kazanma paradoksu da mümkün olasılıklar. Dış güçler ise kıvırma politikalarla bu güçlü potansiyel bölgede karşıtlarının önüne geçme hamleleri de şimdiden başladı. ABD Çin rekabeti Hint Yarımadasında yoğunlaştığı zaten görülüyordu….
Peki: biz şimdilik bu gelişmelerden uzak, bazı ayarlarla Kıbrısta romantik havalarda oynuyoruz. Oysa, Hindistan Pakistan gelişmeleri veya daha özüyle Keşmir sorunu bize de oldukça dersler haykırıyor. En baştaki şu: varolan sorunlar çözülmedikçe, alışılsa da birgün mutlaka gerek taraflar, gerek se dış güçler ihdiyaç duydukalrı anda kulanıma sokarlar. Krizlerle varılacak iç aşmazlar sonucu bu kriz alanı da yeniden kaşınır. KUlanıma hazır ve peşinden sürükleyeceği kitlelerin olduğu bir mayınlı alandır. Kıbrıs bunu iyi anlaması gerekir. Keşmir krizi dünya litarötürüne sorun olarak yazılırken, Kıbrısta daha Taksim Enosis ikilemine sokulmadı. Üstelik, konuyla ortk-aklaştığımız İngiltere gerçeğimiz de vardır. Keşmir olayı da İngiltere bölgeden çekilirken ayrıştırdığı Hindistan Pakistan coğrafyasının ortasına bir kocaman bonba olarak yerleştirip yeni sömürge kuralına dönüştürdü.
Kısaca; Hindistan Pakistan gelişmeleri, bize sorunların zamanı geldiğinde nasıl tırmanacağının yeniden tekrarlanan binlerce olaydan biri olarak anımsatıldı. Olaydaki bol gerekçe ve değişik siyasal aktör sonucu, kaşıyanın da istemediği sonuçların da çıkacağı işaretleri de vardır. Unutmayın; Türkiye ve mütefikleri, Suriyede Esatı devirme hareketinde Şamda namaz kılma ve Suriyenin dağıtılması hedeflenirken, şimdielrde hiç hesapta olmayan Kürt dinamiği ile de karşılaşmak zorunda kaldılar. Tarih hem öğretici hem de çok acıtıcıdır. Yaşanan her olay ders ve acıyla herkese bir şeyler anlatır. Daha Hindistan Pakistan krizi oynarken, akla bakın neler neler geldi. Konu salt Keşmirden çıkıp Emperyalist rekabete dek uzanan konularla yükleniyor. Bundandır ki savaşlara karşı olma duruşu temel yelpaze olarak insanları buluşturacak en iyi politik çizgidir.