yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBozgundan tükenişe doğru mu? – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Bozgundan tükenişe doğru mu? – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Artık, bu soruları daha yüksek sesle sorup, evrilmeği de doğru koymak şart! Türkiyedeki adı yerel ama geneli banbaşka ifadeler de taşıyan seçim sonrası ülkede Erdoğanın artık düşüşe doğru evrildiği inancı artmaktadır. Tabi beraberindeki bazı koşulalr da sıralanarak: örnek, Emperyalist yapının davranışı veya iç muhalefetin tutumlarıyla zorlama şekleri Erdoğanın düştüğü durumun gelişmesinde önemli rol edecektir. Ayni genelemeği yaparsak; ikibinelrde başlayan ve ABD merkezli, Ortadoğu eksenli siyasal İslam projesi de artık bozgundan tükenişe doğru yol almaya başladı. İlgili siyasal yapılanışla başlananan BOP Suriye topraklarında bataklıkta saplanırken, Lipya çöllerinde Yemen içinde darmadağın hal yaratırken, Eşbaşkanlı Türkiyede de Erdoğan rakamsal olarak değil ama siyasal olarak Türkiyede düşmeğe başladı. Bu birkaç örnek dahi, siyasal İslam strateji ve idolojikleşmenin artık bozgunla tükenişe doğru yöneldiğinin net işaretleridir. Biranlamda, yaklaşık 19 yıllık planlama siyaseti, pratikte tüm zülmüne ve desteklere karşın gerilemekten kurtulamadı.*******

Türkiyedeki adı Yerel ama banbaşka seçim süreci yaşanan dönem sonlandı. Alınan sonuçlar ise kuşkuları dindirmeyen, siyasal etkisi rakamsal akışın ötesine geçen ve hala gelecekleri sorularla dolu sonla tamamlandı. Konuyla alakalı önemli Türkiye ölçekli görüşmlerimi Pazartesi günkü yazımda sıraladım. Yine, Mart sonu Cuma makalemle, seçim ile sonrası hakında önemli yaklaşımları da sıraladım. Yine, her dönemdeki seçim döneminde, hem Türkiye gelişmeleri hem de Kıbrıslıca tuhaf bakışları da yan yana koyarak, kendi kamusal eleştirimizi de yaptık. Sonuçta, seçim sonlandı ve ilginç yeni bilmecelerle dolu başka sürece sıçrandı. Bunun geleceği sadece tek kesimin elinde olmayan seçeneklerle bezeniyor. Salt Erdoğanın ne yapacağı değil, TC devleti içi itifaklar eksenlerindeki duruş veya kırılmalar, muhalefet içi destek verenler ile itifakcıların kendi iç duruşlarıyla karşıta yönelik politik tutumları oldukça etken halde yaşanacaktır. Yine, Türkiye gerçeği ile batılı Emperyalist çevrelerin ekonomik dayatmalardan, siyasal tutumlara varan yaklaşımları da Türkiye rejiminin geleceğinde önemli tetikleme şansına sahiptir. Ayni şekilde, Ortadoğu oyunlarında oluşacak kırılmalar veya ihdiyaçlar da TC tek adam yönetimi belirlemesinde önemli şanslar doğrurmaya adaydır.

Tüm bu özetlenen koşulalr, bizi iyi okuyup, öngörüde somut gerçeklre dayanarak konuşmamızı, yazmamızı dayatmaktadır. Kaldı ki ısrarla seçim döneminde de belirtiğim gibi, K. Kıbrısta tam tersi koşularla daha bu aşamaya gelmeden, birçok bilgiyle insanları doğrularla yüzleşme noktasına çekme gibi korkunç net bir zorluk da bulunmaktadır….

Bu yazımda salt Türkiye değil, TC seçimleriyle birlikte bir genel proje birlikteliğinden hareket edrek görüşlerimi belirtecem. Dediğim gibi; gerek seçim sonrası gerek se seçim öncesi Türkiye Kıbrıs üzerinden bu dönem oldukça zengin bağlarla ele alındı. Enazından, bu makaleyi okuyanlar, bundan önceki iki yazımla birlikte incelerlerse, oldukça daha net bakışla konuyu anlayacaklardır.****

Tekrar tekrar belirtmek le başlayacam: son TC adı yerel ama yükü çok daha fazla olan seçimlerin siyasal sonuçları oldukça yeni bilgiler de üretmektedir. Türkiye gerçeğinde Erdoğanın gerilemesi gerçeği artık imkar edilemeyecek boyutdadır. Devamındaki soruları yukarda özetledim. Fakat, bu seçimlerin genel mesajları da vardır. 18 yıllık siyasal İslam projesinin önemli kalesinde de fay hatları oynamaya başladı! Suriye topraklarındaki bataklıklaşma veya Lipyadaki dağılma şeklerine enson Türkiyedeki Eşbaşkanın da darbe yiyerek eklenmesi katıldı. Konuyu daha iyi anlama adına tekrardan özetleyelim…….

İkibinler başında sistemin süpergücü ABD başkanı olan ikinci Buş, kimine göre hayal, kimine göre gelecek olan genel stratejinin ilk önemli bölümü BOP için tetik çekildi. Kültürler savaşının İslam ayağında ikili bir politik ayrışma kurgulandı. Radikal ve ılımlı İslam! Daha sonra, ılımlı islamın etiketi Siyasal İslam olarak belirlendi. Ortadoğuda ingilterenin başlatıp sömürgecilikte yeni işbirlikci eksen olarak yükseltilen Müslüman Kardeşler yapıları da merkeze konuldu. Böylelikle siyasal İslam Müslüman kardeşlerin genel Müslüman dünyasındaki siyasal gelecek merkeze oturtuldu. Eşbaşkan da Türkiye olarak ilan edildi.

Türkiyede bu olay ikibinlerdeki ekonomik krizle de çöken siyasetin yerine konulma adına örgütlenmeğe başlandı. Refah partisi bölünerek resmen ılımlı İslam adımları gelişletildi. Katılımcı Muhsin Yazıcı ve Namıkkemal Zeybeğin de tanıklığı giderek Muhsinin ve Namıkkemalin ret etmesiyle başlayan Çamlıcadaki AKp yapılanması oluştu. Bunu daha sonra Apdurahman Dilipak gibi gazeteciler de yazdı. Namıkkemal Zeybek Kazakistan dönüşü Bayburt gösterisinde ve bazı ekranlarda tekrardan itiraf yaptı. Amerikan ve İsrail elçilik kesimlerinin de katılıp bu partinin kurulduğu herkesin diline de düştü. Merdan yanardağ da kitabında bunu özetledi…..

Böylelikle, Feytulahcılar, AKP den kopan ve isimlerine “ılımlılar” denilen İslamcılarla

Bazı eski ülkücüelrin bulunduğu AKP harcı oluştu. Buna kimi liberal ve sosyaldemokratlar da katıldı. “Ertoğrul Güney ve Yaşar Yakış” gibi….Türkiyedeki kriz yıkımı ile oluşan siyasal boşluk sonucu AKP seçimi aldı. Ayrıca, CHP başkanı Deniz Baykalın ve ABD başkanı ikinci Buşun da probagandasıyla yasaklı olan Erdoğan birden kendini yasakların kaldırtılarak başbakan konumunda buldu. Artık Türkiyede devlet içi çatışmalarla Emperyalizme bağlı yeni yapılanış güçlenmeğe başlandı. Elbet Ergenekon olayı da bunalrdan birisidir.

Fakat, projenin öteği ülkesel ayarı tutmuyordu! Ne Afkanistan nede ırak işkaleri beklenen sonucu vermedi. Orada kurgulanan “ılımlı İslamcılar” yönetime gelemedi. Tüm işkal gücü yardımına karşın özellikle ırakta işbirlikci siyasal İslam ekseni yaratılamadı. Tek başarılan, Türkiyedeki AKP yönetimi olup, devlet içi çatışmada da ilk bölümleri kazanarak bazı girişimleri de engelediler.****

ABD yeni makyajla Obamayı başkan yapıp, yeniden bölge politikasına daha bölgesel damıtmayla geldi. Türkiyede oluşturulan 2007 Anıt Erdoğan denklemiyle birlikte Türkiye bölge modeline doğru açılım yaptı. Derken yeni adıyla “Ortadoğu baharı” başlatıldı. Aslında ilk adımda hazırlıksız yakalandılar! Tunus halk ayaklanmaları beklenmiyordu. Yine de müdahil olup Ganubiyi ülkeye anlaşarak gönderdiler. Konuları uzatmayalım. Başlangıçta “Bahar” iyi gidiyordu. Tunusta Raşit bey Mısırda Musri ve enönemlisi Türkiyede Erdoğan adım adım devleti ele geçirip, “2006 CİA raportöre göre tek adam dönüşümü” de gerçekleşiyordu. Ancak, siyasal islamın iktidar hız ele geçirmesi hemen çökmeğe de başladı. Mısırda darbeyle devrilmek zorunda kalındı. Tunusta halk iktidarı geri aldı. Yemenbdeki deneğim yerli halkın direnciyle tökezledi. Lipya hamlesi darmadağınlık getirdi. Sadece Türkiyede işler yolunda gidiyordu. Öyle gidiyordu ki Feytulah Erdoğan ayrışması ve darbe girişimine rağmen, iktidar hesapları tutmaya devam ediyordu….

Yukardaki genel özetlemenin temel kalesi Türkiyede son seçim siyasal etkileri, bunun üzerinden önemli oluyordu. Gerileyen bir Erdoğan ile sistemin devam edip etmeme ikilemi oluştu. Hele, temeldeki siyasal İslam yenilgisi Suriyede yaşandı. Ilımlı islamdan IŞİD gibi bir başka gerçeklik doğarken, devrilme yolundaki ülke de ayakta kalıyordu. Bu projenin geleceği için önemli takozdu. Türkiyenin ise hem Suriyede başarısız kılınması hem de içte adeta gelecek bilmecesi oluşturup ekonomik krizle birlikte karşılarında durması, oldukça prüzlü, üstelik, sistemin de darmadağın olup krizleri yönetemediği dönemden de geçtiğimiz biranda yaşanması da tesadüf olamazdı.

Özetlenen bu yakın geçmişle alınan seçim sonuçları birliktelik gerçeği, geleceğin nasıl birçok taşın üzerine oturtulduğunun da karışıklığına işaret etmektedir. Onun için mümkün oldukça hiçbir olguyu dışta brakmadan ele almak gerekir. Hepsinin elbet ayni ağırlılığı veya başlangıç belirleyiciliği yoktur! Fakat, gelişmelerde ve çıkan sonuca direk katgı yapacak fırsatları da vardır. Ekonomik kriz ve alınacak kararlardan tutun, kazanan yerel yapılara nasıl davranılaşcağı da önemlidir. Arada söylenen kırılmalar veya siyasal imaj değişikliklerle parti içi dağılma veya yönetim değişimlerle de siyasal koşullara başka bir esinti getirmesi de doğaldır. Bunların olmasında hep güçler dengesi veya yönetememe başarısızlıkların katgıları çok olacaktır. Net olan, Siyasal İslam tarihini enazından bölgesel seçenek olarak kaybetmenin son noktasına doğru gelişidir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
328AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin