Halkımız Türkiye’deki seçimleri yakından izlemektedir – Alpay Durduran

5201

Dünya küçüldü bir ülkedeki seçimlerle ilgilenmek artık evrensel bir hak ve olay oldu.

Kim ne derse desin onun için seçimlerde dış müdahaleye izin veren çağdaş dünya devletleridir. Müdahale gerçekten dıştan gelse de egemenlik hakkında bir sıkıntı yaratmaz. Çünkü NATO üyeleri bile serbest seçim ama dürüst seçim istediğini iddia eden ve denetimi kabul eden devletler tarafından kurulmuştur. Avrupa Konseyi ve Avrupa(lılar) Birliği de üye devletlere serbest ve dürüst seçimi kabul ettirmiştir ve denetlemek için kurul görevlendirir ve daimî bir denetleme organı da vardır.

Türkiye de bunu kabul etmiştir. Onun için denetçilere izin verir ve yardım sağlamayı da kabul edip uygular. Aynı zamanda dış müdahale deyip serbest seçime engel durumlarla ilgili değerlendirmelerine sert tepki gösterip “kabul edilemez ve boş laf” demesi gariptir.

Türkiye yönetimi halkını üyesi olduğu ve olmak istediği enternasyonal kurumlara karşı düşmanlığa özendirmek için ve pohpohlamak için tepki yayımlar ama arkasından gider ve başka sözlerle bağlılık belirtir. Onlara çok başka konuda yardımcı olduğu için de ilişkilerinin bozulmayacağını umar. Halkımız bunu anlamak zorundadır. Çünkü her ülkede dürüst bir yönetim ve demokrasi dünyanın en önemli sorundur. Dünyadaki çatışmaların kaynağına bakarsak sinsi yönetimlerin ufak tehdit ve büyümeyeceğine inanılan çatışmalarla çıkar peşinde koşanları görürüz ama buna dikkat etmeyebilecek büyüyebilecek çatışmalara gidebilecek olanlar arasında serbest ve dürüst seçim yapılanları görmeyiz. O nedenledir ki sürekli çatışmalara karışan ABD bile, hem de Trump zamanında bile, yalnız ekonomik çıkar değil demokratik ve insan hak ve özgürlükleri bizim için her yerde egemen olmalıdır ve bu ABD’nin dış politika ilkesidir diye açıklama yapmaktadır.

Türkiye’deki seçimlerin dürüstlüğü ve adilliği onun için bizim de ilgi alanımızdır. Kıbrıs’ta çözüm çabalarının daha dikkatle yürütülmesini isteyenler için çözümü destekleyen bir seçim sonucu bizim için de önemli değil mi? Elbette önemlidir. Onun için çalışmalardan kıvanç duymayanlar seçimlerde ona destek olacak siyasetin seçilmesini isterler ve izlerler. Bu çok doğaldır.

Nasıl olur da Türkiye’nin seçimlerine müdahale ederiz burayı seçim kavgalarına karıştırmaz mı diye endişe edilirse zaten işi gücü bırakıp karışanlar olmuyor mu? Dünyanın en önemli demokratik devlet karakteri seçimli iktidar karakteridir. Ne yazık ki seçmen kişisel çıkarını önde tutan büyük bir kitle içerir ama çaresi bulunamamıştır. Seçimde başarı halkın genel seviyesi ile paraleldir. Halkımız temel insan hak ve özgürlüklerine olduğu kadar seçimlerin dürüstlüğüne de önem vermeli de yardımcı olmalıdır.

Seçimlerde hile yapıldığı kanıtlanmaya çalışılıyor ve görülüyor ki seçim sistemi hileyi önlemekle ilgili çok dikkatli önlemler ve masraftan kaçınılmayan düzenlemeler alınmış ama gene de hile çabası azalmamıştır.

Seçimlerde o kadar olaydan hem de seçimlerin selametinden sorumlu olan hükümet kanadı tarafından yapılan açıklamalar bahsediyorsa AB ve AK denetçilerinin eleştirileri haksız değildi. Onlara “size ne, ne karışıyorsunuz” denilmesi haksız olmuş ve eleştirilerinin yarattığı ortamda çok hevesli cezalandırılmaya bile ihtimal vermeden çok sayıda hile karıştırılmıştır. Bu cesareti nereden almışlardır?

On binlerce hilekâr adres değiştirmekten başka adaya oyu eklemeye kadar hileler yapmışmış!

Bizim polis başkasının yerine sınava gireni yakalar da Türkiye polisi hile yapanı yakalamaz mı? Yakalanacağını ihtimal olarak görene kimse hile yaptıramaz veya onun bir partizan olması gerekir. Yani hile yapanın seçimden sonra konun kapatılacağına güvencesi vardır. Tek istisna siyasi terbiyesi hile ile bile oy almayı uygun gören siyasi hırslılardır. Yani kışkırtılmış muhalefettir. Onun sorumluluğu da iktidardaki siyasilerdir.

İşimiz zor. Etrafımızda savaş veya daha küçük çatışma olasılığı dolaşmaktadır. Bizde de etrafımızda da demokrasi, insan hakları ve hukuk devletine bağlı, gücün yasayla sınırlanmasını kabul eden ve ettirilen siyasiler tarafından yönetilen devletler ihtiyacı vardır ve acildir.

Risklerden uzak duran devletler genelde demokratladır. Son zamanların büyük felaketleri diğerleri tarafından çıkarılmış ve büyük yıkımlar yaşanmıştır. Şimdi de savaş tehlikesi genelde onlar yüzünden çıkmakta ve tehlikeyi artırmasınlar diye yardım beklenenler diğerleridir. Aralarından bazılarının her işe maydanoz olmalarının nedeni ancak parasal çıkarlardır ki parasal çıkarlar için göze alınan savaş riski olası bir savaşta kasası ile yanıp gidecek kişiler tarafından sınırlandırılır. Bizim gibi çıkar hesabından anlamayanlar uyanık olmak zorundayız.