Bu makalemi hafta başı yazma düşündeydim. Ancak, gelişen ve aciliyetle ertelenemeyecek konolar nedeniyle, bu konuyu ancak gecikerek yazıyorum. Aslında, artık önemi gemmiş de denebilinir! Fakat, gerçekten, ülkesel gibi görülen “Siri Lanka intihar saldırıları ile Ukrayna seçimleri” genelde günümüz Emperyalist yapının yöneldiği yol bakımından içinde önemli işaretler de bulunmaktadır. Bundandır ki gecikmeye karşın, güncelden özellikle Ukrayna seçimleri düşse de iki olgunun da yine de dersler bakımından bilinmesi de öneme sahiptir…..
Geçen hafta sonuna doğru bir ada ülkesi olan Siri Lankada, önemli imtihar saldırıları gerçekleşti. Gerçekleştirilen alan dini kiliselerle turistlik tesislerin olması, siyasal yön ile kültürler kırılması bakımından çok mesajlar içerilmektedir. Hele de bilgiler geliştikçe, olayı İslamcı hem de IŞİD ile Tevhit gibi yeri geldikçe iç içe giren yapıların olması da konunun salt Siriklankalaşma ile yeterli olmayacağının önemli işaretleri oluyordu. Kaldiki, birkaçyıl önce yapılan Siri Lanka seçimleri ile seçilen yeni yönetim, adadaki etnik dini yaşanmış geçmişi de yüzleştirilerek yeni bir sayfa açmıştı. Ancak, bu son saldırıda hem de yaklaşık 300 ölünün olduğu söylenen koşulda, istihbarata ve emniyete yapılan uyarıların, başbakan ile Cumhurbaşkanına söylenmemesi gibi değişik önemli sonucun da konuşulmayı epey genişletme gerçeği oluşmaktadır.
Siri Lanka adını ben duyar duymaz, ister istemez eski yakın tarihle kıyas aklıma gelir. Eski adı Seylan olan Siri Lankada 1971 ayaklanmasının sonucunun değişik olma sonucu aklıma takılır. O dönemde Seylan yani şimdiki Siri Lankada yoğun halk ayaklanması gerçekleşti. Yönetim tam ele geçirilecekken, dünyanın güçleri “Armerikasından Sovyetlerine, Avusturalyadan Hindistanına” birçok güç değişik yelpazede olmalarına karşın, bu ayaklanmanın bastırılması için direk Seylan Sosyaldemokrat Bangrenekeye yardım yaptılar. İsyan böyle bastırıldı. HC başkanı savunmasında bu konuya epey yer verdi. Sonradan, Seylan adası Siri Lanka adını alır. Fakat, bastrılan halk ayaklanması ve var olan olumsuzluklar birlikte yeni bir sıçrama etnik devlet eksenine kaydı. Tamiller ve devlet senelerce iç savaş yaşadılar. Yine Çin yardımı, Hindistan desteği ve İsrail istihbarat katgılarıyla, Dünyanın da başta ABD İngiltere onaylı hareketle, toplu imha savaş stratejisi sonucunda Tamil Kaplanları yenilerek Tamiler epey hırpalandı.
Siri Lanka böylesi tarihi olaylarla hep gündem oldu. Son dönemde de seçimi kazanan yeni itifak ile hem geçmişle yüzleşildi, hem de özürler dilendi. Ancak, ekonomik alanda İMF kurallı olmaktan çıkmadı. İsrailden Çin gerçeklik etkinlikten kurtulamadı. Bu arada etnik dini sorunlar da devam eder gibiydi. Hele Budislerdeki Siri Lankalı faşist eylimlerden tutun, İslam rüzgarına kapılıp Tefhit ve dış etkenli IŞİD olguları Siri Lankada Müslümanlarla da gerilimlere doğru yönelişler oluyordu.
Bu gerçeklikler geçen haftaki Siri Lanka imtihar saldırılarında yaşandı. Nifustaki azınlık Hristiyanlara yönelik, tam da paskalya günlerinde imtihar saldırıları yapıldı. Şüpelinilecek çok değişik karşıt dini ve etnik yapılar vardı. Nitekim, direk olarak ilk başta Budis faşistlerden şüplenildi. Ancak, gelişmeler Müslüman Tehfit yapısına ve enson IŞİD açıklama ile olayı kabulendi. Dahası, Siri Lankadaki katliyamı Yeni Zelanda rövanşı olarak da sunuldu. İş bukadarla kalınmadı: Hindistan istihbaratı uyarmasına karşın konu başbakana dahi bildirilmedi. Demokratik kural denerek, Siri Lanka yönetimi de konuyla alakalı emniyetden istihbarata varan bazı görevlileri görevden aldı.
Konuyla alakalı birçok bilgi daha eklemek mümkün hale geldi. Özellikle IŞİD yemini edip üyesi olmayan olayın sorumlusu gibi ilginç örnekler de vardır. Siri Lanka olayı genel Kültürler savaşının, versyonel bir uygulaması olarak tarihe sokulmalıdır. Tıpkı Yeni Zelandadaki olay gibi, içsel sorunların ötesinde,genel sistemdeki yapısal gerçeklerin, ülkeleri vurma sonuçları olarak gerçekleşti. Emperyalist hegemonya için kurdurtulan veya bu koşullarla örgütlenme alanı bulan faşisrt ama kulanımlı kuruluşlar, yeri geldikçe sistem adına, yeri geldikçe, kendi insiyatifleriyle eylem yapma evrenseliğine ulaştı. Siri Lanka gibi eylemlerde ise tepkiler hep ayni yansımıyor. En yakın örnekle, Türkiye yönetimleri Yeni Zelandadaki vahşeti gayet pişkin şekilde iç mavzemeye dek kulanırken, Siri Lanka konusunda brakın ayni duyarlılığı veya kulanımı, basit konu konuşur gibi vurguladılar!
İsterseniz K. Kıbrıs versyonuna da deyinelim: KIbrıstaki 22 Ocak linç hareketini doğrudürüs kınamazken, Türkiyedeki bazı olayları “özellikle devlet eksenli olanları” görmezlikten gelinirken, Siri Lanka konusunda enazından Saray kınama mesajı yayınladı. Tüm bunlar tek noktada buluşuyor: yaşadığımız Emperyalist özü gözden kaçırırsak, günümüz krizini ve değişik yükselen faşist dalgayı keyfi algılarla ele alınırsa, ister kitlesel, ister paramiliter şekilde Faşist yaşamsal güncele yeni eklemelerle katılmalar devam edilecektir. Siri Lanka bunun son halkası olmaktadır*****
Ukrayna seçimlerine de birkaç laf etmek gerekir. Ukrayna seçimini KOmetyen denilen sanatcı Zelenski kazandı. Biraz deşildiğinde, sanatsal eserlerin etkisi dışında da net politik prokramı da yok. Üstelik; Ukrayna ekonomik krizle hızla dibe vuran, yolsuzluklar ayuka çıkan, komşularıyla savaş halinde olan, seçimde dahi ülkenin bir kısmı oy kulanamazken, bu koşullarla önemli siyasal prokram ihdiyaçlı seçenek varken, seçimler bir sanatcı KOmetyeni başkan yaptı!
Kimse, örneğin Doğu Ukrayna savaş halini, Rusya ile batı denklemindeki durum ve İMF AB kısgaçlı ekonomik iflas alanında ne olacağını bilmiyor. Ama, KOmetyen Zelenski Porişenkonun olumsuzlukları karşısında seçimi kazandı. Bir filimindeki iyi rol ve temiz adam konumuyla adeta siyasal karizmayı devirdi. Ancak, Ukraynada hep bilinmezlik ve kriz birlikte heran savaşa yönelme tehlikesiyle engebelerle dolu.
Burada bir noktaya dikat çekmek gerekir: Kapitalist yapıdaki kriz ve belirsizlik, siyasal eksende de acayip denilen sonuçlar veriyor. Bir yanda resmen Faaşist liderler yönetime geliyor, ikinci muhalefet partisi halinde rol almaya hazırlanırken, bazı yerlerde de posmoderin kültür sonucu ilginç sanatcılar veya figürler de seçtirdtiyor. İtalyadaki 5 Yıldız hareketi veya Ukraynadaki Zelenski gerçeği bize Neoliebral süreçteki politik aşmazı göstermeğe net örnek olarak yaşatılmaktadır. İşte, Ukrayna seçimleri, hem Neoliebral aşmaz, kriz varlık derinleşmesi ve siyasal yönetme karşılığının bileşkesi bakımından oldukça düşündürücü sonuçlar yansıtmaktadır. Yeterki, dünyayı izleyip, öğrenerek yorum yapalım. Ayni dersleri de buraya dek taşımamız da kolay olacak.
“Tıpkı, K. Kıbrısta her iki eksende de pakete evet denilip TC ile imzada hazır olup koltuk hesabı yapma daraltısına gelinme gibi”! Burada da içi boş siyasal kimliklere veya şov popilist modellere “iyi insan” denilip, gelecek teslim edilmiyormu?